Sayfalar

Sayfalar

15 Ağustos 2014 Cuma

Taraklı Park Lokantası ve Kuru Fasulyesi

Taraklı Park Lokantası
                                        
Tüm müşterilere önce ücretsiz kuru fasulye ikram eden, menüsü kuru fasulye, pilav ve ıslama köfteden oluşan küçük bir lokanta ama lezzeti neredeyse 10 numara.  Fasulyeyi beğenirseniz ardından gelen ikinci tabaktan ücret alınıyor, yanındaki çoban salata servisi ise sınırsız ve ücretsiz. 3 kişi 3 tabak fasulye, Ortaya 3 kişilik ıslama köfte ve yanında el yapımı ayran ile 45 tl ödüyorsunuz. fiyat küçük bir yerleşim yerine göre pahalı gelebilir ama yiyeceklerin lezzeti kesinlikle buna değer. Büyük şehirler de bu lezzetin yarısına bile bu fiyatın yarısını tek kişi ödüyorsunuz.

Fasulyenin lezzet sırrını sorduğumuz zaman sanırım ihlas ve besmeleyle pişirilmesinden olsa gerektir, diye cevap verdi.

Ayrıca dükkan sahibinin" insanlar artık nefislerinin kölesi olmuşlar ta Ankaradan buraya fasulye yemeye geliyorlar, hayret ediyorum, Allah Şaşırtmasın" şeklindeki muhabbetimizde bugün bile aklımdan çıkmayan sözlerden birisi olarak yer etmiş.
 Taraklıya gelip de özellikle kuru fasulyeden tatmadan dönmeyin.

MTG Ağustos 2014 Tarihinde orada bulundu 


Mann Hint filmi değerlendirme

Mann Hint filmi değerlendirme

Mann filmi hakkında söze başlarken diyeyim; ki benim izlediğim en duygusal ve senaryo oyunculuk kalitesi eşdeğer giden en iyi film olduğunu söylemeliyim.

Yazılara böyle ön yargılarla giriş yapmak iyi değildir, ama bu film için söylemeliyim.
bu yazıyı ise tam olarak 5-5,5 aydır bekletiyorum, bir türlü tamamlayamamıştım ne hikmetse.
Nasip bugüneymiş.

Öncelikle filmi şubat ayında izlediğimi elinizdeki bu yazıyı ise parça parça en az 4-5 defa da yazdığımı belirtmeliyim.

Film 1999 yılında çekilmiş, biraz eski gibi ama tam bir başyapıt olmuş.
Mann filmini aslında bilinçsizce sadece Aamir Khan olduğu için torrentten inmiş bir film gözüyle neredeyse 1 yıl boyunca baktığımı öncelikle itiraf etmeliyim.
Sonuçta elimde 200'ün üzerinde belkide 300'e yaklaşmış bir hint film kolleksiyonu olunca, insanın bazı elemeler yaparak karar almasını zorunlu kılmaktadır.

Filmi ilk başta sonra izlenecekler klasörüne gönderdiğim için oradan almam için iyi bir uyarıcı notun bulunması gerekiyordu, sonuçta film 15 yıllık ve görüntü kalitesi modern yaşama göre bayağı geride olduğu için izlemek için bir neden göremiyordum.
Elimdeki filmeri artık imdb puanına göre değil, kişisel yorumlara göre seçmeye başlamam ile Mann filminin gözüme çarpması bir oldu desem yerinde olur.

Özellikle türk izleyicisinin bu filme yaptığı "inanılmaz duygusal bir film", "ağlamaktan gözlerim şişti", "izlemeden önce bimden 1 kutu selpak alın yoksa selpak yetiştiremezsiniz" gibi yorumlar dikkatimi bayağı celbetmişti.
Tamam Aamir Khan'ın yaptığı her şeyi muhteşem kabul eden türk bacılarımız var, onların abartması olur mu olmaz mı diye düşünmedim değil ama, bir kutu selpak lafını görünce ben bile dayanamadım. 

Yurtta ki odamızda zaten alışılagelmiş olan hint filmi izleme seanslarımız zaten mevcut olduğu için, extra bir zaman ayırmama gerek yoktu. "Bu akşam hint filmi izliyormuyuz abi" ya da "beyler bu akşam hint filmi izliyoruz" sözleri, film yeterli hazırlığı oluşturmaktaydı.

29 mayıstan bir düğün daha Taraklı düğün hatırası


29 mayıs üniversitesinde düğünler bitmiyor.

Bu bereket nereden geliyor bilmiyorum, ama bereketli bir üniversite.

Bu sefer ki düğünümüz, geçen düğünümüzde bahsettiğimiz (Bir 29 mayıs düğün hatırası) Mustafa Abimizin düğününden.

Bizim için aslında çok süpriz olmuştu,
Mustafa abimizin nişanlandığı haberi gelince;
hani bu kadar erken beklemediğimiz bir haber değildi. (:D)
daha henüz 2 yıl olmuştu yurdumuza geleli ve göreve başlayalı,
henüz dün bahçede içtiğimiz ilk çayların(sanırım ben o zamanlar da çay içmiyordum, büyük bir ihtimalle ya çay ocağından kaçak bitki çayı almışımdır ya da soda) ve muhabbetin kokusu ve tadı hala gitmemişken...
ama nasip ve kısmet işi olunca akan sular akmaz olur derler ya o gibi işte.

İlk başta üzülsek de, Mustafa abimizden ayrılacağız diye

elden gelen olmayınca kabullenmek de zor olmasına rağmen, kabulleniyorsunuz.

düğün günü olarak belirlenen 04 ağustos tarihinden önce başlamıştır,
hazırlıklar.
bizi iki yıldır yalnız bırakmayan Mustafa abimizi Yalnız bırakmamak için.
bir telefon trafiği dönmektedir,
İstanbuldan, kızılcahamam'a
Konyadan, Kastamonuya kadar uzanan bir bağlantı trafiği...

Herkes bulunduğu yerden hazırlanmaktadır.

düğün mahalli
Sakarya'nın Taraklı ilçesidir.

Düğünlerde son dakika süprizleri eksik olmamaktadır.

4 kişiyle başlayan yolculuk son dakika firesiyle 3'e düşsek de,
ankarada ankaray tüneli kapatılarak, ankara metrosu saat 23:00 da kesilerek bizi yolumuzdan döndürmek için sözleşmiş gibi hareket etseler de

ezgisi misali, bütün engelleri aşarak sakarya yollarına düşülmüştür, mabedsiz şehir terk edilerek.

sabahın ilk ışıkları dahi düşmeden varılmıştır, adapazarına.
burada bile aksilikler yakamızı bırakmasa da,
kararlılığımızdan tek damla eksiltememiştir.
altı üstü bir şekerleme ile geçiştireceğimiz bir kısa anın
uzunluğu birilerine çok gelmiş olsa gerek ki
güvenliğinden otogar müdürüne, oradan TBMM, başbakanlık ve diyanet'e kadar uzanan kısa sürede geçen büyük bir hikayede atlatıldıktan sonra, ışıyan güneşin yavaş yavaş ısıtarak mızrak boyuna yaklaştığı kentte tekrar vira bismillah denilerek yola çıkılmıştır.

İyi niyetlerin bile bazen insanı nasıl yolda bıraktığına şahit olunmuş,
iyi niyetle yapılan aksül amellere karşı da
dillerden YA SABIR eksik edilmeden beklenilmiştir...
(bu arada bu sabır parçasını sabrederek sonuna kadar dinleyene helal olsun)

Sabreden dervişin sabrının ecri öteki tarafa ait olsa da bu tarafta da bir nimeti mevcuttur.

Biz de o nimete bütün bu badireleri atlatarak 3 ağustos 2014 te saat 12:45 sularında
taraklı yunus paşa camiinin önüne vararak erişilmiştir.