Knut Hamsun - Pan
Tam 3 yıl sonra yeniden okudum. Kolay kolay okumam bir eseri yeniden, dün akşam niyeyse içime esti yeniden çıkardım raftan.
Sabah onca işimin arasında bir kez daha oturdum okudum.
Kitap aralarına daldıkça, satırlar bir kez daha gözlerimin önünde canlanmaya başlıyor.
Bilmiyorum sizde de olur mu bir kitabı ikinci kez okuduğunuz takdirde bir cümle önceden hafızanız maziden bir ışık yakarak bir sonraki cümleyi henüz gözleriniz görmeden sizin zihninize seriverir.
İlginç bir duygudur.
Enteresan bir yarış yaparsın,
zihninizle kaybedeceğinizi bildiğiniz halde bir yarışa girersiniz.
Kaybetmenin bile zevki vardır, yeter ki kaybedilene değsin
Bu aralar farkındayım çok fazla iskandinav ağırlıklı yazarlar okuyorum.
Neden olduğuna çok fazla karar veremedim ama içimden bir his beni kütüphanede hep 830'lu raflara çağırıyor, bende reddedemiyor muyum yoksa reddetmiyor muyum, bu isteğimin ardından çekilip gidiyorum.
çok gevezelik yaptım, okumadan önceki halimize dair
birazda okuduklarımdan bahsedelim.
Esere gelirsek.
Biraz huysuz bir tip var, serbest yaşamaya alışkın, ya da serbest olmak istiyor.
Kısıtlamalar çok kabul etmiyor.
Biraz da gururu çok fazla.
Henüz genç sayılabilecek dönemleri 30'unda bir teğmen.
Bir aşk macerası diyebiliriz.
Biraz bizim kültüre çok uyan türden değil.
hafif meşrep türden lakin, aşk gerçek.
Biraz kıskançlık isteği bayağı yoruyor.
Okuyucuyu bile yoruyor okurken.
Tabiat müthiş bir güzellikte aktarılıyor.
Çok ince ruh tahlilleri yok onun yerine insan için bir sadelik hakim.
Çetrefilli ve girift bir yapı gibi aktarılan baş kahramanımız Edvarda aslında bir doymak bilmeyen mit gibi.
Hasılı kelam bedbahtsızlıkları ve gereksiz gururları yüzünden kavuşamayan iki gencin hikayesi.
Okuduktan sonra Teğmen Glahn'a tekrar üzüldüğüm bir öykü,
ve bir kez daha sormadan edemiyorum
ya sen olsaydın teğmen Glahn yerine neylerdin acep?
M.T.G. tarafından Ocak 2015 de okumuş ve son derece kişisel hassasiyetleri göz önünde bulundurarak subjektif bir değerleme değerlendirilmiştir puanı 10/7