2013/2014 eğitim yılı bahar döneminde aldığım Ahlak psikolojisi dersinde "Affetme" eylemini pozitif psikoloji bağlamında ele alarak yaptığım bir ödevi paylaşıyorum. Ödev içerik bakımında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Ayten hocanın yaptığı çalışmalardan ve özellikle Uzman Psikiyatr Edward M. Hallowal un dilimize "Affetmek Üzerine" diye çevrilen kitabı üzerinden gidilerek ele alınmıştır. Bunun nedeni dilimizde özellikle "affetme kavramı" daha çok ilahiyat alanında ele alınmıştır; burada insan ilişkilerinden ziyade Kul ve Yaratıcı arasındaki ilişki noktası üzerinde durularak, Cenab-ı Allahın rahmet ve merhamet sıfatlarının tecellisi üzerinden çalışmalar üretilmiştir. Onun dışında ise gene ilahiyat ve eğitim bilimlerinde Değerler eğitimi kapsamında alt başlık olarak kısıtlı ve sınırlı sayıda araştırma ve incelemeye konu edinilmiştir. Psikoloji ve bir insan davranışı bağlamında ise bu durum şuan için çok iç açıcı gözükmemektedir. türkçe olarak yapılmış bilimsel araştırma sayısı bir elin parmaklarını henüz geçebilmiştir. (tabi her şeyi sadece pozitivist temelli bir bilim kafasıyla açıklamak gibi bir düşünce yada fikriyatımız kesinlikle yoktur.) Bu kapsamda özellikle Hacettep üniversitesinde kurulan Affetmeyi geliştirme grubu şu an için en önemli çalışmaları yürüten bilimsel ekip olarak dikkat çekmektedir. "Affetme Arttırılabilinir mi?" "Hataya iliskin özelliklerin başkasını affetmeyi yordaması" gibi makaleler bize yardımcı olmaktadır.
Onun dışında da Marmara İlahiyat Din psikolojisi bölümünden Ali Ayten hocanın affetme ve dindarlık eğilim araştırmaları da ilgililer için kaynak olarak kullanılabilmektedir.
Bu çalışmamızda Öncelik pozitif psikoloji bağlamında olduğu için dinsel içerikler göz ardı edilmese de, Yaratıcı kul ekseninden ziyade kulların birbirleriyle ilişkiler dikkate alındığı için çok fazla atıf yapılmamıştır. Bir lisans öğrencisi tarafından ödev maksadıyla hazırlanmış bir çalışma olduğunu ve kişisel görüş ve değerlendirmelerden ziyade bolca alıntılar ile bir derleme çalışmasının yapıldığı da unutulmamalıdır. Çalışmada kullanılan alıntı ve dipnotlar kaynak gösterilerek alıntılanmıştır. Buna rağmen gözden kaçan bir durumun olma ihtimali her zaman için mevcut olabileceğini de unutulmamasını rica ederiz. Yapılan bu çalışmayı bir sonraki özellikle daha basit yapılacak ödev ve araştırmalara bir fikir vermesi amacıyla yayınlıyoruz. Ödevden her türlü alıntı yapmak serbesttir. Yapılan alıntılarda kaynaklarında göz ardı edilmemesi alıntı yapacak kişi için bir fikri mülkiyet hakkı doğurmaması için önemlidir.
M.T.G. Nisan 2014
Bu çalışmamızda Öncelik pozitif psikoloji bağlamında olduğu için dinsel içerikler göz ardı edilmese de, Yaratıcı kul ekseninden ziyade kulların birbirleriyle ilişkiler dikkate alındığı için çok fazla atıf yapılmamıştır. Bir lisans öğrencisi tarafından ödev maksadıyla hazırlanmış bir çalışma olduğunu ve kişisel görüş ve değerlendirmelerden ziyade bolca alıntılar ile bir derleme çalışmasının yapıldığı da unutulmamalıdır. Çalışmada kullanılan alıntı ve dipnotlar kaynak gösterilerek alıntılanmıştır. Buna rağmen gözden kaçan bir durumun olma ihtimali her zaman için mevcut olabileceğini de unutulmamasını rica ederiz. Yapılan bu çalışmayı bir sonraki özellikle daha basit yapılacak ödev ve araştırmalara bir fikir vermesi amacıyla yayınlıyoruz. Ödevden her türlü alıntı yapmak serbesttir. Yapılan alıntılarda kaynaklarında göz ardı edilmemesi alıntı yapacak kişi için bir fikri mülkiyet hakkı doğurmaması için önemlidir.
M.T.G. Nisan 2014
AFFETME
“pozitif psikoloji bağlamında affetme eylemi”
( Ahlak Psikolojisi Ders Ödevi)
İstanbul, 2014
Affetmek
dilimize ’afv’ kökünden Arapçadan geçmiş bir kelimedir. Afv kelimesi; birinin
suçunu bağışlama, özür dileme, görevden alma[1],
mazur tutma, istismar etme[2] gibi
anlamalara gelmektedir.
Afv
kelimesinden türeyen “affetmek” ise sonuç itibariyle bir ceza gerektiren, suç,
kusur kabahat veya günah için ceza vermekten vazgeçmek, bağışlamak, kendisine
karşı kötü kırıcı veya kaba davranışı olmamış saymak, özrünü kabul etmemek,
mazur görmek[3],
vazifesine son vermek, azletmek[4]
anlamlarına gelmektedir.
Terim olarak
ise; ahlaki bir erdem. İnsani bir incelik, insanın iç dünyasında “sürekli
salınım halindeki gönül sarkacı”nın yakalamaya uğraştığı “denge ve kıvam” hali.
Belki de hayat denen, uzun, karmaşık temellerden biri. Olup biteni, farklı bir
şekilde kavramam ve karşılama biçimidir.[5]
Sözlüklerde affetme ile ilgili, “affedilme”
”affedilmek” ”affetme” ”affetmek” ”affetmemek” “affettirme” ”affettirmek”
”affeyleme” ”affeylemek” ”affolunma” ”affolunmak” ”af” ”afv” ”aff” ”affediliş”
”affetmez” ”afüv” gibi ikisi olumsuz on
beşi olumlu manada on yedi sözlük ve terim anlamı mevcuttur.
Bir tek
kökten bile bu kadar farklı terim manaları taşıyan ama neredeyse hepsi aynı
minvalde ve büyük bir çoğunlukla olumlu yönde birleşen bu kelimenin türemiş
olması af(afv) ve affetme kavramının insanoğlu için ne kadar büyük bir önem arz
ettiğinin bir göstergesidir.
Süreç olarak ‘Affetme’
Affetme aslında insanın kendisine dolaylı ya
da direkt olarak maruz kaldığı bir haksızlık, eza, cefa veya adaletsiz bir
davranışa karşılık, bulamış olduğu olumlu muamele halidir.”Gerçek bir affetme,
gönüllüdür, koşulsuzdur ve aktif bir süreçtir. Bütün bir affettirme hem
affedeni hem de affedileni dönüştürebilir[6]”
“Affetme
suçluya karşı kurbanın (kendisine karşı suç işlenen) düşünce, duygu ve
davranışlarıyla gerçekleşen digergam dönüşüme verilen bir isimdir. Affetmeyi
redderek bunda ısrar etme durumu ise kin gütmedir. Affetmek suçu görmezden
meydana gelmek ya da suça bahane bulmak anlamına gelmez. Suçlunun yaptığı bir
şeyden suçlu olması, belki olayların daha farklı gelişmiş olmasını dileme, en
azından suçlunun yaptığı şeyi bir daha tekrarlamayacağı konusunda iyimser
olunması manasına gelir. Affetme, suçlunun sorumluluğunda kurtuluş anlamına
gelmez. Affetme, manevi anlamda kırgınlık yaşayan kimsenin, bu kırgınlığı ve
kızgınlığından suçlu lehine vazgeçmesidir[7].”
“Ancak
affetme, sadece “affediyorum” sözünden ibaret değildir. Bireyin davranışlarına,
hayat tarzına ve başkalarıyla olan ilişkilerine yansıyan bir yönü vardır.[8]”
Affetme kurbanın suçluyu affetmediği gibi onunla olan ilişkisine de bunu
yansıtarak göstermesidir. Aksi hale affetme süreci tam olarak gerçekleşmemiş
olacaktır[9].
Affetmeye neden ihtiyaç duyarız ve
Ne için gereklidir?
İnsan davranışları içerisinde yaparken en
çok zorlandığı davranışlardan birisidir; affetmek. “Affetmek çok ender
başvurduğumuz bir çaredir.[10]”
Aslında
Affetmek kendimize sunduğumuz bir armağandır.[11] Boşu
boşuna acı çekmememize engel olacak bir gönül eylemidir. ”Mantık olarak, büyük
suçların bağışlanmasının neredeyse olanaksız olduğu sonucuna varabilirsiniz,
özellikle de eğer yaşamınızın en güzel dönemi başka birisinin yaptığı bir
hatayla mahvolmuşsa. Ama affetmek asla olanaksız değildir.[12]”Affetmeyi
başarabilirse bundan en karlı çıkacak kişinin yine kendisi olacaktır. Tabi hala
haklı olmayı geri kalan her şeye tercih edecek insanlar haricinde.
Affetmek
için ne gerekir? “Dış işleri bakanının diplomatik yetenekleri mi? Yukarıdan bir
mucize mi? Ya da affetmek, suç gerçekten ağır olduğunda ortalardan kayıp mı
oluyor? Üzücü hataları affetmek, dünyanın hala inandığı gibi yüzeysel ve
eğitimsiz duygusallara özgü saf bir eylem mi?”[13]
Affetmek
insanı özgürleştirir, insanı aşağı çeken öfke ve dargınlıktan kurtularak
beyninde ki kin ve öfkeye ait olan kelepçelerden kurtulabilirsiniz.[14]
Affetmek
ruhumuzu canlandırır. Kendimizi daha mutlu hissetmemizi sağlar ve
düşüncelerimizi aydınlatır. Adımlarımız hafifler ve günlerinizi şikayetlerin gölgesinde
geçirmekten kurtulursunuz.[15]
Affetmek, kin
tutma ve intikam peşinde koşmaktan bizi vaz geçirdiği için hem fiziksel hem de
ruhsal sağlığımızı geliştirmemize yardımcı olmaktadır.[16]
İnsan affettiğinde öfke ve dargınlıktan vazgeçmektedir. Öfke ve dargınlığın
kendi üzerinde hak iddia etmesinden vazgeçmiş olmaktadır.[17]
Affetmek;
“kendimizi nefretimize köle olmaktan kurtarır.”[18]
Affetmek intikamın yapabileceğinden daha fazla yükü omuzlarına alır.
İntikam, nefretin insanı yönetmesini
sağlar. Affetmek nefreti geçersiz kılar.[19]
Affetmediğinde insan öfke ve dargınlık hissedebilir. Ama eğer mantıklı
davranırsa bu hislerini bir kenara koyarak, öfke ve dargınlığın hareketlerini
kontrol etmelerine izin vermemiş olur.[20]
“Öfke ve
dargınlık, bazen küçük dozda alındığında işe yarayan, ama düzenli alındığında
son derece zehirli, tehlikeli ilaçlar haline gelmektedir. İnsana çok nadir
yararları dokunur, genellikle de çok daha fazla zarar verir.[21]”
Affetmek Nedir Ne değildir?
“Affetmek
teslim olmakla aynı şey değildir. Affetmeyi öğrendiğinde insan mağdur olmaz.
Tam tersi, mağdur olmaya bir son verir. Kin tutan bir insan kendi kendinin
kurbanı olurken, bu kininden vazgeçen bir insan nefrete karşı bir zafer
kazanmış gibidir.”
Affetmek
cesaret işidir der yazar Cynthia Ozrak ve bir yazısında affetme ile ilgili
olarak “Affetmek çok merhametsizdir. Mağduru göz ardı eder, haklarını görmezden
gelir, mağdurun hassasiyetine karşı katilin hassasiyetine neden olur.”[22]
Affetmenin Çeşitleri Nelerdir?
“Affetmek farklı durumlara bağlı olarak kolaylaşıp
zorlaşabilir”.[23]
“Affetme hem kişi için hem de kişiler arası bir süreç olarak
değerlendirilmektedir”.[24]
Yazar ve
Psikolog Edward M. Hallowal affetme çeşitlerini dokuz olarak belirlemiştir. Şu
şekilde sınıflandırır:
1. Size
karşı bir hata işlendi. Karşı taraf özür diliyor ve sizin affetmenizi sağlıyor:
Bu affetmenin en kolay yoludur ama yaşanan duruma göre affetme süreci
değişebilir.
2. Size
karşı bir hata işlendi. Karşı taraf hata yaptığının farkında değil veya
bağışlanmak istemiyor: Karşı taraf şayet
hatasının farkında değil ise affetme süreci çok zor olacaktır.
3. Size karşı bir hata işlendi. Kimin yaptığını
bilmiyorsunuz ve ortada suçlayabileceğiniz ya da bağışlayabileceğiniz bir kimse
yok: Bu durum kişinin kendini son derece savunmasız hissetmesine sebep olsada
kişi kendini toparlayıp bu durumu atlatabilir.
4. Siz
bir hata işlediniz. Hatanızı kabul ediyorsunuz ve karşı taraftan sizi
affetmenizi istiyorsunuz: Bu sefer iş diğer insanın psikolojisine bağlı
kalmıştır. Sizi affedebilir ya da etmeyebilir. Şayet siz özür dileyerek ya da
elinizden gelen her şeyi yaptıktan sonra hala affedilmediyseniz, kendinizi daha
fazla hırpalamamak için kendinizi affetmeye çalışmanızdır.
5. Siz
bir hata işlediniz. Hatanızın farkındasınız ama bağışlanmak istemiyorsunuz: Kişinin
bu durumdan kurtulabilmek için takvimden ya da tarihten yapraklara göz atıp
sizinle benzeşen örnekleri inceleyip ona göre bir tutum alıp bu tutumdan
vazgeçebilir.
6. Siz
bir hata işlediniz. Yaptığınızın yanlış olduğunuzun farkındasınız fakat özür
dilmek ya da bağışlanmak için uğraşmıyorsunuz: Bu durum insanın kendini suçlu
hissetmesine yol açar ve bu sır devam ettikçe insanın kendini affetmesi
gittikçe güçleşecektir. Bunun için güvenilir bir dosttan ya da uzmandan destek
alınabilir.
7. Bir
hata işlendi. İki tarafta yaptığının farkında ama her iki tarafta bağışlanmak
istemiyor: Çözüm yolu iki tarafında itimat edeceği bir arabulucuyu devreye
sokmaktır.
8. Bir
hata işlendi. İki taraftan bazı kişiler sorumluluğu kabul edip bağışlanmak
isterken diğerleri buna yanaşmıyor: Bu önceki vakaya göre daha iyi durumda
sonuç alma ihtimali yüksek ama sonucunda başarısızlık da yok değil.
9. Bir
hata işlendi. Bir şansızlık sonucu oldu. Suçlanacak kimse yok ama yinede bazı
insanlar suçluluk hissediyor ve bağışlanmak istiyor. Diğer yandan bazıları
kızgın ve intikam istiyor: Tek çözüm yolu biraz kederlenmek, öfkenin durumu ele
geçirmemesine izin vermektense kederinizi ifade etmek daha iyidir.
Affetmenin farklı şekillerde sınıflandırılması
insanın kendi yaşamına affetme konusuna bir düzen getirme ve bunu diğer
insanlarla tartışmak konusunda yardımcı olabilir.[25]
Nasıl Affedebiliriz?
İnsanın affetmeyi sağlamasının yollarından ilki öfke
ve intikam duygusuna karşı kendisini eğitmesidir. Bir insanın yaptıklarını
içindeki çatışmalardan kaynaklandığını en kadar çok görürseniz ve kişisel
olarak algılamazsanız, intikama karşı o kadar az eğilimli olursunuz.[26]
Affedebilmesi için insanın bir diğer yapması
gereken ne hissettiğinin farkına varması ve sonrasında bir iç muhasebeden
geçirebilmesidir.[27]
Affetmenin karşılıklı olduğu ve her insanın affedilmeye ihtiyacı olduğunu
hatırlamak.[28]
Sabırlı
olarak; insanlar çok çabuk ani ve fevri davranışlar ile hareket ederek
birbirlerini kırmakta ve üzmektedirler. O nedenle insanlar birbirlerine destek
olmalı yanında olmalı, akıllı ve sabırlı davranmalıdır ki çevresindekileri
reddederek yalnız başına bir ömür sürmek zorunda kalmasın.[29]
Duygularımızın yargılarımızı yönetmesine izin vermeyerek[30] de
affetmeyi başarabiliriz.
Her Şeye Rağmen Affetmek Mümkün müdür?
Hannah Arendt
bir yazısında affetme ile ilgili şunları söylemiştir. “Affetmek… yeni ve
beklenmedik bir şekilde yapılan ve aslında bir tepki olmayan tek tepkidir.
Kendisini kışkırtan hareketten bağımsızdır ve bu nedenle bağışlayan ve
bağışlanan insanı sonuçlarından özgür kılar.[31]”
Affetmek,
öfke, dargınlık ile kendimizi tüketmemize ve acı ve diğer yanıcı maddelerle
ateşi canlı tutmamızı, yayılmasını, aileleri, şehirleri hatta ülkeleri
yakmasını engellemeniz anlamına gelir.[32]
Affetmek bu kadar mantıklıysa neden
bunu uygulamak bu kadar zor?
İnsan hem içgüdüsel olarak hem de psikolojik ve
duygusal olarak affetmenin karşısındadır. Sağlam kurulmuş çeşitli nedenlere
dayanarak, bir sonraki saldırıya neden olur, suçlunun bir ders almasını
engeller ya da konunun kapanması bizi yarım hissettirir gibi nedenlerle dahası
nefret ya da intikam alarak, bir şekilde olan olayı değiştirebileceğimizi ve ya
hatayı düzeltebileceğimize dair kontrol edilmemiş inancımızla affetmeye karşı
koyarız.[33]
Affetme,
geçmişi değiştirme umudundan vazgeçmek anlamına gelmektedir ve bundan vazgeçmek
zordur tıpkı yaşamın zor olabileceği kadar zor olduğu gibi.[34]
Biterken…
“Affetmek çok zor bir iştir. Gayretli bir kişisel
disiplin, en temel içgüdülerimizin sürekli etrafını çevirme, dili gözaltına alma
ve zamanımızın kötü ruhuna yakalanmamak için sabit bir karşı çıkış gerektirir.
Unuttuğumuz, göz yumduğumuz veya suçun sorumluluğunu bağışladığımız anlamına
gelmez. Nefretten uzaklaştığımız, cezanın kaybından ve maliyetinden verilmesi
gereken cezadan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez.[35]”
Ayrıca eski
dönemlerden itibaren özellikle edep ve erdem türünden yazılmış kitaplarda da
afv ve affetme konusunda yer verilerek, ilgili ayet ve hadisler kaydedilmiş,
ilk dönem Müslüman alimlerinden, sufilerden, Pisagor, Sokrat, Eflatun,
Enuşirevan gibi eski filozofların af konusundaki hikmetli sözlerinden alıntılar
yapılmıştır.[36]
Bunlar bile insanlığın kişilik olarak aff kavramına ve affetme üzerine hem
kadim ilahi dinler hem de hikmet ve felsefe üzerinden ne kadar söylem ürettiğinin
bir kanıtıdır.
“İntikam bu
dünyanın artık karşılamayacağı, şimdiye kadar karşıladıysa bile artık bir
lükstür.”[37]
Birbirimize sayı göstermeyi ve de tahammül edebilmeyi öğrenmek zorundayız.
“Affedebilme çabası bilinçli bir çabayla güçlendirilmiş hayal gücüne – empati
- dayanmaktadır. Böyle bir çaba için
gereken motivasyon öfke ve dargınlıkla yaşamaktansa affederek çok daha ii
yaşanacağını ve dünyanın da daha iyi olacağı gerçeğini kabul etmekten geliyor.”[38]
Başka bir deyişle bağışladığımız zaman herkes bundan kazançlı çıkar; affetmediğiniz
zaman ise herkes bunun acısını çeker. Hepimizin affedebilmeyi istemesi bile
yeter… Yaşadıklarımızdan
öğrendiklerimizi kendimize azık etmeli, ama öfkemizi yüreğimizde besleyip, onu
sulayıp büyütmeyelim. Kalbimiz affetmeyi sever ve bundan lezzet alır.
Kaynakça
Ayten, Ali, Affedicilik
ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlıkla İlişkisi Üzerine Bir Amprik Araştırma,
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi: 37/2, 2009
Çağbayır, Yaşar, Ötüken
Türkçe Sözlük. Ankara: Ötüken Neşriyat, 2007
Çağrıcı, Mustafa “Af”.
DİA. İstanbul: İSAM, 1988
Doğan, Mehmet, Doğan
Türkçe Büyük Türkçe Sözlük: Yabancı Dillerden Türkçeye En Çok Geçen ve En Çok
Kullanılan Kelimeler. Ankara: Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür
Yayınları, 2013
Hallowal, Edward M, Affetmek
Üzerine. İstanbul: Dharma yayınları, 2004
Yolaçan, Semih, Erdemin
Dili Affedicilik. İstanbul: Erkam yayınları, 2008
[1] Yaşar
Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük
(İstanbul, Ötüken Neşriyat, 2007 ), Cilt 1 s.124
[2] Mehmet Doğan, Doğan Türkçe Büyük Türkçe Sözlük: Yabancı
Dillerden Türkçeye En Çok Geçen ve En Çok Kullanılan Kelimeler (Ankara,
Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2013), s.19
[3] Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük (İstanbul, Ötüken
Neşriyat, 2007 ), Cilt 1 s.122
[4] Mehmet Doğan, Doğan Türkçe Büyük Türkçe Sözlük: Yabancı
Dillerden Türkçeye En Çok Geçen ve En Çok Kullanılan Kelimeler (Ankara,
Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2013), s.20
[5] Semih Yolaçan, Erdemin Dili Affedicilik(İstanbul, Erkam
Yayınları, 2008), s.5
[6] Ali Ayten, Affedicilik ve Din:
Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi”, (2009): 37/2, s. 113
[7]
Ali Ayten, Affedicilik ve
Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi”, (2009): 37/2, s. 113-114
[8] Ali Ayten, Affedicilik ve Din:
Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi”, (2009): 37/2, s. 114
[9] Ali Ayten, Affedicilik ve Din:
Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi”, (2009): 37/2, s. 114
[10]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.16
[11]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.15
[12]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.17
[13]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.16
[14]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.18
[15]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.18-19
[16]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.18
[17]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.37
[18]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.36
[19] Edward
M. Hallowal, Affetmek Üzerine
(İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.37
[20]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.38
[21]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.38
[22] Edward
M. Hallowal, Affetmek Üzerine
(İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.55-56
[23]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.41
[24]
Ali Ayten, Affedicilik ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine
Amprik Bir Araştırma, “Marmara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi”, (2009): 37/2, s. 114
[25] Edward
M. Hallowal, Affetmek Üzerine
(İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.41-42-43
[26]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.100
[27]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.107
[28]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.114-115
[29]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.137
[30]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.148
[31]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.141
[32]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.202
[33]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.194
[34]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.200, 202
[35]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.211
[36]
Mustafa Çağrıcı, “Af”, DİA, cilt 1
(İstanbul, İSAM 1988)
[37]
Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), s.214
[38] Edward
M. Hallowal, Affetmek Üzerine
(İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.223
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder