Tiyatro ile aram çok iyi sayılmayabilir, çünkü çok fazla teşrik-i mesaiye sahip değiliz. Yıllardır bir tiyatroya gitmişliğim yok, sanırım 3 yıl olacak. ama bazen bir kaç ayda bir tiyatro metinleri okuyabiliyorum. Biraz nefes almama ve yukarıda bahsi geçen üzücü duruma geçici bir merhem sürmüş sayabilirim.
Bu seferki tiyatro metnim Fransız usta Eugene Scribe'nin di. İlk defa karşılaştık kendisi ile, gerçekten arada kurulan dostluğu devam ettirebilecek kadar güçlü bir yazar. Ömrünü tiyatroya adamış tam 51 sene tiyatro ile yaşamış 400'e yakın eser vermiş bir muharrir.
Bugüne kadar tanımadığım bir insandı, suçun hepsi bendemiydi derseniz, cevabını eğitim sistemimiz versin...
"Bir Bardak Su" 18.yy İngiltere'sinde Saray'da geçiyor. Bir saray olunca içinde ne olmaz ki; hırs, entrika, intikam, nefret, aşk ve savaş. Eserde hepsi mevcut. Hemde güzel bir anlatım ile...
Okurken zerre miktar sıkılmıyorsunuz ve tiyatro okumaya çok alışık olmayanlar için bir handikap olan akıcılık, bu eserde ekmeğin üzerindeki tereyağı gibi kendini salmış. Sanırım yazarın yarım yüzyıllık tiyatro ile hemhalliği bu başarısında başat aktör olsa gerek.
Eseri niye bu kadar fazla beğendiğimin tam olarak bir rasyonel açıklamasını yapamayacağım, ama hissi olarak bayağı güzel değerlendirmesini hak ediyor.
M.T.G. tarafından Kasım 2014 de okumuş ve son derece kişisel hassasiyetleri göz önünde bulundurarak subjektif bir değerleme değerlendirilmiştir puanı 10/8,2.