Sizce de öyle değil mi?
Eskiden ne olurdu?
Bir haber mi çıktı?..
Örneğin “TSK içinde bir komutanın, illegal bir eylemin içinde olduğu”na ilişkin, bir haber mi yayınlandı?..
Açıklama ne olurdu?
“Yayınlanan haberle ilgili olarak soruşturma açılmış olup..” diye başlardı açıklama..
Sanırdınız ki; “İllegal eylem içinde olan subayla ilgili bir soruşturma”dan bahsedilecek.
Ama açıklamanın devamından anlardınız ki; soruşturma illegal eylemin faili subayla ilgili değil, “illegal eylem içinde olan subayın bu fiilini dışarıya sızdıranlarla” ilgili!
Dün de TSK içinden bir illegal eylem basına yansıdı.
İzmir'de Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki bir birlikte, Şubat ayı içinde bir günün parolasının da “Adi Başbakan” olarak belirlendiği basına intikal etti.
Habere, Şubat ayında kullanılacak parolaların tam listesi de eklenmişti.
Böyle bir haber üzerine, Genelkurmay'ın, eski alışkanlıklar çerçevesinde ne yapması gerekirdi?
“Gizli niteliğindeki bir parola belgesini basına sızdıranlar hakkında soruşturma açılmış olup, sızdıranlar hakkında yasal işlem yapılacağı duyurulur!”
Hatta açıklamada şöyle bir ifade bile yer alabilirdi: “Tesadüfen yanyana gelen iki kelimenin ardında bir kasıt aranması, TSK düşmanlığının açık göstergesi olup, ...”
Alıştık çünkü, bu tür duyurulara!..
Ama dünkü TSK açıklaması, bu bildik duyurulardan değildi.
Dünkü açıklama, “Bugün bir gazetede yer alan parola konusundaki haberle ilgili olarak, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nca soruşturma başlatılmıştır..” şeklinde idi.
Demek ki artık TSK, illegal eylemleri soruşturma yerine, illegal eylemlerin deşifre edilmesini soruşturmaktan vazgeçmiştir.
Evet, “Ahlâksızca bir ifade içeren o parolayı belirleyen subaylar hakkında soruşturma başlatılmıştır” da denilmiyor, o açıklamada ama.
Bu da bir adımdır.
Ve daha atılacak çok adım var...
Atılacak adımlardan sonra, nedir olması gereken?
“Suç niteliğindeki parolayı oluşturanlar, bir saat gibi çok kısa bir sürede tespit edilmiş, başlarındaki komutan da dahil olmak üzere, şu kadar subay açığa alınmış, askerî savcıya cezai soruşturma emri verilip, soruşturmanın açılması sağlanmış, en kısa sürede de bitirilmesi hususunda gerekli takibin yapılacağı hatırlatması, emirle birlikte yetkili makama ulaştırılmıştır.”
Olması gereken bu..
Fakat daha, TSK yeni yeni, bilgi sızdıranların peşinde koşmaktan vazgeçip, illegal eylemin esas failini soruşturmaya geçti..
Haber verene değil, kanunsuz fiilleri işleyenlere odaklanmaya, daha yeni başladı.
TSK'da bu olumlu gelişme yaşanırken, Balyoz harekâtında da, dün önemli gelişmeler yaşandı..
“Vatan kurtarma ulvi gayesi” için, gerekirse “cami bombalama”yı bile planlayanların gözaltı işlemleri, “Hukuk Devleti” adına, sevindirici bir başka gelişme idi.
Bakalım, gerçekler tüm çıplaklığı ile ortaya çıkarılacak mı?
Sadece askeriyedeki darbe taraftarları ile mi yetinilecek?
Yoksa, yargı içindeki, yüksek yargı içindeki darbe taraftarları da deşifre edilecek mi?
Çok satan gazetelerdeki darbe taraftarları ortaya çıkarılacak mı?..
ALİ KARAHASANOĞLU-VAKİT
Sayfalar
▼
Sayfalar
▼
23 Şubat 2010 Salı
TSK de neden Garson erler var?
Habertürk yazarı Umur Talu Genelkurmay'ın asker kadrosundaki vatani hizmet dışındaki hizmetleri ve hizmetli olarak çalıştırılan erleri sorguladı. İşte yazısı:
MESAJ YAĞDI
Dünkü yazıda bir merak ve soru denemesı vardı. Mesajlar yağmur oldu yağdı. Belli ki soruyu sormaya hazır "dertli, deneyimli" nüfus çok kalabalık. Sıra geldi, sivil veya askeri sorumlu mevkilerin cevaplamasına.
Konu şuydu: Genelkurmay, "Kozmik hâkim"i takip gerekçesiyle durdurulan iki askeri araç olayını, belki bu kez haklı olarak, "Paranoya" diye teşhis etmişti ya... Hani kimileri de dalgasını geçmişti; "suikast silahı erzaklar" babından.
Açıklamalar şunu da ortaya koymuştu: Bir uzman çavuş ve iki er bulunan ilk araç bir Kuvvet Komutanı "konutuna tahsisli" idi ve alışveriş yapıyordu. O sırada dondurma, yaş pasta, kuruyemiş görevindeydi. İkinci araç, içindeki iki şoför, bir marangoz, bir elektrikçi asker ile başka bir komutan "konutuna tahsisli" idi; konutta tadilat işinde görevli olup bir yandan da yaş pasta şevkinden sorumlu idi.
FİİLİ ANGARYA
Çorba yapmadan ayırmaya çalışırsak:
1. Elbette "askeriye"nin de gündelik işleri vardır; bir kısmında, uzmanlıklarına göre, mevcut geçici veya sürekli personelden yararlanılır.
2. Lakin, "genel işler" ile "özel, çok özel,epeyce keyfi, hatta keyif işi" olanları, fiili angaryayı, hatta köleliği karıştıranlarda insanı hiçe sayan bir çorba yapar.
RÜTBE HİYERARŞİSİ
Rütbe hiyerarşisi, "ordunun sevk ve idaresinde mana taşır tabii. Lakin, "askerlik görevi ve askeri hiyerarşi" sayesinde, "ev işleri"nin "bedava emek"le görülmesinde, görev icabı bir hiyerarşinin ezeli ve ebedi üstün ve aşağı insanlık olarak telakkisinde, olsa olsa "rütbe, statü ve de kınalı kuzu istismarı"ndan bahsedilebilir.
Bakın, Anayasa açık: "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır." Gördüğünüz gibi, mesele Anayasa ihlali! Aynı Anayasa, her özgürlük ve hak maddesindeki gibi, tabii "istisna" da koyar:
BADANA, DONDURMA İŞLERİ ÜLKE İHTİYACI MI
"Kanunda düzenlenmek üzere hükümlülük ve tutukluluk sürelerindeki çalıştırmalar, olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler, ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz."
BU SORULAR İLK KEZ SORULUYOR
(Mahpus ile başka görevlerin aynı maddede düşünülmesi bile bilinçaltı bir şey olmalı!) Şimdi kıymetli hükümet ile değerli komutanlar bize; kuruyemiş, yaş pasta, badana, dondurma, ev işleri, ayak işlerinin "ülke ihtiyacı ve vatandaşlık ödevi" olduğunu kanıtlamak zorunda! Tabii şu soruların cevabıyla birlikte: Önce, Milli Savunma Bakanı cevaplamalı; çalınmış haklarını arayan emekli askerlere, "Kaynak yok" diyen hükümetin "Sabret Gönül'ü:
1. "Terörle mücadele"de onca şehit olduğu için "Asker açığı var" denen yurt sathında, "vatani görev"de kaç asker, "özel hizmet müdafaasında çalıştırılıyor?
2. Posta kapsamında, fiilen kaç er, erbaş mevcut?
3. Kaç askeri araç, devlet (ve millet) yakıtıyla özel işlere tahsisli?
4. Lojman, kamp, orduevi, özel konutlarda ve (hakikaten zorunlu koruma dışında) emekli ler emrindeki "Angarya ordusu"nun insan ve araç mevcudu nedir?
BU SORULARI SORMAK İÇİN HÜKÜMETİNDE DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜN OLMASI LAZIM
Soru peşine düşebilmek için, "sivil" hükümetin de, "darbe korkusu" dışında, hakiki insan hakları, demokrasi, cumhuriyet kültürü olması lazım tabii. Emrindekini köle gibi gören, mebusları parmak çocuk yapan, itiraz edeni kesen, işçi ve memur hakkını ve hak arayışını hainlik sayan, emir kulu, biat eri, itaat neferi, cemaat postası kültürüne sahip olanlar... vatandaş azarlayıp memura, polise uşak gibi buyuranlar, kamu kaynaklarını babadan miras sananlar bu soruların peşine düşemez tabii!
MESAJ YAĞDI
Dünkü yazıda bir merak ve soru denemesı vardı. Mesajlar yağmur oldu yağdı. Belli ki soruyu sormaya hazır "dertli, deneyimli" nüfus çok kalabalık. Sıra geldi, sivil veya askeri sorumlu mevkilerin cevaplamasına.
Konu şuydu: Genelkurmay, "Kozmik hâkim"i takip gerekçesiyle durdurulan iki askeri araç olayını, belki bu kez haklı olarak, "Paranoya" diye teşhis etmişti ya... Hani kimileri de dalgasını geçmişti; "suikast silahı erzaklar" babından.
Açıklamalar şunu da ortaya koymuştu: Bir uzman çavuş ve iki er bulunan ilk araç bir Kuvvet Komutanı "konutuna tahsisli" idi ve alışveriş yapıyordu. O sırada dondurma, yaş pasta, kuruyemiş görevindeydi. İkinci araç, içindeki iki şoför, bir marangoz, bir elektrikçi asker ile başka bir komutan "konutuna tahsisli" idi; konutta tadilat işinde görevli olup bir yandan da yaş pasta şevkinden sorumlu idi.
FİİLİ ANGARYA
Çorba yapmadan ayırmaya çalışırsak:
1. Elbette "askeriye"nin de gündelik işleri vardır; bir kısmında, uzmanlıklarına göre, mevcut geçici veya sürekli personelden yararlanılır.
2. Lakin, "genel işler" ile "özel, çok özel,epeyce keyfi, hatta keyif işi" olanları, fiili angaryayı, hatta köleliği karıştıranlarda insanı hiçe sayan bir çorba yapar.
RÜTBE HİYERARŞİSİ
Rütbe hiyerarşisi, "ordunun sevk ve idaresinde mana taşır tabii. Lakin, "askerlik görevi ve askeri hiyerarşi" sayesinde, "ev işleri"nin "bedava emek"le görülmesinde, görev icabı bir hiyerarşinin ezeli ve ebedi üstün ve aşağı insanlık olarak telakkisinde, olsa olsa "rütbe, statü ve de kınalı kuzu istismarı"ndan bahsedilebilir.
Bakın, Anayasa açık: "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır." Gördüğünüz gibi, mesele Anayasa ihlali! Aynı Anayasa, her özgürlük ve hak maddesindeki gibi, tabii "istisna" da koyar:
BADANA, DONDURMA İŞLERİ ÜLKE İHTİYACI MI
"Kanunda düzenlenmek üzere hükümlülük ve tutukluluk sürelerindeki çalıştırmalar, olağanüstü hallerde vatandaşlardan istenecek hizmetler, ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları, zorla çalıştırma sayılmaz."
BU SORULAR İLK KEZ SORULUYOR
(Mahpus ile başka görevlerin aynı maddede düşünülmesi bile bilinçaltı bir şey olmalı!) Şimdi kıymetli hükümet ile değerli komutanlar bize; kuruyemiş, yaş pasta, badana, dondurma, ev işleri, ayak işlerinin "ülke ihtiyacı ve vatandaşlık ödevi" olduğunu kanıtlamak zorunda! Tabii şu soruların cevabıyla birlikte: Önce, Milli Savunma Bakanı cevaplamalı; çalınmış haklarını arayan emekli askerlere, "Kaynak yok" diyen hükümetin "Sabret Gönül'ü:
1. "Terörle mücadele"de onca şehit olduğu için "Asker açığı var" denen yurt sathında, "vatani görev"de kaç asker, "özel hizmet müdafaasında çalıştırılıyor?
2. Posta kapsamında, fiilen kaç er, erbaş mevcut?
3. Kaç askeri araç, devlet (ve millet) yakıtıyla özel işlere tahsisli?
4. Lojman, kamp, orduevi, özel konutlarda ve (hakikaten zorunlu koruma dışında) emekli ler emrindeki "Angarya ordusu"nun insan ve araç mevcudu nedir?
BU SORULARI SORMAK İÇİN HÜKÜMETİNDE DEMOKRASİ KÜLTÜRÜNÜN OLMASI LAZIM
Soru peşine düşebilmek için, "sivil" hükümetin de, "darbe korkusu" dışında, hakiki insan hakları, demokrasi, cumhuriyet kültürü olması lazım tabii. Emrindekini köle gibi gören, mebusları parmak çocuk yapan, itiraz edeni kesen, işçi ve memur hakkını ve hak arayışını hainlik sayan, emir kulu, biat eri, itaat neferi, cemaat postası kültürüne sahip olanlar... vatandaş azarlayıp memura, polise uşak gibi buyuranlar, kamu kaynaklarını babadan miras sananlar bu soruların peşine düşemez tabii!
TSK miadını doldurdumu ???
21.02.2010 tarihinde taraf gazetesinde yayınlanan "adi başbakan"skandalı (asil adi ler TSK nın içinde çöreklenmiş ,kök salmış durumdalar) aslında TSK nin ne durumda olduğu hakkında net bir bilgi verebiliyor. dünyanın en büyük 6. ordusu olmakla övünen ordusu kendi içerisinde can çekişiyor, iç hesaplaşmalar geçiriyor. Ulul emre itaatsizlik baş göstermiş ,astlar üstlerine sayıyor. Erler Orduevlerinde ayyaş subaylara ,sarhoş paşalara İçki ve meze ikramı yapmak için garsonluk yapıyorlar sesi güzel olanlar gazinolardaki sarhoşları eğlendirmek için gazinolarda türkü çalıyorlar. Her ne kadar TSK ordu evlerinde görevli askerlerin net bir sayısını vermesede içerden sızan sesler bu sayının çoktan 80 bin ereatı bulduğu yönünde. Bu sayıya gazinolar eklendiğinde toplam 90-100 bin er ordudaki ayyaş komutanlara resmen modern kölelik yapıyorlar... 650 bin civarında erata toplamda 1 milyon 100 bin personele sahip bir ordu 30 yıldır dağda olan bir alay(alay dediysem düzenli ordudaki alay kadar bile sayıları yok belkide 2 - 2,5 bin kadar) PKK lı terörist ile başedemiyor yada (bundan nemalandıkları artık çok açık ve nettir.)bu pkk yı resmen bitirmek istemiyorlar.Çünkü resmi olarak TSK nın PKK ile bir mücadele eylem planı ve savaş stratejisi bulunmamaktadır.TSK sadece Darbe yapmak için hazırlık yapmak senaryo hazırlamak ve iç tehdit diye düşündüğü müslüman dindar halkın (yüzde 60 nı) irtica tehlikesi adı altında milletin vergileri ve öz evlatları ile oluşan silahlı güç ile tehdit etmeye çalışmaktadır. Bugün kimse kimseyi kandırmasın (bizim saf milleetimiz hariç)dünyada kimse TSK nın bir savaş kazanabileceğine bu kadrolar ile ihtimali geçin söylentisine bile göbeğini kaşıyarak gülmektedir. TSK resmen savaş kabiliyetini yitirmiş Sadece para yiyen [[ Yıllık sadece TSKnın yemek ve istikat harcaması 25 milyar $ dolardır.Bu savunma giderleri ile(örtülü ödenekten olduğu için hala net değildir ama komşu yunanistandan bir kaç kat fazla savunma harcaması gerçekleştirdiği için tahmini bir rakamdır) 55-60 milyar doları bulmaktadır ]] Eski kızıl ordu durumuna düşmek üzeredir. Eğer böyle giderse kızıl ordudan hiç bir farkını kalmayacağı kesindir.Bugün Rusya, ordusundan 600 binin üzerindeki personeli emekli yada ihraç etmiştir. Çünkü artık dünyada kalabalık ordular değil teknolojik geliştirmelere ayak uydurabilen ordular ayakta kalmaktadır.Bakınız ırak ordusu 1,000,000 nun üzerinde askere sahip iken 80-90 bin işgal gücüne 1 ay bile dayanamadılar.
Sözün özü işi kısa tutmaktır... Hasılı kelam Bugün TSK nın durumu bir kızıl ordu yada Ulul emre itaatsizlik gösterip padişah katleden Yeniçeri ocağından farkı yoktur.(kii Bir başbakan ve 2 bakanı asıp 1 bakanıda penceren atıp şehit etmişlerdir) Yeni bir Asakiri Mansurei Muhammediye ordusu gerekirmi derseniz ;Tarih en açık cevaptır. Boş işlerle abes olanlar bir gün teneke yuvarlanıp giderken çıkarttığı gürültüyü bile çıkaramadan bu dünyadan ebedi cehennemine doğru yol alacaktır.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim gafletten uyan
Uyan Ey halkım Artık gün senindir
Caddelerde Zalimlere haykıracağın gün senindir.
Mazlumun hakkını arama günü senindir
Zalimler için yaşasın cehennem diyerek haykıracağın
bu günler senindir....
Sözün özü işi kısa tutmaktır... Hasılı kelam Bugün TSK nın durumu bir kızıl ordu yada Ulul emre itaatsizlik gösterip padişah katleden Yeniçeri ocağından farkı yoktur.(kii Bir başbakan ve 2 bakanı asıp 1 bakanıda penceren atıp şehit etmişlerdir) Yeni bir Asakiri Mansurei Muhammediye ordusu gerekirmi derseniz ;Tarih en açık cevaptır. Boş işlerle abes olanlar bir gün teneke yuvarlanıp giderken çıkarttığı gürültüyü bile çıkaramadan bu dünyadan ebedi cehennemine doğru yol alacaktır.
Uyan ey gözlerim gafletten uyan
uyan uykusu çok gözlerim gafletten uyan
Uyan Ey halkım Artık gün senindir
Caddelerde Zalimlere haykıracağın gün senindir.
Mazlumun hakkını arama günü senindir
Zalimler için yaşasın cehennem diyerek haykıracağın
bu günler senindir....