Sayfalar

Sayfalar

24 Şubat 2011 Perşembe

Komutan eşleri fişleme yaptılar.



Komutan eşinden tuhaf fişleme: Duvarda hat yazılı tablo görüldü

Ağrı´da görev yaptığı sırada suçsuz yere ordudan atılan Mehmet Kanmaz (50), ziyaret bahanesiyle evlerine gelen komutan eşlerinin ´Duvarda asılı duran hat yazılı tablo, kızlarının isimleri ve eşinin kıyafet durumu´ gibi bilgileri not ettiğini belirtti. Hakkında hazırlanan bir raporda bu notların yer aldığını dile getiren Kanmaz, ordudan atılmasında bu raporun etkili olduğunu vurguladı.



Hiçbir gerekçe gösterilmeden yıllarca emek verdikleri Türk Silahlı Kuvvetleri´nden bir çırpıda atılan askerlerin kimi seyyar satıcılık yapmış, kimi yıllarca işsiz dolaşmış. İş için çaldıkları kapılar ise baskılar yüzünden bir bir yüzlerine kapanmış. En sevdikleri meslektaşları bile selamı kesip, onlara sırtlarını dönmüş. Ailelerini bile ´Peygamber Ocağı´ndan suçsuz yere atıldıklarına ikna etmekte zorlanmışlar. Haklarını aramak için yaptıkları tüm başvurular, yeterli kanuni dayanak olmadığı gerekçesiyle sonuçsuz kalmış. Şimdi ise 12 Eylül referandumu sonrası kaybettikleri haklarının tazminini ve itibarlarının iadesini istiyorlar.

KOMUTAN EŞLERİNİN ZİYARETİNİN ARDINDAN UYARILAR BAŞLADI

Mehmet Kanmaz (50), Ağrı´da görev yaparken Ağustos 1997´de ordudan ihraç edilmiş. Ziyaret bahanesiyle evlerine gelen komutan eşlerinin istihbarat topladığını sonradan öğrendiğini bildiren Kanmaz, evlerinde astıkları tablolardan, kızlarına verdikleri isimlerine ve eşinin elbisesine kadar her türlü bilginin not edildiğini belirtiyor.

Komutan eşlerinin ziyaretinin ardından ´eşin başını açmalı ve birlikte sosyal faaliyetlere katılmalısınız´ uyarılarıyla karşılaştıklarını anlatan Kanmaz, ayrıca ´Namaz kılmamalısın´ şeklinde ikaz edildiğini dile getiriyor.

Sürekli arayan dostlarının TSK´dan atıldıktan sonra arayıp sormaz olduğuna dikkat çeken Kanmaz, başvuru yaptığı iş yerlerinin baskılara maruz kalması sebebiyle iş bulmakta zorlandığını vurguluyor.

Sonunda bir medikal şirketine ortak olduğunu ifade eden Kanmaz, "Sivil toplum kuruluşları aracılığıyla yıllarca hakkımızı aradık. Bunları yaparken de müspet hareket ettik. Devlet, ordu bizim. Sağ olsun siyasi iktidar haklarımızı geri almamız için bazı çalışmalara imza atıyor." diye konuşuyor.

TİMAV konferans :Kuran İkliminde Değişim ve Gelişim

İHL´liler Kuran ve Sünnet İkliminde Değişimi yazdı

TİMAV´ın İHL´liler arası kompozisyon yarışması sonuçları belli oldu


Kuran-ı Kerimin nüzulunun 1400. yılı sebebiyetiyle Türkiye genelinde  Türkiye İmam-Hatipliler Vakfı´nın  (TİMAV) düzenlediği kompozisyon yarışmasının sonuçları belli oldu. "Kuran İkliminde Değişim ve Gelişim" konulu kompozisyon yarışması imam-hatipli öğrenciler arasında düzenlendi. 26 Şubat 2011 Cumartesi günü Timav Genel Kurulu´nun ardından yapılacak ödül töreniyle yarışmada dereceye girenlere ödülleri teslim edilecek. Ödül töreninden önce Prof. Dr. Mevlüt Güngör´ün bir konferansı da programda yer alacak.

Konferans saati: 19.30

Ödül Töreni Saati: 20.30

Ağladıkça elif çakır star gazetesi

Ağladıkça --- Elif Çakır



Siz hiç şimdiye kadar ekranlarda ağlayan bir komutan eşi görmüş müydünüz?
Geçen gece televizyon karşısında haberleri izlerken, Anıtkabir’e yürüyüp Atatürk’ün mozolesini ziyaret eden komutan eşlerini gördüm.
Kimi taşların üzerine kapanmış mozoleyi okşuyordu.
Ayaktakilerden bir kısmının gözlerinden boncuk boncuk yaşlar dökülüyordu.
Kamera birkaç saniye ağlayan komutan eşlerini gösterirken, bir anda kulağımda yankılandığını hissettiğim Ahmet Kaya’nın “Ağladıkça” şarkısıyla birlikte ben de duygulandım. (Çok dinlenirdi, dinlendirirdi herkesi bu şarkı.)
Birkaç saniye (ama o birkaç saniyede zihnime o kadar çok şey hücum etti ki, birkaç saat gibi yaşadım) ekrana baktım öylece.
Sonra biraz toparlandım, “galiba bu iyiye işaret” dedim kendi kendime.
İşte yanlış anlaşılmaktan korkma noktam da burası.
“Oh ne iyi oldu, varın biraz da siz ağlayın” gibisinden bir duygu değildi bu.
Çünkü Ahmet Kaya bu şarkıyı bunun için yapmamıştı.
“Ağladıkça, bozkırlar yeşerecek, göreceksin” diye hep bir ağızdan söylerken insanlar, kendi hallerini dile getirmekten başka bir şey yapmıyorlardı.
Yüzbinler ağladı bu ülkede yıllarca. Milyonlar hatta.
Ağlayanların sesi hiç bu komutan eşlerinin kulaklarına ulaştı mı acaba, en çok bunu merak ettim ekrandaki görüntüyü izlerken.
28 Şubat sürecinden bu yana, gözyaşı döken çok subay eşiyle karşılaştım; hikayelerini dinledim, acılarına, üzüntülerine şahit oldum.