Biliyorsunuz MTG groups of company olarak bileklik üretimine girmiştik şimdide referanslarımızı sizinle paylaşmak istiyoruz ki ürünlerimizin kalitesi ve nasıl nitelikli kullanıcıların bu ürünlerimizi tercih ettiğini bilmenizi istedik...
Sayfalar
▼
Sayfalar
▼
16 Nisan 2014 Çarşamba
MTGAhlatt42 Makrome bileklikler, ve bir bileklik üretim hikayesi
Bileklik ve ben, hemde makromeden bileklik bundan tam 1 ay önce söyleseydiniz gülerdim... Şuan gülmüyorum gayet ciddiyim...
Kolunda saat takmayalı bile neredeyse 4-5 yıl olmuş birisi için bileklik kelimesinin ne ifade edeceğini sorarsanız şahsım sadece gereksiz ve lüzumsuz bir ayrıntı diye cevaplaya cağımdan hiç kuşkum yoktu.
Bugünde çok farklı bir cevap vereceğimi düşünmüyorum, ama başkalarının kollarına süs vb nesneleri takmaktan aldığı heyecan ve zevki sanki biraz görmenin ötesinde hisseder gibi oldum. çok değil 1 aylık bir mesele...
ilkokul el işi derslerinde dahi hayatında sadece 1 defa elime makrome almış birisiyim. bütün el işi ve resim derslerim neredeyse istisnasız karnemde ortalamanın altında düşük notlu olarak yer almaktan gocunmadılar bende bundan dolayı zerre gram üzüldüğümü hatırlamıyorum. Bu derslerde yaptığım iki şey vardı. Ya anneme evde yaptırıp düşük bir notla geçmek ya da hoca kabul ettiği müddetçe 5 yıl boyunca sayısız defa söküp söküp dokuduğum kilim dokuma tezgahımdı (taa dayımın imam hatipten kalma tezgahıydı). Bu sayede el işi derslerinden yırta biliyordum ya da çok düşük not almaktan kurtuluyordum.
Hasılı kelam bundan 25-26 gün önce bu makrome den bileklik yapma işini öğrendim, durduk yere başıma iş mi aldım emin değilim ama şu an için benim bayağı hoşuma gidiyor. İlk ürün testlerinin deneylerinin sonuçlarının üniversiteli kız kardeşimde ve halamın henüz ilkokula bile gitmeyen küçük kızında olumlu sonuçlandığını görünce kendimde bir yetenek olmasa bile bu işi yapabileceğime karar verdim ve sermaye ve emeğimi ortaya koyarak bu işe Bismillah demiş bulunuyorum.
bugüne kadar yaklaşık 60 civarında üreteyim yaptım, özellikle ilk üretimlerimin hepsi ki aşağı yukarı 25-30 bileklik yapıyor, tanıtım olsun ve piyasada tutundurma yapsın diye ücretsiz dağıttım:D:D:D. Faydasını da çok fena gördüm ailemdeki kız çocukların üçte ikisinin kolunda ve erkelerin dörtte birinin kolunda (tabi en azından ben odayı terk etmeden önce kollarında duruyordu) benim yaptığım bileklikler dolaşıyordu... Tabi bunda insanın 13-14'er kız ve erkek yeğeninin olması pazarlama fırsatı için büyük bir fırsat olduğu gibi angarya ve eleş çalışmanında ne kadar uzun süreceğini göstermesi açısından önemliydi.
Tabii ticarette insanın sadece akrabalarıyla iş yaparak tutunabilmesi çok zor bir şey, o yüzden Konya'dan İstanbul'a geldiğim ilk günden itibaren çalışmalara çok hız verdim ve yeni ürünler ortaya koydum. Benim için kolay olmadı tabi yaklaşık 10 gündür toplam 23 adet sınavla boğuşuyorum. henüz tamamlanmamış 6 sınavım var ve ben bir tanesine en az 13-14 dakika uğraştığım bilekliklerden 30 adet sergilemek için 10 adette İstanbul da ki tutundurma faaliyetleri için gene ücretsiz imalat yapmak zorunda kaldım. Allahtan kendimi geliştirmekte çok başarılıyım. ilk başlarda bir bilekliği üretmem 20 dakikamı alıyordu şimdi 12 dakikaya kadar düşürdüm. Epeyce gelişme var bende sanırım üzerimdeki kara bulutları atıyorum
.
Yalnız burada tek bir sıkıntı var Konya da iken yaptığım bileklikleri alan tüm kızlar ikinci üçüncü hatta dördüncüsünü isteyecek kadar ürünlerime olağan üstü bir talepte bulunuyorlardı. Ama İstanbul da ürün tutundurma kapsamında dağıttığım tüm bileklikleri erkeklere verdiğimi ve bunlardan henüz hiç birinin ikincisini istemediğini fark ettim. Daha kötüsü de var, konya da iken bileklik hediye ettiğim kızlar beni ikinci defa gördüklerinde kollarını gösterip ürünlerimi çok büyük bir beğeni ile taktıklarını gösteriyorlardı. burada ise bileklik hediye ettiğim hiç bir erkeğin kolunda ikinci defa göremedim sadece arkadaşın birisi cebinde unutmuş ertesi günde yanında getirmişti. Sanırım büyük bir pazarlama hatası yapıyorum. Bir an önce müşteri potansiyelimi değiştirmem gerekiyor. Yoksa çektiğim onca emek ve çaba hüsranla sonuçlanacak ve ürünlerim elde patlayacak...
Sanırım bu üzerimde ki bereketsizliğin sebebini buldum, tabi üretimi hangi aralıklarda yaptığımı da sorabilirsiniz... ilk başta yurtta ki odamda yapıyordum ki o gün odama 1 saat içerisinde 15-20 arkadaşın damlamasıyla beraber bu kadar yoğun ilgi ve teveccüh altında çalışamaya cağıma karar vererek yurt odasında ki üretimimi minimum düzeye çektim. Normalde odamızın kapısında zincirlikuyu metrobüs aktarma istasyonu yazmaktadır.(inanmazsınız diye resminide koydum.)
odamıza gelip giden arkadaşlar saolsun bizi akşam 22:00'a kadar hiç yalnız bırakmazlar. tek farkımız geçrek metroüs durağından akşam 22:00 ila sabah 06:30 arasında kapalı olduğumuzdandır. Aslında ter gerçek benim o saatler arasında uyurken arkadaşların odaya girememeleri ama o başka bir yazı konusu ..
Onun dışında engin bilgime daha nice bilgiler katabilmek mecburi gönüllü olarak katıldığım, iki hafta boyunca gittiğim konferans ve seminer dizileri de çok verimli geçti. özellikle geçen haftaki seminer dizileri bir harikaydı her bölümde hem semineri dinleyip hemde bileklik örerek 6 bileklikle bir seminer tamamladığım zamanlar oldu. Hem semineri kaçırmamış olup, bilgimi derinleştirdim hemde üretim bandını hiç azaltmamış oldum.
onun dışında son üretim mekanım ise kütüphane idi. Kütüphaneyi son amaç dışı kullanımım aynı masanın üzerinde 2 saat boyunca deliksiz uyku geçirmek için kullanmıştım, şimdiki kullanım amacım ise bileklik örmek için oldu. Ama itiraf edeyim; kütüphanede bir günde hiç ikiden fazla bileklik örmemiştim. sadece uykum geldiğinde uykumu dağıtmak ve yeniden derse konsantre olabilmek için bu amaçla kullanıyordum.
Ne olduysa bir hafta boyunca benim yanımda oturan herifin kendisiyle çok samimiyizdir, düşünün aynı cemaate mensubuz, aynı okulda okuyoruz, aynı islamcılara takılır gibi yapıyoruz, aynı yurttayız, aynı yemek masasını paylaşmak gibi çok sayıda fantezimiz de mevcut sadece oturup beraber hint filmi izleyemiyoruz. Her neyse bu arkadaş bir sabah gecikti... ve yanıma sarımtırak beyaz tenli, kahverengi gözlü (aslında biraz renk körüyüm çok seçemiyorum daha öncede simsiyah parlıyor dediğim bir gözün bal sarısı olduğu sahibi tarafından hatırlatılınca kendimden biraz şüphelenmiştim şüphelerim maalesef bazen haklı çıkıyor, konumuzdan fazla sapmamak için bu mevzuyu da burada kısa kesiyorum), saçları açık siyah sarımsı- koyu siyah karışımı kahverengimsi renkte normalden biraz daha güzelce bir bayanın oturmasıyla başladı ...
Evladım neden zamanında gelmiyorsun da beni böyle etkileyici insanların yanında oturtuyorsun diye arkadaşıma tabiiki hiç kızmadım...
Her neyse ben böyle gene çalışıyordum sınav dönemi nede olsa tabii, biraz canım sıkılınca da çıkartıyordum çantamdan yada cebimden(cebim 2 hafta boyunca rengarenk iplerle doluydu) örülmeye hazır bilekliği mi çıkarıp bir güzel örüyordum. O günde aynısını yaptım tek fark o gün fazladan canım mı sıkıldı yoksa sınav mı çok basit diye önemsemedim, 4-5 bileklik örmüşüm. Ben ilk başlarda fark etmemiştim, yanımda oturan bayan ben bileklik örerken bana bakıp bakıp duruyormuş... Ben ise onu malum şu sıralar siyasete çokca bulaşmış ve hala ardını nasıl toparlayacağını bulamayan cemaatin yayınlarının hazırladığı kpss eğitim bilimlerine çalışıyor diye düşünüyordum. Bu ablamızın beni böyle süzdüğünü nereden bileyim... Gerçi benden çok elime bakıyordu ama ...
hasılı kelam ablamaız benim elime ben ona bir süre baksak da sonuç değişmedi. O anda işletmeci zekam nereye kayboldu hala bilemiyorum, insan o kızın halini gördükten sonra elinde yaptığı bilekliği ona hediye etmez mi!!! buyrun efendim galiba çok hoşunuza gitti, sizin olsun göz hakkıdır felan filan diye...
zaten son bir haftadır okulda ve kütüphanede insanlar beni görünce devamlı tebessüm ediyorlardı, tamam bayağı geniş bir çevrem vardı ama bu kadar çoğaldığını ben bile fark edememiştim, merak ediyordum ben bu insanlarla ne zaman ve nasıl tanıştım diye meğerse nedenini sonradan çaktım, bunlarla ben anket yapmışım... Tabi hiç tanımadığını bir insan size gelip "affetmek deyince aklınıza ne geliyor diye sorsa" siz de onu bir kaç gün sonra aynı mekana görseniz aklınıza demek ki affetmek geliyor ki devamlı gülümsüyorsunuz...
neyse dönelim mevzumuza bu bayana biz bilekliği vermediğimiz günden beri bir hafta geçti, inanın tek bir siftah bile yapamadım. yapıyorum yapıyorum elimde kalıyor bileklikler. Ablanın herhalde nazarımı tuttu içinde mi kaldı bilmiyorum ama benim işler fena kesatlaştı. Sen gel bir haftada 10 bileklik sat, sonraki hata bu sayı birden bire 0,00 a düşsün olacak şey mi yahu!
O abla yada bayanı 1 haftadır göremiyorum henüz kpss de olmadığına göre atanıp başka diyarlara da gitmiş olamaz mutlaka buralara gelecektir, gelir gelmez kendisine bir tane lacivert ve kahverengiden yapılmış bir tane bileklik hediye edeceğim, ki o içinden tutması geçsin benim işlerimde düzelsin diye..
bilirsiniz genelde garanti iş ve delilli işler yapmayı çok severim hele üniversitem! bunu en iyi bilen ve beni takdir eden kurumların başında gelmektedir, o yüzden size kanıtlamak için aşağıya elimdeki tüm bileklik stoklarımın fotoğraflarını da yerleştirdim ki anlattıklarımın hayal fantazisi değil bir gerçek hayat dramı olduğunu görün diye.
Buyurunuz efendim, ürün çeşitlerimiz aşağıda çeşitli renklerde mevcuttur inşallah yakında daha farklı modellerle de karşınızda olacağız. şimdilik size bir e-mail telefonum olanlar için ise bir sms kadar yakınız.
hatta hiç çekinmeden saat 22:30 ila 05:30 arasında arayabilirsiniz, keine problem....
MTGAHLATT42 Bileklikler
tek renk bileklikler 1
tek renk bileklikler 2
beyaz renk bileklikler 1
beyaz renk bileklikler 2
Lacivert renk bileklikler 1