El Emeği Göz Nuru El Yapımı Ebrulu Defterlerim
Nisan 2015 den beri haftada bir günü geleneksel sanatlarımızdan Cilt'e ayırıyorum. Ebrunun yanında bu ikinci uğraşım.
Saolsun 29 Mayıs üniversitesinin bu konuda geleneksel sanatlarımıza göstermiş olduğu hassasiyet ve öğrencilerinin bu dalla uğraşmalarından duyduğu sevinç bizler içinde büyük bir teşvik oluyor.
Kitapları seven birisi için kitaplarla hemhal olmanın, bir başka yolu. Cilt meşakkatli bir işmiş:)
bunu ilk başta tam kavrayamamıştım, ama işin içine girince, ne kadar hassasiyet ve dikkat ve de büyük özen gösterildiğini yaşayarak öğrenmiş oluyorduk.
Cilt'e ilk başlangıcı defter dikerek öğreniyorsunuz. Dikiş safhasını böylelikle iyi bellemeniz gerekiyor ki ilerde kitapların formalarını dikerken acemilik yaşayıp güzelim kitapları telef etmeyin diye.
nisan-mayıs arasında defter dikmesini öğrenip şiraze örümünü yapsam da yaz tatilinin araya girmesi ve almanya seyahatimiz nedeniyle cilt çalışmalarımız akim kalıyordu.
Yeni eğitim yılının başlamasıyla beraber cilt işine de tekrar kaldığımız yerden devam ediyorduk.
İlk dönemin ardından bu yıl atmaya kıyamadığım lakin köşede sayıları binleri geçmiş duran ebrularıma da eslem ablanın tabiriyle:
"sonunda ebrularına kıymayı başarmışsın"
lafına istinaden defterlerimizin içine ebrularımızdan da serpiştirmeye başlıyorduk.
sıkı bir gelenekselci olarak bu işe de geleneksel yöntemlerden başlasak da; biraz zorlanınca birazda hiç yapmadığım bir şekilde acele edince (ama keyfi değil mecburiyetten) modern batı üslubunda devam etmeye karar veriyorduk ve batı usulünde devam ediyorduk.
İlk defterimizi tamamlamamız Ocak 2016'ının ilk haftasının da gerçekleşiyordu.
Elime ilk aldığımda hissettiğim duygular hakikaten çok acayipti; tarifi ise imkansız, bizzat sizinde hissetmeniz gerekiyor.
yaklaşık 3 hafta içerisinde 5 adet defterimi kullanıma hazır hale getiriyorduk.
İlk defterler biraz buram buram acemilik koksa da; el emeği, göz nurunun hatırı bir başka oluyordu.
Bu defterlerimizi hem bir hatıra hem de okulumuza 1 yıldır devam eden Cilt programının neticesi olarak da takdim etmek gerekiyordu ki; yapılan işin neticesinden haberdar olsunlar.
Ol sebep ilk sevincimizi Prof Dr. Muhittin Serin hocamızla paylaşıyor,
takdirlerin ardından bir daha ki sefer bizden bir Mushaf'a yeniden okunabilir bir hale getirmemizi istiyordu. Emriniz başımız üstüne dedikten sonra, bu sevinci en çok hak eden ve yaklaşık 2 ay boyunca AGEP CİLT programını devam ettiren Ayhan Çitil hocamıza gidiyor; ve ilk yaptığımız
ebrulu defterimi takdim etmenin mutluluğunu yaşıyorduk.
Garip bir duygu ama insanın hocasına uğraşıp didindiği bir şeyi vermesi bayağı ilginç oluyor:)
Bu defterimizi ise taa imam hatip yıllarından beri öz ablam kadar sevdiğim ve hürmet ettiğim ayşe ablama bir vefa ve güzel yahut ilginç bir şeyler yapıp takdir görme arzusu duyan küçük kardeş hissiyatı içerisinde takdim ediyorduk..
Sonrasında ablamızdan gelen dualar ve şahsıma yapılan iltifatlar ise wundebar
Bu altlı üstteki defterlerdeki iki ebrulu yan kağıdı Eslem Abladan, saolsun kırmadı bize iki adet ebrusunu hediye etti.
Bilirsiniz Ebrucular başkalarına ebru hediye ederler ama birbirlerine ebru hediye etmemek için bin dereden su getirirler; ol sebep ebrucunun ebrucudan ebru alması bayağı zor iştir; hele gönlünden kopmuş bir şekilde...
Ol sebep bu ikiz defterden birisinide Eslem Hanım'a ayırmak şart oluyordu
Ne diyelim artık hayırlısıyla bunlar başlangıçtı; daha güzellerininide yapabilme ümidiyle
umarım bir ömür devam edebildiğim bir uğraşım olarak kalma duasıyla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder