Dev Türkiye Cüce Türkiye - Tamamı Çözümlü Jeopolitik Test Kitabı
Prof. Dr Hasan Köni'nin son çıkan kitabının adı. Kitabın özetine haber7.com darastladım internette de biraz daha bilgi var ama kısıtlı. sanırım kitabı alıp iyice okumak gerekiyor. içeriğinde hasan köni kendisinin ortadoğu asya ve türkiye ilgili farklı ve öne sürdüğü düşüncelerini açıklamış açıkcası benim hoşuma gitti fırsatım olursa almayı düşünüyorum .Aşağıda haber7.comda kitapla ilgili ön bilgi verilmiş. burdan kitabı inceleyip satın alma imkanınızda var.
Prof. Dr. Hasan Köni, Hayykitabptan yayınlanan son eseri, "Dev Türkiye, Cüce Türkiye", "tamamı çözümlü jeopolitik test kitabı" olarak tanımlanıyor.
Günlük hayatımızda neredeyse herkesin konuymak ve fikir yürütmek zorunda kaldığı olayların arka planları Siyaset Bilimci Prof. Dr. Hasan Köni'nin bakışıyla yer alıyor kitapta. Kitaptan sizlere göz kirası olarak setiğimiz bölüm ve içindekiler, eser hakkında yeterince gikir verecektir...
Kitaptan...
Asya'da Büyük Oyun
Tarih meraklıları gerçekte hep büyük devletlerin, imparatorlukların tarihte ne yaptıklarını okurlar. Akılda kalan onların devlet adamlarının ne yaptıkları ve ne dedikleridir.
Bu büyük tarihi akımları çizenlerin yanında orta ve küçük devletlerin yarattıkları destanlar vardır. Bu destanlar o devletler halkının, yaşatıldıkları sürece, akıllarında kalır vı o destanlarla vakarlarını korurlar ve kendi kimliklerini oluştururlar. Burada ele alacağımız konu son zamanlarda gelişen Amerika'nın yeni Asya politikası.
Acaba, Amerika'yı yenmelerine karşılık Vietnamlıların savaş kahramanlıklarını, fedakarlıklarını ve liderlerini iyi tanıyan geniş kitleler var mı? Yoksa konuyla ilgili olarak çalışan birkaç bilim adamı ve gazeteci mi ne olduğunu, liderlerinin ne dediğini hatırlıyor? Tarih hep böyle mi yazılacak? Henry Kissinger'in dediği gibi her yüzyıl bir büyük devletin yüzyılı mıdır; Osmanlı yüzyılları, İspanyol yüzyılı, İngiliz yüzyılı ve 20. yüzyıldan 21. yüzyıla sarkan Amerikan yüzyılı gibi.
Yakındoğu'da durum
Orta Doğuyu İsrail devletinin yerini korumak veya onu kullanmak ve enerji kaynaklarını denetlemek için sürekli savaş alanına çeviren Batılı güçler, tabii başta Amerika 2007 yılından itibaren yönünü değiştirerek Asya 'ya yöneldiğini ifade etmekteydi. Amerika'nın Asya söyleminin içinde askeri ılı politikanın Orta Doğuda başarılı olmadığı ve yeni bir politika yaklaşımı olarak 'yumuşak güç' kullanılacağı gibi sözler vardı
Orta Doğuda barışın gelişmesinden ümitli olan devletler, Başkan Obama ile birlikte İslam ülkelerine açılma anlayış, Asya'da ise ticaret, pazarlıklar, kültürel yaklaşımlar bekliyorlardı. Oysa, Afganistan'da sekiz senedir sürdürülen Usame Bin l.adin'i yakalama operasyonu; Taliban'ı sindirmeye, varlığı tam belirlenemeyen El Kaide’yi yok etmeye ve uluslararası alanda yeni bir yaklaşım olarak işgal edilen ülkelere demokrasi getirmeye dönüştü. Dışarıdan demokrasi aktarımı Orta Doğu ve Asya ülkelerinin korkulu rüyası haline dönüştü. Şimdi merak edilen konu Batılıların Asya'daki üç milyar tüketiciye ve enerji kaynaklarına nasıl ulaşacakları. Ancak bu konuda merakımız yavaş yavaş dağılmaktadır.
Afganistan'daki savaş Pakistan'ın kuzeyindeki aşiretlerin yaşadığı Peşavar bölgesine doğru taşmaya başlamıştır. Pakistan ordusu, bir zamanlar kendi istihbarat birimlerinin oluşturduğu, Amerika'nın desteği ve Suudi parasıyla yaratılan, Lübnan'la savaşa zorlanmaktadır. Pakistan ordusunu isteksizlikten kurtarmak epeyi fedakârlıklara mal olmuştur. Darbeci General Pervez Müşerrefin isteksizliği onun iktidardan ilişmesine yol açmış ve yerine Benazir Butto gelmiştir. Kuzey bölgesine karşı harekete geçme sözü veren Benazir Butto aşırı İslamcıların suikastına kurban gitmiştir. Yerine geçen kocası ise bugün yolsuzluk ve hareket kabiliyetsizliği nedeni ile yerini bir koalisyon hükümetine bırakmak durumundadır.
Nükleer silahların dibinde ABD özel birlikleri
Pakistan ordusu, Amerikan özel güçlerinin ülke içindeki faaliyetlerinden rahatsız aralarında bölünmüş durumdadır. Nükleer silahların bulunduğu Pencab eyaleti valisi silahların bulunduğu bölgedeki Amerikan faaliyetlerinden rahatsız olduğunu belirtmektedir. İnsansız uçakların yanında Amerikan 7. filosundaki USS Ronald Reagan'dan kalkan uçaklar Kuzey Veziristan'ı bombalamaktadır. Pakistan ordusu, Balucistan'daki Sünni Baluci grupların Amerikan istihbaratı ile birlikte giriş tikleri operasyonlardan rahatsızlık duymaktadır. Aynı rahatsızlık Balucistan'ın yanındaki Sind bölgesi içinde geçerinin dış müdahalelerden rahatsız olan ve Balucistan'daki bölücü gelişmelerden korkan Pakistan ordusu bir askeri darbe yapma eşiğindedir.
İran'ı korkutan hareketlilik
Aynı korkuları İran da duymaktadır. İran devrim muhafızlarına karşı girişilen bombalı suikastın arkasında İran Baluci gruplarını yanında Pakistan Baluci grupları ve Amerikan istihbaratı bulunduğu İran tarafından iddia edilmektedir. Balucistan ve Sind bölgelerinin yarılması nedeniyle Pakistan'ın Arap deniziyle ilgisi kesilmiş olacaktır. Nükleer bomba yapabileceği endişesiyle Amerika ve İsrail tarafından sıkıştırılan İran, bir de güney batısındaki bölücü hareketle uğraşmak zorundadır.
Başkanın bütün adamları
Afganistan'a gelince, Taliban hükümetinin düşürerek eski bir Amerikan bankacısı olan Karzai hükümetini iş başına getiren Amerika bir yandan Afganistan'a daha fazla asker göndermek için karar aşamasındayken öte yandan NATO müttefiklerini sıkıştırarak Asya politikasında daha etkin bir rol almalarını ve Afganistan'a daha fazla asker göndermelerini istemektedir. Amerika yolsuzluğa karıştığını iddia ettiği Karzai yönetimine karşı Tacik rakibi Abdullah Abdullah'ı desteklemekte ve Karzai'nin kazandığı seçimlerde hile yapıldığını ileri sürerek, kendi seçtiği Birleşmiş Milletler Seçim Denetleme grubuna seçimleri geçersiz saydırabilmektedir. Karzai ile ortak yönetim içinde olacak Abdullah kullanım süresinin kendisine gelmesini beklemektedir.
Anlaşıldığı kadarıyla Pakistan'da Butto yönetiminin ve Afganistan'da Karzai yönetiminin süreleri Amerika'nın iradesine kalmış gözükmekteydi. Nitekim, Karzai'nin savaş lordları ve bir kısım aşiret reisleriyle yaptığı anlaşmalar sonucu seçimleri kazanınca Amerika kendisini Amerika'ya çağırıp yumuşatıp sonra gererek tekrar görevde kalmasına izin vermiştir.
Darbeye karşı Türkiye
Türkiye, Kürt bölgesini denetime almak ve enerji politikalarını geliştirmek için Suriye, Irak ve İran'la yakın ilişkiler içindedir. Başbakan Erdoğan, Pakistan gezisinden sonra ilişkilerimizi sorunsuz olarak ilan ettiği İran'a gidecektir. Genel Kurmay Başkamda Pakistan'ın Peshavar Eyaletini önceden ziyaret etmiştir. Türkiye'nin darbeyi önleme ve Pakistan'a destek verme konusunda önemli ancak nasıl olacağı bilinmeyen bir rolü olduğu söylenmektedir.
Irak'ta, Ocak ayında yapılacak seçimler öncesi terör saldırıları artmış gözükmektedir. Türk İçişleri ve Dışişleri Bakanı Irak'a bir ziyaret yaparak PKK konusunu, özellikle geri gelişlerdeki gösterişlerden sonra, bir daha ele almaktadırlar.
Öte yandan Kazak Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbeyev'in Türkiye'yi ziyareti ve enerji konusundaki yaklaşımlarından sonra Rusya'nın Güney Akım projesinde daha başat bir duruma geçtiği söylenebilmektedir. Ermeni açılımından sonra enerji topunun Rusya'nın ayağında olduğu hissedilmektedir. Türk dış politikasındaki ilginç bir gelişme ise Türkiye İsrail ilişkileri arasındaki gerginliktir. Türkiye, Amerikan politikalarına uygun olarak Afganistan ve Pakistan'a açılırken İsrail ile ters düşmesini şimdilik nasıl yorumlanması gerektiği pek bilinmemektedir. Bu durumu, Türkiye'nin Orta Doğuda daha bağımsız bir politika izlemesine bağlamanın mümkün olup olmayacağı zamanla görülecek gibidir.
Eski büyük oyuna yeniden dönüş!
Türkiye -Avrupa ilişkileri son gelişmeler karşısında ikinci plana atılmış gözükmektedir. İnsan hakları konusunda Türkiye'ye ders veren ve Terörle Mücadele Kanununu aşın sert bulan Avrupa ve hatta Amerika terör karşısında kendi halklarının hak ve özgürlüklerini kısıtlayan yasalarda Türkiye'den ileri giderek hazırlık girişimlerini de suç kapsamına almışlardır. Avrupa içinde etnik bölünmeler devam etmekte ancak Avrupalılar başka ülkelerdeki etnik konularla ilgilenmeyi sömürgeci dönemlerinden kalan bir alışkanlıkla sürdürmektedirler.
Karmaşıklaşan uluslararası ilişkilerde Asya zenginlikleriyle ön sırayı almış gözükmektedir. Zaten eski çağlarda Avrupa'yı zengin eden gene Asya'nın kaynakları olmuştur. Bu yüzden eski büyük oyuna yeniden dönüş yaşanmaktadır.
Ama bu sefer çok güçlü bir Çin ve Rusya oyunda vardır. Amerika'yla yapılan Atomik İşbirliği Anlaşmasına karşılık Hindistan'ın şimdilik bu ikili karşısında pek söz sahibi olmadığını söyleyebiliriz. Bizim için önemli olan Asya'daki oyunda Türkiye'nin ve Türklüğün rolünün ne olacağıdır.
***
KİTABIN İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ BÖLÜM: FANTASTİK DÖRTLÜ: TÜRKİYE, ABD, İSRAİL VE PKK
- Türkiye’nin Tavrı, Dünyanın Geleceğini Etkileyecek!
- Türkiye Dev mi Cüce mi?
- Hüseyinli Amerikan Operasyonu ve Türkiye
- Kadife Sesli Obama’dan Müslümanlara Jest
- Terör Örgütlerinin Yapısı ve PKK Sorunu
- Türkiye-Amerika: Ortak Vizyonlar, Fırsatlar ve Ayrılıklar
- Türkiye’nin AB Üyeliği
- Kıbrıs ve Türkiye’den Alınan Tavizler
- Yeni Açılımlar
İKİNCİ BÖLÜM: ŞEYTAN ÜÇGENİ: İRAN, AFRİKA VE ÇİN
- ABD, İran ve Nükleer Mesele
- ‘Sarı İttifak’ Kimi Tehdit Ediyor?
- Yeni Bir Çatışma Alanı: Türkiye-Afrika
- Asya’da Büyük Oyun
- Jeopolitik Oyunlar: Ermenistan, Türkiye ve Büyük Güçler
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: TERÖRİZM VE BENİM CİCİ SİLAHLARIM
- Terörizme Karşı Savaş ve İnsan Hakları İhlalleri
- Askeri Harcamalar ve Sivil Ekonomiler
- Küreselleşen Terörizme Karşı Mücadelenin Paradigmaları
- Küçük ve Hafif Silahlar ve Afrika
- Hava Operasyonlarının Psikolojik Etkisi ve Terörle Savaş
- Caydırıcılık Gücünü Kaybetti mi?
- Antropolojik İstihbarat
- Amerika’nın Kolluk Gücü NATO
- ABD’nin ‘Latin Katiller Okulu’ Deneyimi
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: ENERJİNİZ KALDIYSA
- Petrol Sonrasında Enerji Projesi ve Küresel Isınma
- Türkiye’de Nükleer Silahlar Sorunu
(Haber 7)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder