Selimiye kışlası hakkında 2012-2013 eğitim döneminde istanbul toplum ve edebiyat dersinde hazırlamış olduğum, araştırma ödevidir. Akademik kurallara nispeten uyulmuştur. ana kaynaklar DİA(Diyanet İslam Ansiklopedisi) veMehmet Mermi Haskan'ın Yüzyıllar Boyunca Üsküdar isimli kitabıdır. Kendi değerlendirme ve görüşlerime neredeyse hiç yer verilmemiş olup metindeki tüm kelime ve cümleler neredeyse dipnotta verilen kaynaktan bire bir alıntıdır.
Faydalanacak kimselere şimdiden başarılar dilerim...
Selimiye Kışlası
Üsküdar’ın en maruf semti olan Selimiye Mahallesi’nde ve bu mahallenin
yollarından olan bükücüler Hanı sokağı, Çeşme-i Kebir Sokağı ve Kavak İskelesi
Caddesi ile çevrili çok geniş bir alanı kaplar. Kışla, Kavakdere vadisiyle
Harem İskelesine inen vadinin arasında yükselen bir tepe üzerine yapılmış olup
Ankara asfaltına bakan tarafı yalıyar halindedir. [1]
Kareye yakın dikdörtgen planlı (267 x 198 m.), iç avlulu yüksek istinat
duvarları üzerinde yükselen üç katlı çok büyük ve ihtişamlı bir yapı olup
köşelerindeki kuleler abidevi görünüşünü tamamlar. İlk defa Sultan III. Selim
taraından 1800-1803 yıllarında Üsküdar’daki Kavak Sarayı’nın arkasına
yaptırılmıştır. 1803’te müştemilatıyla birlikte tamamlanan kışla, bugünkü
binanın üçte biri kadar bir alana sahip olmakla birlikte dönemi için büyük bir
yapıdır ve İstanbul’daki büyük kışlalar döneminin başlangıcını teşkil eder.
Nizam-ı Cedid Hareketini başlatan III. Selim, Kışlasını yeni düzenin askeri
alandaki mekansal karşılığı olarak inşa ettirmiştir.[2]
Yapının iki katlı ve iç avlulu
olduğu, plan şemasının avlu tarafında açık bir koridorla dış cepheler boyunca
sıralanan odalarda meydana geldiği, yirmi dokuz odalı kısmi bodrumu bulunduğu
tespit edilmektedir. Bu dönemde köşelerinde kuleler yoktur. Binanın kuzey ve
güney cephelerindeki kapıları özenle işlenmiştir. Talim meydanı deniz
tarafındadır. İki kasrı hümayunu bir camisi olduğu gibi, hastahane, mutfak ve
çamaşırhane gibi servis birimleride kışlanın doğusunda ve batısında olmak üzere
ikişer tanedir[3]
Binanın dış duvarları düzgün kesme taş ara duvarları moloz taş örgülü,
döşemeleri ve çatısı ahşaptır. Yapının içerisinde mimarbaşı Mehmed Arif Ağa’nın
imzası vardır, mühendiside Abdurrahman Efendi’dir. III. Selim boyunca kışlanın
özel bir ismi olmayıp bazı farklı isimlerle anılmıştır; Yeni kışla, Muallem
Asker Kışlası, Neferat Kışlası gibi sıfatlarla tanımlanır. 1830’dan sonra
Selimiye Kışlak-ı Alisi, Selimiye Kışla-i Hümayunu olarak adlandırılır.[4]
İnşaat defterine göre benzersiz biçimde ve “yoktan var edilerek” (icad ve
ibda’) yapıldığı ve kütlenin büyük
olduğu ifade edilmiştir. Nizam-ı Cedid kapsamında kurulan Anadolu kışlalarında
askerler getirilerek burada talim yaptırılmıştır. 1807 de Kabakçı Mustafa ayaklanmasıya
Nizam-ı Cedid hareketine son verildiğinde kışlanın han yapılması için ferman
çıkmış ve kışlanın süslemeleri büyük zarar görmüştür. Temmuz 1808 de II. Mahmud
tarafından Sekban-ı Cedid Askerlerine tahsis edilmişsede daha sonra çıkan
yeniçeri isyanıyla bir daha bina olunmammak üzere yakılmış ve arazisi 1809 da
satışa çıkarılmıştır.15 Haziran 1826’da Yeniçeri Ocağının ilgasıyla birlikte
kışlanın yeniden inşasına başlanmış ve kışlanın satılan arazisi tekrar
kamulaştırılmış ve kışlanın hem mimari projesi hem de maketi hazırlanmıştır.
Bina iç avlusu, avlu tarafındaki koridoru ve dış cepheleri boyunca sıralanan
odalarıyla yeniden inşa edilen kışlanın dış ve iç duvarları taş, döşemeleri ve
çatısı ahşaptır. Dört cphesinde birer kapısı olan yapının köşelerinde kuleler
de bu dönemde inşa edilmiştir. 27 ocak 1829’da görkemli bir törenle açılan
kışlanın mimarı Hassa başmimarı Seyyid Abdülhalim Efendi’dir. Binanın
kapılarında farklı kitabelerin bulunması kışlada yapılan onarımları işaret
eder. Toplamda 3 farklı tarih bulunmaktadır.[5]
Kırım Harbi sırasında 2,5
yıl(1854-1856)boyunca Osmanlı Devleti kışlayı Himalaya Gemisi’yle ve
zevceleriyle beraber İstanbul’a gelen İngiliz askerlerine tahsis edilmişti. Bu
sırada İngliz askerlerine hemşirelik yapmak amacıyla İstanbul’a gelmiş olan
Florance Nightingale(1820-1910) ve oda arkadaşı hemşire Miss Buracebridge ile bugün
müze olarak kullanılan alt üst iki odada kalmıştır.[6] Kırım Savaşında
büyük dikkat çeken bina avrupa basınında konu olmuştur.[7]
Osmanlı ordusundaki ilk terhis
töreni 26 mart 1844’te bu kışlada yapılmıştır. Büyük üsküdar yangınında
harikzedeler(temmuz 1887) ve sonrasında muhacirler(1921) ve mübadele sırasında
göçmenler(1950) Selmiye’de ağırlanmıştır. 1920 de İstanbul işgal edildiğinde
kışla İtalyanların kontrolüne giirmiş, Kurtuluş savaşın esnasında kışladan
Anadolu’ya silah kaçırılmış ve işgal sonrasında İstanbul’a ilk gelen piyada
birlikleri Selimiye Kışlasında kalmıştır(1923). Cumhuriyet’in ilk yıllarında
bir süre boş kalan kışlanın maddi ve manevi değerinin iade edilmesine karar
verilerek 1959’da askeri ortaokul yapılmıştır. Kışla 1964 yılından beri Türk
Silahlı kuvvetleri’nin Birinci Ordu’sunun yönetim merkezi ve Birinci Ordu
Komutanlığı karargahıdır.[8]
Selimiye Kışlası’nın Kapıları,Kitabeleri ve Diğer Binaları
Kışlanın
Nizamiye Kapısı(Kumandanlık Kapısı); Kapının üzerinde kumandanlık binası
bulunduğu için bu isimle anılmış esas cümle kapısı da denen kapı olup
Şehriyyehane binasının karşısındadır.
Harem
İskelesi Kapısı; Harem İskelesine bakan geniş cephesinin ortasında bulunan
demir kanatlara sahip olup ki bunlar yapıldığı devirden kalmadır. Kapının
kemerinde ve duvarında iki paye bulunup üzerlerinde Osmanlı Devleti’nin bayrak
sembolü olan ay ile çok köşeli yıldız vardır. Kemerin tam ortasında altta üç,
üstte mermerden kıvrılmış beş defne yaprağı kabartması bulunmaktadır.
Kavak
İskelesine açılan kapısı; Kışlanın
Kavak İskelesi caddesi boyunca kuleden kuleye uzanan cephesinde yer alıp
pencereleriyle meşhur bölümüdür. Burada 26 bölüm ve her bölümde 9 pencere olmak
üzere 234 pencere mevcuttur.
Marmara veya Talimhane tarafına
açılan kapısı; Kışlanın
en eski ve ilk inşa edilen kapısıdır. Kapı üzerindeki motifler Harem kapısının
üzerindeki motiflerle aynı olmak üzere birde Keçecizade İzzet Molla tarafından
kaleme alınmış 1234(1827-28) tarihli bir de manzume mevcuttur.[9]
Süvari Kışlası; Piyade askeri için yaptırılan
Kışlanın içine zamanla bir de süvari kışlası yaptırılmıştır. Günümüzde de
mevcut olmakla beraber kitabesi kayıptır.
Askeri Muzika- Bando Kışlası; Sultan Abdulmecid tarafından 1851
yılında yaptırılmıştır, binanın üzerinde Hattat Yesarizade Mustafa İzzet
Efendi’nin güzel bir tuğrası hak edilmiştir.
Şehriyyehane; Erzak ambarı olarak yaptırılmış bu
bina kesme granit taşından yapılmış olup dört köşe duvarına bitişik birer paye
ve bunları birbirine bağlayan silmenin üzerinde 4 satır halinde Şair Safvet
Mustafa Efendi tarafında yazılmış bir kitabesi mevcuttur.[10]
[1]
Mehmet Mermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar(İstanbul, Üsküdar Belediyesi,
2001) C.3 S. 1259
[2]
Diyanet İslam Ansiklopedisi, Selimiye Kışlası Maddesi, C.36
[3]
Diyanet İslam Ansiklopedisi, Selimiye Kışlası Maddesi, C.36
[4]
Diyanet İslam Ansiklopedisi, Selimiye Kışlası Maddesi, C.36
[5]
Diyanet İslam Ansiklopedisi, Selimiye Kışlası Maddesi, C.36
[6]
Mehmet Mermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar(İstanbul, Üsküdar Belediyesi,
2001) C.3 S. 1265
[7]
Diyanet İslam Ansiklopedisi, Selimiye Kışlası Maddesi, C.36
[8]
Diyanet İslam Ansiklopedisi, Selimiye Kışlası Maddesi, C.36
[9]
Mehmet Mermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar(İstanbul, Üsküdar Belediyesi,
2001) C.3 S. 1266-68
[10]
Mehmet Mermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar(İstanbul, Üsküdar Belediyesi,
2001) C.3 S. 1269-70
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder