Sayfalar

Sayfalar

27 Mayıs 2013 Pazartesi

Amerikalı savcı camide Müslümanlara seslendi


Amerikalı savcı camide Müslümanlara seslendi

New Jersey Eyalet Başsavcısı Fishman, Cuma Namazı öncesi cemaate çağrıda bulundu


ABD'nin New Jersey Eyalet Başsavcısı Paul J. Fishman, Paterson’da bulunan Ulu Camii’nde Cuma Namazı öncesi cemaate diyalog çağrısında bulundu. Namaz öncesi camiye gelen Başsavcı Fishman, Amerika’da yaşayan Müslümanların Amerikan Adalet Bakanlığı koruması altında olduğunu anlattı.
New Jersey’in birçok yerinde bilgilendirme toplantıları düzenleyen Başsavcı Fishman, Türk ve Müslüman toplumu ile hiçbir sorunları olmadıklarını söyledi. Başsavcı, özellikle son Boston patlamlarından sonra müslümanların kendilerini güvende hissetmelerini istediklerini vurguladı. 3,5 yıllık görevinde New Jersey’in birçok yerinde insanlarla bir araya geldiğini hatırlatan Fishman, ilk defa bir Türk camisindeki cemaatle bir araya geldi.
Kurum olarak bütün toplumlarla diyalog halinde olduklarını dile getiren Başsavcı Fishman, “İnsanların yaptığımız işler hakkında bilgilendirilmesini istiyoruz. İnsanların kişisel özgürlüklerini ve haklarını koruduğumuzu ve bunun için çalıştığımızı ifade etmek istiyorum. Yaşadığımız bölgenin daha güvenilir olması için cemiyetlerle birlikte çalışmamız lazım. Bu bizim ortak amacımız olması lazım.” dedi.
Göreve geldiğimden beri cemiyetlerle diyalog kurmaya çalıştığını, özellikle Müslüman toplumu ile bir araya geldiğini aktaran Başsavcı, “Onların bizim güvenliğimizde olduklarını bilmelerini istiyorum. Şuana kadar Müslümalar bir araya geldiğimiz toplantılar çok verimli geçti. Birçok yerdeki camileri gezip, ordaki yönetim kurulu arkadaşlarla tanıştım. Ama bunun daha fazlasını yapabiliriz. Bu yüzden bugün burdayım.” diye konuştu.
New Brunswick'te 2 yıl önceki yılbaşı gecesinde 3 kendini bilmez, hiç suçu olmayan ve sırf Arap oldukları için iki kişiyi dövdüğünü anlatan Başsavcı Fishman, “Bu bizim için kabul edilmez bir davranıştır. Tahmin ediyorum sizin içinde öyledir. Bizde bunları tutukladık, federal hapishanesine gönderdik. İnsanların şunu bilmesini istiyoruz ki devlet sizin yanınızdadır.” şeklinde yaşanmış bir olayı anlattı.
Toplumlar arasında kötü insanların olabileceği uyarısında da bulunan Başsavcı Fishman, “Önemli olan bu tarz insanların diğer toplum üyelerini olumsuz etkilememesi. Biz de bunları engellemek için, farklı toplumları ziyaret ederek, biz sizin yanındayız diyoruz.”
Cuma namazı nedeniyle konuşmasını kısa tutan Başsavcı, herhangi bir olumsuz durumda direk güvenlik güçleri ile irtibat kurulması tavsiyesinde bulundu. Bilgilendirme ve diyalog toplantılarının devam edeceğini de kaydeden Başsavcı Fishman, bir sonraki görüşmenin sorulu cevaplı olabileceğini söyledi.
İlk defa bir başsavcının cami cemaatine hitap edip, diyalog kurduğunu belirten Ulu Camii Derneği Başkanı Özkan Karaçay, toplantının verimli geçtiğini ifade etti. Karaçay, başsavcının herhangi bir olumsuz durumda kendileri ile irtibata geçme tavsiyesinde bulunduklarını aktardı. Cami cemaati ise, başsavcının direk camiye gelip Müslümanlara daha iyi diyalog kurmak istemesini olumlu karşıladı. Başsavcı Fishman, cami yönetim kurulu üyeleri ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
bu haber risalehaber den alıntılanmıştır ana kaynağı ise Cihan haber ajansıdır.

Sırbistan Kız Medresesi 72 yıl sonra ilk mezunlarını verdi

Sırbistan Kız Medresesi 72 yıl sonra ilk mezunlarını verdi

İkinci Abdülhamid'in annesi yaptırmıştı


Sırbistan'da Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı Priyepolye şehrindeki Bakiye Hanım Kız Medresesi, 72 yıl aradan sonra ilk mezunlarını verdi. İkinci Abdülhamid'in annesinin yaptırdığı ve 6 yıl önce yeniden eğitime başlayan okuldan diploma alan 10 öğrenciden 7'si Türkiye'de üniversite okuyacak.
Sırbistan'ın güneybatısında, Boşnak nüfusun yoğun olarak yaşadığı Sancak bölgesinin Priyepolye şehrindeki Bakiye Hanım Kız Medresesi (İmam Hatip Lisesi), 72 yıl aradan sonra ilk mezunlarını verdi. 2. Abdülhamid'in annesi Tir-i Müjgan Sultan'ın yardımlarıyla 1863'te inşa ettirilen, 1941'te Yugoslavya Ordusu tarafından kapatıldıktan sonra bazı Türk vakıflarının katkılarıyla 2009'da yeniden eğitime başlayan medreseden, 72 yıl aranın ardından 10 kız öğrenci mezun oldu. Sırbistan İslam Birliği Başkanı Adem Zilkiç, medreselerin önemli kurumlar olduklarını ve varlığını devam ettirmesi gerektiğini söyledi. Priyepolye Başimamı Nadir Datsiç de medresenin tarihi ile ilgili bilgi verdi ve katkı sağlayan vakıfların temsilcilerine ve eski TBMM Milletvekili Hüseyin Kansu'ya teşekkür etti.
bu haber risalehaber üzerinden alıntılanmıştır, ana kaynağı ise AA'dır.

12 Mayıs 2013 Pazar

Recep Tayyip Erdoğan: Said Nursi'yi anlamamıza vesile olsun

Başbakan Erdoğan Bitlis'teki sempozyuma mesaj gönderdi



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis'te düzenlenen sempozyumun Said Nursi'yi daha iyi tanımaya ve anlamaya vesile olmasını temenni ettiğini söyledi.
Bitlis Valiliği, Bitlis Belediyesi, Bitlis Eren Üniversitesi, Risale Akademi ve Akademik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen ”Keşfedilmeyi Bekleyen Bir Hayat ve Fikriyat: Said Nursi ve Risale-i Nur” konulu sempozyuma mesaj gönderen Erdoğan başarılar diledi.
Erdoğan, "Görüşleri ve yorumlarıyla Said Nursi Sempozyumuna derinlik kazandıran kıymetli akademisyenlere ve tüm katılımcılara çalışmalarında başarılar diliyorum. Düzenlenen sempozyumun Bitlis'i ve Said Nursi'yi daha iyi tanımamıza, anlamamıza vesile olması temennisiyle verimli sonuçlara sahne olmasını diliyorum" dedi.

Avrupalı solculardan İsrail’e: Soykırımcısın



Avrupa Sol Partisi heyeti, Filistinlilere yönelik eylemleri nedeniyle İsrail’e “soykırım” suçlamasında bulundu

Hafta içinde Gazze’yi ziyaret eden Avrupa Sol Partisi heyeti, Filistinlilere yönelik eylemleri nedeniyle İsrail’e “soykırım” suçlamasında bulundu.
Gazze’de 7-9 Mayıs’ta incelemelerde bulunan Avrupa Sol Partisi’nin İspanyol Başkan Yardımcısı Maite Mola, Fransız Sol Cephe üyesi Christine Mendelson, Alman Sol Parti üyesi Karin Kulow, Danimarkalı Yeşil-Kırmızı ittifakı üyesi Inger Johansen ve Yunan Radikal Sol Koalisyonu üyesi Costas Isychos, ortak bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Avrupa izlediği politikada radikal değişiklik yapıp İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımcı eylemlerini kınamalı, İsraillilerin mutlak dokunulmazlık altında Filistinlilere karadan, havadan ve denizden saldırılarını engellemelidir.” denildi.
Gazze Şeridi’nde tarımsal alanların yüzde 70’ten fazlasının İsrail sınırı boyunca uzandığına dikkat çekilen açıklamada, burada çalışan Filistinlilerin her gün İsrail askerlerinin korkutma, yaralama ve hatta öldürme amaçlı ateşine maruz kaldığı, Gazzeli balıkçıların sürekli İsrail donanmasının korkunç saldırılarına hedef olduğu belirtildi. AB’yi “saldırgan İsrail’i ticari imtiyazlarla ödüllendirmeye devam ederek” Filistinlilere karşı işlenen ağır suçlara ortak olmakla itham eden Avrupa Sol Partisi, tüm halklara İsrail ürünlerini boykot ve işbirlikçi hükümetlere baskı yapmaları çağrısında bulundu.
AA

İsveçli gazeteci: Ezanı yasaklamaya kimsenin gücü yetmez


İranlı gruba karşı, İsveçlileri oluşturduğu ezan taraftarı bir grup gösteri yaptı



İsveç'te cuma vakitlerinde hoparlörle ezan okunmasına göçmenler karşı çıktı. İranlı küçük bir grup ateist, ezanın yasaklanması için eylem yaptı. Ezanı destekleyen İsveçlilerin kurduğu 'Megafon' grubu ise karşı gösteri yaptı. Ateistlerin kışkırtmalarına rağmen iki grup arasında olay çıkmadı.
Cuma namazı öncesi Fittja Ulu Camii önüne gelen ve açtıkları pankartlarla ezanın hoparlörden yasaklanmasını isteyen İranlı gruba karşı, İsveçlileri oluşturduğu ezan taraftarı bir grup gösteri yaptı.
İsveçli gazeteci yazar Lennart Kjörling'in başkanlığında toplanan 50 kişilik "Megafon" grubu ateistleri protesto etti. "Hoparlörden ezan okunması İsveç'e büyük zenginlik kattı." diyen Kjörling, "Ezanı yasaklamaya kimsenin gücü yetmez." diye konuştu.
İran'dan kaçan bir grup insanın, ezanın yasaklanması konusunda organize olmalarına anlam veremediğini dile getiren Kjörling, "Rejimden kaçan bu insanlar özgür yaşamak için İsveç'e geldiler. Burada da istedikleri gibi yaşıyorlar. Bu duruma da saygı duyuyorum. Ama kendileri özgür yaşarken başkalarının özgürlük alanına müdahale edip yasak istemelerini anlamsız buluyor ve saygı duymuyorum. İsveç'te hiç kimse demokrasiyi geriye götürme hakkına sahip değil." diye konuştu.
Ateist grup Cuma namazı için camiye gelen Müslümanları provoke edip, kendilerine saldırmaları için slogan atsa da, Müslümanlar bu provokasyona gelmedi; namazlarını eda edip evlerine dağıldı.
Cihan

11 Mayıs 2013 Cumartesi

ANNELERİN HUZUR EVLERİNE DEĞİL, HUZURA İHTİYACI VAR!"

Tüketiciler birliği tarafından kapitalizm metası olarak üretilen anneler günü! tabirine karşı yapılmış ve oturup üzerine düşünülmesi gereken bir açıklma.


İstanbul, 12.05.2013

“annelerin huzur evlerine değil, huzura ihtiyacı var!”
Anneler Günü nedeni ile, bu günü hedef alan tüketimi özendirici reklamları ve huzur evlerine terk edilen anneleri değerlendiren Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Hatice Saadet Kalyoncu; “Annelerini huzur evlerine terk edenler, tüketimi teşvik eden bir gün ile modaya uygun biçimde annelerini yılda bir kez hatırlayanlar annelerine hediye değil, huzur versinler” dedi.
Tüketiciler Birliği Genel Başkan Vekili Hatice Saadet Kalyoncu, konuyla ilgili şu açıklamayı yapmıştır:
Günümüzde Anneler Günü dendiğinde, özellikle çocuklar başta olmak üzere, herkesin aklına kayda değer parasal karşılığı olan bir hediye almak gelmektedir. Sanki bir kişi annesine en değerli hediyeyi alınca ona olan sevgisini en iyi biçimde kanıtlamış ve vazifesini yerine getirmiş kabul edilmektedir.
Anneler Gününün haftalar öncesinden tüketiciyi tüketime teşvik eden reklam bombardımanına tutan şirketler, Türkiye’de 297 Huzurevi ile 6 adet gündüzlü bakım evinde yaklaşık 20.711 ebeveynimizin yaklaşık % 40’ını annelerin oluşturduğu gerçeğini görmezden gelmektedirler. Tüketiciler olarak, bu firmaların  reklamların yanı sıra bu yaraya da parmak basmalarını ve sosyal sorumluluk projesi kapsamında bunu dile getirmelerini isterdik.
Kapitalizmin tüketimi teşvik etmek amacıyla icat ettiği bu gün, annelerinin huzur evlerinde huzur bulacağını sanarak annelerini huzur evlerine terk edip, annelerini yalnızca bayramlarda ve bu günde anımsayarak hediye alıp evlatlık vazifelerini yerine getirdiklerini sananların vicdanlarını rahatlatma günüdür!
Türkiye toplumunun örf ve adetlerine göre anneler günü senenin 365 günüdür ve annelerini sevenlerin özellikleri şöyledir:
Annelerine huzur verirler, onları evlat ve torun sevgisinden mahrum etmezler, annelerini huzur evlerine terk etmezler, şefkat kanatlarını annelerinin ayakları altına sererler, onlara ağır sözler sarf etmezler, anne ve babalarına “of” bile demezler, gereksiz yere tüketmezler, borçlanmazlar, gerekmedikçe kredi kartı kullanmazlar, televizyon seyretmek yerine anneleriyle vakit geçirirler.
Hatice Saadet Kalyoncu
Genel Başkan Vekili