Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

14 Nisan 2014 Pazartesi

AFFETME “pozitif psikoloji bağlamında affetme eylemi

2013/2014 eğitim yılı bahar döneminde aldığım Ahlak psikolojisi dersinde  "Affetme" eylemini pozitif  psikoloji bağlamında ele alarak yaptığım bir ödevi paylaşıyorum.  Ödev içerik bakımında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Ayten hocanın yaptığı çalışmalardan ve özellikle Uzman Psikiyatr Edward M. Hallowal un dilimize "Affetmek Üzerine" diye çevrilen kitabı üzerinden gidilerek ele alınmıştır. Bunun nedeni dilimizde özellikle "affetme kavramı" daha çok ilahiyat alanında ele alınmıştır; burada insan ilişkilerinden ziyade Kul ve Yaratıcı arasındaki  ilişki noktası üzerinde durularak, Cenab-ı Allahın rahmet ve merhamet sıfatlarının tecellisi üzerinden çalışmalar üretilmiştir. Onun dışında ise gene ilahiyat ve eğitim bilimlerinde Değerler eğitimi kapsamında alt başlık olarak kısıtlı ve sınırlı sayıda araştırma ve incelemeye konu edinilmiştir. Psikoloji ve bir insan davranışı bağlamında ise bu durum şuan için çok iç açıcı gözükmemektedir. türkçe olarak yapılmış bilimsel araştırma sayısı bir elin parmaklarını henüz geçebilmiştir. (tabi her şeyi sadece pozitivist temelli bir bilim kafasıyla açıklamak gibi bir düşünce yada fikriyatımız kesinlikle yoktur.) Bu kapsamda özellikle Hacettep üniversitesinde kurulan Affetmeyi geliştirme grubu şu an için en önemli çalışmaları yürüten bilimsel ekip olarak dikkat çekmektedir. "Affetme Arttırılabilinir mi?" "Hataya iliskin özelliklerin başkasını affetmeyi yordaması" gibi makaleler bize yardımcı olmaktadır.
Onun dışında da Marmara İlahiyat Din psikolojisi bölümünden Ali Ayten hocanın affetme ve dindarlık eğilim araştırmaları da ilgililer için kaynak olarak kullanılabilmektedir.
Bu çalışmamızda Öncelik pozitif psikoloji bağlamında olduğu için dinsel içerikler göz ardı edilmese de, Yaratıcı kul ekseninden ziyade kulların birbirleriyle ilişkiler dikkate alındığı için çok fazla atıf yapılmamıştır. Bir lisans öğrencisi tarafından ödev maksadıyla hazırlanmış bir çalışma olduğunu ve kişisel görüş ve değerlendirmelerden ziyade bolca alıntılar ile bir derleme çalışmasının yapıldığı da unutulmamalıdır. Çalışmada kullanılan alıntı ve dipnotlar kaynak gösterilerek alıntılanmıştır. Buna rağmen gözden kaçan bir durumun olma ihtimali her zaman için mevcut olabileceğini de unutulmamasını rica ederiz. Yapılan bu çalışmayı bir sonraki özellikle daha basit yapılacak ödev ve araştırmalara bir fikir vermesi amacıyla yayınlıyoruz. Ödevden her türlü alıntı yapmak serbesttir. Yapılan alıntılarda kaynaklarında göz ardı edilmemesi alıntı yapacak kişi için bir fikri mülkiyet hakkı doğurmaması için önemlidir.

M.T.G. Nisan 2014


AFFETME
“pozitif psikoloji bağlamında affetme eylemi”
( Ahlak Psikolojisi Ders Ödevi)


İstanbul, 2014

   Affetmek dilimize ’afv’ kökünden Arapçadan geçmiş bir kelimedir. Afv kelimesi; birinin suçunu bağışlama, özür dileme, görevden alma[1], mazur tutma, istismar etme[2] gibi anlamalara gelmektedir.
  Afv kelimesinden türeyen “affetmek” ise sonuç itibariyle bir ceza gerektiren, suç, kusur kabahat veya günah için ceza vermekten vazgeçmek, bağışlamak, kendisine karşı kötü kırıcı veya kaba davranışı olmamış saymak, özrünü kabul etmemek, mazur görmek[3], vazifesine son vermek, azletmek[4] anlamlarına gelmektedir.
  Terim olarak ise; ahlaki bir erdem. İnsani bir incelik, insanın iç dünyasında “sürekli salınım halindeki gönül sarkacı”nın yakalamaya uğraştığı “denge ve kıvam” hali. Belki de hayat denen, uzun, karmaşık temellerden biri. Olup biteni, farklı bir şekilde kavramam ve karşılama biçimidir.[5]  
Sözlüklerde affetme ile ilgili, “affedilme” ”affedilmek” ”affetme” ”affetmek” ”affetmemek” “affettirme” ”affettirmek” ”affeyleme” ”affeylemek” ”affolunma” ”affolunmak” ”af” ”afv” ”aff” ”affediliş” ”affetmez” ”afüv”  gibi ikisi olumsuz on beşi olumlu manada on yedi sözlük ve terim anlamı mevcuttur.
  Bir tek kökten bile bu kadar farklı terim manaları taşıyan ama neredeyse hepsi aynı minvalde ve büyük bir çoğunlukla olumlu yönde birleşen bu kelimenin türemiş olması af(afv) ve affetme kavramının insanoğlu için ne kadar büyük bir önem arz ettiğinin bir göstergesidir.
Süreç olarak ‘Affetme’
  Affetme aslında insanın kendisine dolaylı ya da direkt olarak maruz kaldığı bir haksızlık, eza, cefa veya adaletsiz bir davranışa karşılık, bulamış olduğu olumlu muamele halidir.”Gerçek bir affetme, gönüllüdür, koşulsuzdur ve aktif bir süreçtir. Bütün bir affettirme hem affedeni hem de affedileni dönüştürebilir[6]
   “Affetme suçluya karşı kurbanın (kendisine karşı suç işlenen) düşünce, duygu ve davranışlarıyla gerçekleşen digergam dönüşüme verilen bir isimdir. Affetmeyi redderek bunda ısrar etme durumu ise kin gütmedir. Affetmek suçu görmezden meydana gelmek ya da suça bahane bulmak anlamına gelmez. Suçlunun yaptığı bir şeyden suçlu olması, belki olayların daha farklı gelişmiş olmasını dileme, en azından suçlunun yaptığı şeyi bir daha tekrarlamayacağı konusunda iyimser olunması manasına gelir. Affetme, suçlunun sorumluluğunda kurtuluş anlamına gelmez. Affetme, manevi anlamda kırgınlık yaşayan kimsenin, bu kırgınlığı ve kızgınlığından suçlu lehine vazgeçmesidir[7].”
  “Ancak affetme, sadece “affediyorum” sözünden ibaret değildir. Bireyin davranışlarına, hayat tarzına ve başkalarıyla olan ilişkilerine yansıyan bir yönü vardır.[8]” Affetme kurbanın suçluyu affetmediği gibi onunla olan ilişkisine de bunu yansıtarak göstermesidir. Aksi hale affetme süreci tam olarak gerçekleşmemiş olacaktır[9].
 
Affetmeye neden ihtiyaç duyarız ve Ne için gereklidir?
     İnsan davranışları içerisinde yaparken en çok zorlandığı davranışlardan birisidir; affetmek. “Affetmek çok ender başvurduğumuz bir çaredir.[10]
  Aslında Affetmek kendimize sunduğumuz bir armağandır.[11] Boşu boşuna acı çekmememize engel olacak bir gönül eylemidir. ”Mantık olarak, büyük suçların bağışlanmasının neredeyse olanaksız olduğu sonucuna varabilirsiniz, özellikle de eğer yaşamınızın en güzel dönemi başka birisinin yaptığı bir hatayla mahvolmuşsa. Ama affetmek asla olanaksız değildir.[12]”Affetmeyi başarabilirse bundan en karlı çıkacak kişinin yine kendisi olacaktır. Tabi hala haklı olmayı geri kalan her şeye tercih edecek insanlar haricinde.
  Affetmek için ne gerekir? “Dış işleri bakanının diplomatik yetenekleri mi? Yukarıdan bir mucize mi? Ya da affetmek, suç gerçekten ağır olduğunda ortalardan kayıp mı oluyor? Üzücü hataları affetmek, dünyanın hala inandığı gibi yüzeysel ve eğitimsiz duygusallara özgü saf bir eylem mi?”[13]
  Affetmek insanı özgürleştirir, insanı aşağı çeken öfke ve dargınlıktan kurtularak beyninde ki kin ve öfkeye ait olan kelepçelerden kurtulabilirsiniz.[14]
  Affetmek ruhumuzu canlandırır. Kendimizi daha mutlu hissetmemizi sağlar ve düşüncelerimizi aydınlatır. Adımlarımız hafifler ve günlerinizi şikayetlerin gölgesinde geçirmekten kurtulursunuz.[15]
 Affetmek, kin tutma ve intikam peşinde koşmaktan bizi vaz geçirdiği için hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızı geliştirmemize yardımcı olmaktadır.[16] İnsan affettiğinde öfke ve dargınlıktan vazgeçmektedir. Öfke ve dargınlığın kendi üzerinde hak iddia etmesinden vazgeçmiş olmaktadır.[17]
 Affetmek; “kendimizi nefretimize köle olmaktan kurtarır.”[18] Affetmek intikamın yapabileceğinden daha fazla yükü omuzlarına alır. İntikam,  nefretin insanı yönetmesini sağlar. Affetmek nefreti geçersiz kılar.[19] Affetmediğinde insan öfke ve dargınlık hissedebilir. Ama eğer mantıklı davranırsa bu hislerini bir kenara koyarak, öfke ve dargınlığın hareketlerini kontrol etmelerine izin vermemiş olur.[20]
  “Öfke ve dargınlık, bazen küçük dozda alındığında işe yarayan, ama düzenli alındığında son derece zehirli, tehlikeli ilaçlar haline gelmektedir. İnsana çok nadir yararları dokunur, genellikle de çok daha fazla zarar verir.[21]



Affetmek Nedir Ne değildir?
 “Affetmek teslim olmakla aynı şey değildir. Affetmeyi öğrendiğinde insan mağdur olmaz. Tam tersi, mağdur olmaya bir son verir. Kin tutan bir insan kendi kendinin kurbanı olurken, bu kininden vazgeçen bir insan nefrete karşı bir zafer kazanmış gibidir.”
  Affetmek cesaret işidir der yazar Cynthia Ozrak ve bir yazısında affetme ile ilgili olarak “Affetmek çok merhametsizdir. Mağduru göz ardı eder, haklarını görmezden gelir, mağdurun hassasiyetine karşı katilin hassasiyetine neden olur.”[22]
Affetmenin Çeşitleri Nelerdir?
“Affetmek farklı durumlara bağlı olarak kolaylaşıp zorlaşabilir”.[23] “Affetme hem kişi için hem de kişiler arası bir süreç olarak değerlendirilmektedir”.[24]
 Yazar ve Psikolog Edward M. Hallowal affetme çeşitlerini dokuz olarak belirlemiştir. Şu şekilde sınıflandırır:
1.      Size karşı bir hata işlendi. Karşı taraf özür diliyor ve sizin affetmenizi sağlıyor: Bu affetmenin en kolay yoludur ama yaşanan duruma göre affetme süreci değişebilir.
2.      Size karşı bir hata işlendi. Karşı taraf hata yaptığının farkında değil veya bağışlanmak istemiyor:  Karşı taraf şayet hatasının farkında değil ise affetme süreci çok zor olacaktır.
3.       Size karşı bir hata işlendi. Kimin yaptığını bilmiyorsunuz ve ortada suçlayabileceğiniz ya da bağışlayabileceğiniz bir kimse yok: Bu durum kişinin kendini son derece savunmasız hissetmesine sebep olsada kişi kendini toparlayıp bu durumu atlatabilir.
4.      Siz bir hata işlediniz. Hatanızı kabul ediyorsunuz ve karşı taraftan sizi affetmenizi istiyorsunuz: Bu sefer iş diğer insanın psikolojisine bağlı kalmıştır. Sizi affedebilir ya da etmeyebilir. Şayet siz özür dileyerek ya da elinizden gelen her şeyi yaptıktan sonra hala affedilmediyseniz, kendinizi daha fazla hırpalamamak için kendinizi affetmeye çalışmanızdır.
5.      Siz bir hata işlediniz. Hatanızın farkındasınız ama bağışlanmak istemiyorsunuz: Kişinin bu durumdan kurtulabilmek için takvimden ya da tarihten yapraklara göz atıp sizinle benzeşen örnekleri inceleyip ona göre bir tutum alıp bu tutumdan vazgeçebilir.
6.      Siz bir hata işlediniz. Yaptığınızın yanlış olduğunuzun farkındasınız fakat özür dilmek ya da bağışlanmak için uğraşmıyorsunuz: Bu durum insanın kendini suçlu hissetmesine yol açar ve bu sır devam ettikçe insanın kendini affetmesi gittikçe güçleşecektir. Bunun için güvenilir bir dosttan ya da uzmandan destek alınabilir.
7.      Bir hata işlendi. İki tarafta yaptığının farkında ama her iki tarafta bağışlanmak istemiyor: Çözüm yolu iki tarafında itimat edeceği bir arabulucuyu devreye sokmaktır.
8.      Bir hata işlendi. İki taraftan bazı kişiler sorumluluğu kabul edip bağışlanmak isterken diğerleri buna yanaşmıyor: Bu önceki vakaya göre daha iyi durumda sonuç alma ihtimali yüksek ama sonucunda başarısızlık da yok değil.
9.      Bir hata işlendi. Bir şansızlık sonucu oldu. Suçlanacak kimse yok ama yinede bazı insanlar suçluluk hissediyor ve bağışlanmak istiyor. Diğer yandan bazıları kızgın ve intikam istiyor: Tek çözüm yolu biraz kederlenmek, öfkenin durumu ele geçirmemesine izin vermektense kederinizi ifade etmek daha iyidir.
Affetmenin farklı şekillerde sınıflandırılması insanın kendi yaşamına affetme konusuna bir düzen getirme ve bunu diğer insanlarla tartışmak konusunda yardımcı olabilir.[25]
Nasıl Affedebiliriz?
İnsanın affetmeyi sağlamasının yollarından ilki öfke ve intikam duygusuna karşı kendisini eğitmesidir. Bir insanın yaptıklarını içindeki çatışmalardan kaynaklandığını en kadar çok görürseniz ve kişisel olarak algılamazsanız, intikama karşı o kadar az eğilimli olursunuz.[26]
  Affedebilmesi için insanın bir diğer yapması gereken ne hissettiğinin farkına varması ve sonrasında bir iç muhasebeden geçirebilmesidir.[27] Affetmenin karşılıklı olduğu ve her insanın affedilmeye ihtiyacı olduğunu hatırlamak.[28]
  Sabırlı olarak; insanlar çok çabuk ani ve fevri davranışlar ile hareket ederek birbirlerini kırmakta ve üzmektedirler. O nedenle insanlar birbirlerine destek olmalı yanında olmalı, akıllı ve sabırlı davranmalıdır ki çevresindekileri reddederek yalnız başına bir ömür sürmek zorunda kalmasın.[29]
  Duygularımızın yargılarımızı yönetmesine izin vermeyerek[30] de affetmeyi başarabiliriz.
Her Şeye Rağmen Affetmek Mümkün müdür?
 Hannah Arendt bir yazısında affetme ile ilgili şunları söylemiştir. “Affetmek… yeni ve beklenmedik bir şekilde yapılan ve aslında bir tepki olmayan tek tepkidir. Kendisini kışkırtan hareketten bağımsızdır ve bu nedenle bağışlayan ve bağışlanan insanı sonuçlarından özgür kılar.[31]
 Affetmek, öfke, dargınlık ile kendimizi tüketmemize ve acı ve diğer yanıcı maddelerle ateşi canlı tutmamızı, yayılmasını, aileleri, şehirleri hatta ülkeleri yakmasını engellemeniz anlamına gelir.[32]
Affetmek bu kadar mantıklıysa neden bunu uygulamak bu kadar zor?
İnsan hem içgüdüsel olarak hem de psikolojik ve duygusal olarak affetmenin karşısındadır. Sağlam kurulmuş çeşitli nedenlere dayanarak, bir sonraki saldırıya neden olur, suçlunun bir ders almasını engeller ya da konunun kapanması bizi yarım hissettirir gibi nedenlerle dahası nefret ya da intikam alarak, bir şekilde olan olayı değiştirebileceğimizi ve ya hatayı düzeltebileceğimize dair kontrol edilmemiş inancımızla affetmeye karşı koyarız.[33]
   Affetme, geçmişi değiştirme umudundan vazgeçmek anlamına gelmektedir ve bundan vazgeçmek zordur tıpkı yaşamın zor olabileceği kadar zor olduğu gibi.[34]
   Biterken…
“Affetmek çok zor bir iştir. Gayretli bir kişisel disiplin, en temel içgüdülerimizin sürekli etrafını çevirme, dili gözaltına alma ve zamanımızın kötü ruhuna yakalanmamak için sabit bir karşı çıkış gerektirir. Unuttuğumuz, göz yumduğumuz veya suçun sorumluluğunu bağışladığımız anlamına gelmez. Nefretten uzaklaştığımız, cezanın kaybından ve maliyetinden verilmesi gereken cezadan vazgeçtiğimiz anlamına gelmez.[35]
 Ayrıca eski dönemlerden itibaren özellikle edep ve erdem türünden yazılmış kitaplarda da afv ve affetme konusunda yer verilerek, ilgili ayet ve hadisler kaydedilmiş, ilk dönem Müslüman alimlerinden, sufilerden, Pisagor, Sokrat, Eflatun, Enuşirevan gibi eski filozofların af konusundaki hikmetli sözlerinden alıntılar yapılmıştır.[36] Bunlar bile insanlığın kişilik olarak aff kavramına ve affetme üzerine hem kadim ilahi dinler hem de hikmet ve felsefe üzerinden ne kadar söylem ürettiğinin bir kanıtıdır.
  “İntikam bu dünyanın artık karşılamayacağı, şimdiye kadar karşıladıysa bile artık bir lükstür.”[37] Birbirimize sayı göstermeyi ve de tahammül edebilmeyi öğrenmek zorundayız. “Affedebilme çabası bilinçli bir çabayla güçlendirilmiş hayal gücüne – empati -  dayanmaktadır. Böyle bir çaba için gereken motivasyon öfke ve dargınlıkla yaşamaktansa affederek çok daha ii yaşanacağını ve dünyanın da daha iyi olacağı gerçeğini kabul etmekten geliyor.”[38] Başka bir deyişle bağışladığımız zaman herkes bundan kazançlı çıkar; affetmediğiniz zaman ise herkes bunun acısını çeker. Hepimizin affedebilmeyi istemesi bile yeter… Yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizi kendimize azık etmeli, ama öfkemizi yüreğimizde besleyip, onu sulayıp büyütmeyelim. Kalbimiz affetmeyi sever ve bundan lezzet alır. 

Kaynakça


Ayten, Ali, Affedicilik ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlıkla İlişkisi Üzerine Bir Amprik Araştırma, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi: 37/2, 2009
Çağbayır, Yaşar, Ötüken Türkçe Sözlük. Ankara: Ötüken Neşriyat, 2007
Çağrıcı, Mustafa “Af”. DİA. İstanbul: İSAM, 1988
Doğan, Mehmet, Doğan Türkçe Büyük Türkçe Sözlük: Yabancı Dillerden Türkçeye En Çok Geçen ve En Çok Kullanılan Kelimeler. Ankara: Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2013
Hallowal, Edward M, Affetmek Üzerine. İstanbul: Dharma yayınları, 2004
Yolaçan, Semih, Erdemin Dili Affedicilik. İstanbul: Erkam yayınları, 2008








[1]  Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük (İstanbul, Ötüken Neşriyat, 2007 ), Cilt 1 s.124
[2] Mehmet Doğan, Doğan Türkçe Büyük Türkçe Sözlük: Yabancı Dillerden Türkçeye En Çok Geçen ve En Çok Kullanılan Kelimeler (Ankara, Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2013),  s.19
[3] Yaşar Çağbayır, Ötüken Türkçe Sözlük (İstanbul, Ötüken Neşriyat, 2007 ), Cilt 1 s.122
[4] Mehmet Doğan, Doğan Türkçe Büyük Türkçe Sözlük: Yabancı Dillerden Türkçeye En Çok Geçen ve En Çok Kullanılan Kelimeler (Ankara, Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2013),  s.20
[5] Semih Yolaçan, Erdemin Dili Affedicilik(İstanbul, Erkam Yayınları, 2008), s.5
[6] Ali Ayten, Affedicilik ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi”, (2009): 37/2, s. 113
[7] Ali Ayten, Affedicilik ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi”, (2009): 37/2, s. 113-114
[8] Ali Ayten, Affedicilik ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi”, (2009): 37/2, s. 114
[9] Ali Ayten, Affedicilik ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi”, (2009): 37/2, s. 114
[10] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.16
[11] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.15
[12] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.17
[13] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.16
[14] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.18
[15] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.18-19
[16] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.18
[17] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.37
[18] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.36
[19]  Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.37
[20] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.38
[21] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.38
[22]  Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.55-56
[23] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.41
[24] Ali Ayten, Affedicilik ve Din: Affetme Eğilimi ve Dindarlık İlişkisi Üzerine Amprik Bir Araştırma, “Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi”, (2009): 37/2, s. 114
[25]  Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.41-42-43
[26] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.100
[27] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.107
[28] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.114-115
[29] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.137
[30] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.148
[31] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.141
[32] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.202
[33] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.194
[34] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.200, 202
[35] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.211
[36] Mustafa Çağrıcı, “Af”, DİA, cilt 1 (İstanbul, İSAM 1988)
[37] Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.214
[38]  Edward M. Hallowal, Affetmek Üzerine (İstanbul, Dharma Yayınları, 2004), s.223

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder