15 Temmuz 1912 yılında kabul edilen Kanun;
9 Ağustos 1912 yılında LXVI (66) adet basılmış ve dağıtılmıştır.
İslam Dininin Hanefi Mezhebi mensuplarının “Dini İnanç Topluluğu” olarak tanınmasına ilişkin, imparatorluğun (Monarşi) her iki Meclisi’nin de kabulü ile düzenlemenin şu şekilde olması uygun görülmüştür. Buna göre;
Madde I
İmparatorluk Konseyinde temsil edilen Krallıklar ve Eyaletler tarafından, 1 Aralık 1867 Anayasasının 147. maddesinin özellikle XV. fıkrasına dayanarak, resmen tanınan inanç topluluğu olarak kabul edilmesiyle İslam dininin Hanefi mezhebine tabi olanlara aşağıdaki haklar verilmiştir.
§1.
İslam dini mensuplarının hukuki statüleri, en azından kültürel bir topluluk (cemaat) oldukları sürece, devlet gözetimi altında bulunması şartıyla, kendi kendilerini yönetme ve karar alma hakları temelinde teminat altına alınmıştır.
Bu durumda, ülkedeki İslam dinine mensup Bosna-Herseklilerin bir Kültür Organizasyonu (cemaat) bağlamında yaşamaları dikkate alınır. Dini cemaat olarak yapılanmalarından önce de İslami amaçlara yönelik dini vakıflar kurulabilir.
§2.
Kültür Bakanlığının onayı ile Bosna-Hersek’ten din hizmetleri dairesi için din görevlileri görevlendirilebilir.
§3.
İbadetlerin yerine getirilmesinde, toplum düzenini bozacak bir durum ortaya çıkması halinde bu ibadetler hükümet tarafından yasaklanabilir.
§4.
Eğer bir din görevlisi; herhangi bir kanunsuz davranıştan, ya da buna benzer bir olaydan dolayı suçlu bulunursa ve bunu çıkar amaçlı gerçekleştirmişse, ahlak kaidelerine ters davranmış veya toplumsal tepkiye sebebiyet vermişse ya da toplum düzenini bozacak davranışlarda bulunduğu tespit edilirse görevinden uzaklaştırılır.
§5.
İslam’a inanan Hanefi mezhebi mensuplarının; cemaat ve organlarının yetki alanlarının aşılmamasına, kanunların ve buna bağlı hükümlerle kararların ihlal edilmemesine, resmi ilişkilerin ve düzenlemelerin dışa karşı uygulamalar ile bu dinin mensuplarına tanınan hakların kullanımına ilişkin tüm gözetim ve denetim devlet kurumları tarafından gerçekleştirilir. Bunun sonucunda resmi kurumlar gelir durumuna bağlı olarak makul bir para cezası veya yasaların müsaade ettiği diğer bir cezai müeyyide uygulayabilir.
§6.
İslam’a inanan Hanefi mezhebi mensupları, dini ibadetlerini yerine getirmede ve dini vecibelerini uygulamada resmi olarak tanınmış diğer dini cemaatlerin haklarına ve kanuni korumasına sahiptirler. Ayrıca İslam’ın öğretileri, kurumları ve gelenek/görenekleri de devlet yasaları ile çelişmedikleri sürece aynı şekilde koruma altındadır.
§7.
İslam dini mensuplarının evliliklerine ve doğum, nikâh, ölüm kayıtlarının tutulması, 9 Nisan 1870 yılında çıkan 51 numaralı yasa kapsamındadır. Nikâh kıyılması ile alakalı dini vecibelerin yerine getirilmesi bu kanunun hükmü kapsamında değildir.
§8.
Bu düzenleme ile doğum, nikâh ve ölüm kayıtlarının tutulmasında İslam din görevlilerinin ortak yetki kullanıp kullanmayacakları, kullanmaları halinde ise bunun hangi şekilde olacağı da belirlenir.
Madde II
Bu kanunun yürütmesinden Kültür ve Eğitim Bakanı, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı sorumludur.
Bad Ischl – 15 Temmuz 1912
Franz Joseph m.p.
Hochenburger m.p. Heinold m.p. Hussarek m.p.
bu metin: Avusturyada diyanet işler teşkilatımızınve gurbetçilerimizin katkılarıyla kurulmuş olan ATİB(“Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği) atib.at sitesinden alınmıştır
haberle ilgili diğer ayrıntılar için tıklayınız