Sayfalar

Sayfalar

21 Kasım 2014 Cuma

Daniel Corney Yaban Kazları takdim özet ve değerlendirme yazısı


Daniel Corney Yaban Kazları

 Çok nadirdir önce filmini izleyip ardından kitabını okuduğum eserler. Yaban kazlarıda bunlardan birisi. Sanırım 2003-04 olması lazımdı filmi izlediğim seneler. Kitabın başlığı direkt olarak filmi getiriverse de önüme, 4,5 saatlik bir YHT(istanbul-eskişehir, eskişehir-konya) yolculuğunu geçirecek bir alternatif olmadığından biraz da mecburiyetten başladım okumaya.

Gerçi filmi sevmiştim, çünkü başrol oyuncusu ölmüş, hikaye klasik Amerikan kurtarma algısıyla hiç kimsenin burnu bile kanamadan almak yerine hikayenin en başat 2 karakterini de öldürerek ve bu adam ölmemeliydi dedirtecek iken beni ters yüz ettiği için sevmiş olmalıyım..

Hayata benzer paralellerde giden kurguları seviyorum, aşırısı kafamı çok zorluyor rahat edemiyorum... olmayacak bir şey ile zihnimi meşgul etmenin gereksizliği (kendi hayallerimi kurarken değil tabiii...) başkalarının kurgusu ve hayaline adım attırdığı için uzak duruyorum.

Filmden aklımda kalan en son sahne Janders'in uçağa yetişemediği için arkadaşına "beni vur, canlı geçmeyeyim ellerine" sözleri sonrası Jeremy tarafından vurulması benim zihnimde hala canlı yaşayan enteresan enstantanelerden birisi olarak hala durmaktaydı, kitabı okuyunca o sahnenin büyüsüde sanırım bir kez daha beni düşündürttü!
"sen olsan aynısını yapar mıydın?"
Büyük muamma, özellikle benim için.



Hasılı kelam Daniel Corney'in neredeyse tuğla kalınlığındaki 370 sayfalık eseri; okurken beni zorlamasın, birazda macera olsun, sonu da gerçek hayat ile orantılı bitsin derseniz bu eser aradığınız türden olabilir. 370 sayfa okuyamayacak kadar tembel iseniz 2,5 saatlik filmini izleyin, okumuş kadar caka satabilirsiniz.

Eserde Afrika ile ilgili, siyah derili insanlarla alakalı özellikle sömürüye dair konularda yazarın konuşmaları okuyucuya yazıldığı devrin şartlarına göre güzel şeyler söylüyor denilip yabana atılacak şeyler değil, çünkü bugünde aynısı sadece çağa ayak uydurup kendini yenilemiş halde devam eden bir sürecin aktarılması olarak düşünülebilir.

Tabii genede yazarı hiç tanımadığım için bu subjektif değerlendirmelerim hatalı yada eksik olabilir.

M.T.G. tarafından Ekim 2014 de okumuş ve son derece kişisel hassasiyetleri göz önünde bulundurarak subjektif bir değerleme değerlendirilmiştir puanı 10/4 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder