Sayfalar

Sayfalar

20 Kasım 2012 Salı

Talib ve Vasıl & Cündioğlu ve Nursi


Uzun zamandır göremediğimiz dücane hoca ile ilgili basında çıkmış Üstad bediüzzaman Said Nursi yi nazara vererek kalame alınmış risale haberde çıkan salih can imzalı köşe yazısını sizlerle paylaşıyorum.



''Çağdaş dindarlık ya Mekke'yi örnek aldı, ya da Medine'yi... Hira hep ufkunun dışında kaldı.'' (D.Cündioğlu)
Dücane Cündioğlu, Risale-i Nur talebesinin çok ciddi ilgisini çeken ve hemen hepsinin bu ehl-i hakikat kişinin Risalelerdeki hakikatlere neden bîgane kaldığını düşündüğü birisidir.
Çok amiyane ve halktan ve sıradan fakat Risalelere aşina bir talebe, Cündioğlu'nu dinlediğinde sürekli çırpınırcasına hakikatlerin etrafını kazdığını, didindiğini, ızdırap çektiğini müşahede eder.
Öyle tekellüflü te'villerle hakikatleri avlamaya çalışır ki sıradan bir nur talebesinin çilesiz ve biraz da ülfete kaptırdığı hakikatlerdir aslında onlar.
Dücane hocayı dinleyen Nur talebesi kendisine gelir ve Resail'in kıymetini anlamaya başlar.
Dücane hoca, bugün keyfiyetli insan kıtlığının yaşandığı İslam coğrafyasının yitirdiği ve aradığı insanlardandır.
Arayışlarında bazen münzevi, bazen celveti, bazen de sufidir o.
Tasavvuftan, tarihten, şiirden, musikiden, tefsirden hemen hemen her alandan hakikati bulmaya çalışır. Bazı zaman bir film sahnesindeki gözyaşı, ona şoklar yaşatır.
ducane_cundioglu_b.jpg
Dücane Cündioğlu kendi ifadesiyle putperestler meclisinde ve kalabalıkların arasında keşf u ıttıla aramanın beyhudeliğini anlamış birisidir.
Cündioğlu, ızdırap ehlidir.
O kadar telaşlı bir arayıştadır ki adeta şiddet-i mevcudiyetinden Nursi'yi göremez ama O'nu tarif eder fakat bilmez.
Bakın şöyle seslenir:
''Keşf u ıttıla mı istiyorsun, duymakla olmaz bir de göreyim mi diyorsun, önce Cebrail'i çağırmak zorundasın, Hakkın cebrini...  Bu çağa... çağına... Tenezzül etmeli ki yanına inmeli, mağarana gelmeli. Lâkin önce seni yalnız bulmalı. Yalnız ve kimsesiz ve çaresiz.''
Şiddet-i mevcudiyetinden göremediği Nursi ise: 
''Ya Rab! Garibim, kimsesizim, yalnızım, zayıfım, güçsüzüm, hastayım, âcizim yaşlıyım, ihtiyârsızım. "El-amân!" diyorum, af diliyorum, dergâhından yardım istiyorum, ey Allah'ım!'' der ve kâh çam dağının başında kâh horhor mağarasında ömür geçirir. [18.söz]
Gözünde ne Mekke ne Medine, HİRA vardır Dücane hocada:

Öküz Mehmet Paşa ve öküz hikayesi

' yıldır zalim esed in bombaları altında inleyen halep hiç aklımızdan çıkmıyor denilse de o kadar samimi olduğumuzu düşünmüyorum ne yazıkki. bu noktada iskender pala nın 21.11.2012 tarihinde zaman gazetesinde yer alan yazıyı okumalarını tavsiye edeceğim.ki bir zamanlar bizim olanları ve bizden kalanları unutmasınlar diye.

haleplilerin unutmadıkları bizden birisi olan öküz mehmet paşa ili iskender palanın yer verdiği o meşhur öküz hikayesidir.


Hani anekdottur, anlatırlar; paşayı çekemeyenler ona Öküz lakabını taktıktan sonra bir gün Halep’te ordusunun kumandanları, çorbacıları ve ağalarıyla harp divanı yapmaktaymış. Otağda ateşli münakaşaların yapıldığı ve taarruz planlarının tartışıldığı sırada, nöbetçilerin gaflet anında huzura bir öküz çıkıp gelmiş. Birliklerin iaşesi ve nakliyesi için getirilen öküzlerden biri... Öküz herkesin gözü önünde huzura ilerlerken bakalım ne olacak diye hiç kimse ses çıkarmıyormuş. Öküz varmış, varmış, divanın başında oturan Mehmet Paşa’nın yanına sokulmuş, kulağına doğru eğilmiş ve dilini çıkarıp bir iki yalar gibi yaparak tısıldamış. Manzarayı görenler o sırada gülmemek için kendilerini zor tutuyorlarmış. Sonra öküz tekrar geldiği gibi geri dönmüş, çadırın kapısından çıkarken dönüp melul ve mahzun, Öküz Paşa’ya bir kez daha bakmış. Sanki gözlerinden yaş akar gibi. Buraya kadar sabreden azalar burada kendilerini tutamamış ve gülmeye başlamışlar. Paşa hiç istifini bozmadan sormuş:
    “Efendiler, bu öküz kulağıma ne dedi merak ediyor musunuz?”
    “Beli paşa hazretleri, ne dedi?!”
    “Dedi ki, bre Mehmet, sen bizlerdensin ama bu eşeklerin arasında ne işin var, acayip ve garayip!..”
    Halep bugün harap olurken acaba Öküz Mehmet Paşa’nın türbesi ne durumda, ve onun türbesinin başına gelmek üzere olan felaketten kimsenin vicdanı sızlıyor mu? Ah Halep!.. Bereketi ve bolluğu harman eyleyen Halep!.. Sana kurşunlar değil telli duvaklı tenezzühler yakışırdı ya!

Musa sowdan erdoğana: Allah erdoğanı korusun


Dünya, Recep Tayyip Erdoğan gibi liderlere muhtaç. İsrail'e karşı dimdik duracak onun gibi Müslümanlara ihtiyacımız var. Allah, Erdoğan'ı korusun. Bu sözler Fenerbahçe'nin Senegalli golcüsü Sow'a ait...
Fenerbahçe'nin Senegalli golcüsü Moussa Sow, harika bir gol attığı olaylı Eskişehirspor maçının ardından, twitter hesabından kendisini tebrik eden sarı-lacivertli taraftarlardan, "Filistin için dua edin" diyerek istekte bulundu. Sow'un Filistin'e olan ilgisinin ise yeni olmadığı ortaya çıktı. İyi bir Müslüman olan 26 yaşındaki futbolcunun, 1990 yılında Fransa'da kurulan "Comite de Bienfaisance et de secours aux Palestiniens" (CBSP) isimli yardım kuruluşuna defalarca yardımda bulunduğu ortaya çıktı. Sarı-lacivertli yıldızın CBSP için bire bir gönüllü olarak çalıştığı hatta yardım organizasyonlarında da gönüllü ve konuşmacı olarak da yer aldığı öğrenildi.


ERDOĞAN'LA TANIŞMAYI ÇOK İSTİYOR
 Sow'un, CBSP tarafından Fransa'nın başkenti Paris'te yapılan bir yardım organizasyonunda ünlü "one minute" çıkışının yaşandığı dönemde bir konuşma yaptığı, bu konuşmada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a övgüler düzdüğü belirlendi. Sow'un Paris'te yapılan yardım organizasyonu sırasında yaptığı konuşmada, "Dünya, Erdoğan gibi liderlere muhtaç. İsrail'e karşı dimdik duracak onun gibi iyi Müslümanlara ihtiyacımız var. Allah onu korusun" dediği ortaya çıktı. Moussa Sow'un sıkı hayranı olduğu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la tanışmayı ise çok isteği belirtiliyor.

Bir dışışleri bakanının gözyaşları Ahmet Davutoğlu gazzede



Aralarında Ahmet Davutoğlu'nun da bulunduğu dışişleri bakanları heyeti, Filistin Başbakanı İsmail Haniye ile İsrail saldırılarında yaralanan çok sayıda Filistinlinin tedavi gördüğü ŞifaHastanesi'ne geldi.
Hastane önünde toplanan kalabalık Filistinli gurubun sevgi gösterisiyle karşılaşan Davutoğlu, hastanedeki yaralıları ziyaret ederek, sağlık durumlarıyla ilgili bilgi aldı.
Heyetin hastane ziyareti sırasında, İsrail'in savaş uçaklarıyla saldırısında yaralılar hastaneye getirilmeye devam etti.
Bakan Davutoğlu, yaralı Filistinlileri görünce gözyaşlarına hakim olamadı.
Kaynak: AA



 Bebek  katiil israilin 1 haftadır bombaları altında inleyen gazzenin bugün bir misafiri vardı, başbakan erdoğanın geçen hafta sonunda mısırdan önce israile islam dünyasında ki durumların 2008 deki gibi olmadığını hatırlattığı ardından arap birliği ve islam işbirliği teşkilatına siz ne işe yararsınız sözleriyle büyük dikkat çeken konuşmasının akabinde bugün(21.11.2012) 9 islam ülkesinin dışışleri bakanı gazze ziyaretindeydi.


  Bu ziyarete türkiye adına dışışleri bakanımız Ahmet davutoğluda eşlik etti, gazze ziyareti esnasında israilin sınır tanımaz vahşiliği ve tüm dünya ya meydan okurcasına yaptığı katliamları bizzat gören ahmet davutoğlu gazzeli yaralıları ziyaret ederken göz yaşlarını tutamadı..

 Yıllarca liderlerinin toplumsal ve hassas bu gibi konularda ağlayan toplumunun derdini hissedebilen yada onlarla ağlayabilen bir lideri dahi Başbakan erdoğanın siyaset sahnesine çıkıncaya kadar rastlanmadığı , hele hele kendilerini yıllarca toplumdan ayrı ve üst tabakada gören hariciye dediğimiz topluluktan bırakın toplumun dertlerini devletin derdine bile deva olmaktan uzak ve ruhsuz iken son yıllarda gelişen ve ilerleyen türkiyenin çizmiş olduğu tüm dünyada geçerli olan yollara inat kendi ayrı bir yolunda büyük emeği geçen allahu tealanın emeklerini boşa çıkarmasın diye hergün onlarca duanın arkasında semaya yükseldiği Sayın dışışleri bakanının toplumun büyük bir kısmının gözyaşlarıyla ıslattığı bugünlerde derdimize ve hissimize lisani haliyle tercüman olması sanırım bir başka açıdan da bir şeyler ifade ediyordur sanırım

                                        ahmet davutoğlu ve yaralı filistinli

Ben yaşım itibariyle genç toplumsal olaylara merak sarıp takip etme itibariyle ülkemizdeki genel seviyeye bakarsak orta yaşa yaklaşmış insanların eriştiği bilgilere tanık olmasamda haberdar olabilmeyi bir nebze ulaşmış saymaktayım yada öyle olduğumu farzediyorum bugüne kadar böyle bir olayla ülkemizde geçiniz efendim rastlandığını vaki olacağını söyleseler bir çokları gibi bizde olurmu yahu , nerde o günler gibi cümleler ile hayretlerimi aksettirirdik  hamdolsun ki bugünleride gördük ve gazzeli kardeşlerimizin derdine derman olabilmek için çabalayan dışışleri bakanımız ,başbakanımız Allaha şükür artık mevcut.


 Sayın bakanım bilmiyorum belki farketmemiş olabilirsiniz ama o gözyaşlarınıza türkiyede, gazzede mısırda ve tüm islam ülkesinde o fotoğrafları seyrederken kendi gözyaşlarıyla da ortak olan bir çokbelki miilyonlar  kardeşinizin olduğunu unutmayınız derim . Rabbim inşallah sizinledir bizi kardeşlerimizden ayrı düşürecek her türlü kötülük ve engele karşı sizi böyle azimli ve mücadeleci ruhunuz yanında gönül hissiyatımızada ortak olarak görmüş olmaktan büyük şeref ve onur duymaktayım Rabbim yürüdüğünüz yolu hak yolda olduğunuz her daimde açık ve müyesser eylesin...


dualarımız ve gönüllerimiz sizinle inşallah.




En emin olana Emanet olunuz.

fotoğraflar anadolu ajansından ERHAN SEVENLER  tarafından kayda alınmıştır.