Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu
Msraihl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Msraihl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2 Şubat 2015 Pazartesi

Konyaspor ile geçen bir gün ve Kaynarca, Hüseyin ve Kamuran'a dair


Bazı şeyleri sevmek mantıksızdır.
tıpkı "futbol" gibi.
Asla bırakamazsınız.
Ömür boyu yakanıza yapışmıştır.
tıpkı bugün Maç bileti sırasında 65 Yaşında saçı sakalı ağarmış ihtiyarın gişede ki memura söylediği gibi:
"Yaş neredeyse 65 oldu ama bir sigarayı bir Konyasporu hala bırakamadık"
Öyle 
bazen bırakılmıyor,
bazı şeyler
bırakılamıyor
bir yerlere çok fena işliyor
sanırım biraz da
bırakılmak istenmiyor olsa gerek.
Hafta başında sözleşmiştik Kaynarca ile: gel Konya maçına gidelim Yeni Stadımızın tozunu al
Ardına Hüseyine de bir el atıp kadroyu tamamlamıştık.
Maç günü kardeşler, yeğenler, kuzenler, komşular, arkadaşlar istanbuldan tanıdıklar
derken bir bakmışım tam 14 dost her biri farklı bir tribünde hep beraber Konya Torku Arenada Konyaspor'un yanındayız 
Büyük bir heyecanla ve merakla gidilen
maç öncesinde lanet okuduğumuz bir Passolig Macerası yaşayıp
maçın ikinci yarısına girip, maçtaki tek golü kaçırmış olsak da
45 dakikalık mücadeleyi izlemek de Stadyumda futbol izlemenin keyfine yetiyordu.
Ah birde futbolcularımızın güzel topçular ola ve iyi bir top çevireydiler, değmezdi o zaman keyfimize... 

27 Ocak 2015 Salı

ahmet, kaynarca ve talha bir sömestir akşam otururlarken

Aslında her şey bu fotoğrafta ki bakışların sahibi herifle başladı.

Ben ne güzel Diplomatika ve Paleografya sınavından çıkıp Meram-Tıp(1) otobüsüme binip Alaaddine doğru geleyordum. Yolda mehmet'e de burada olduğu için ona da bir haber salmıştım "çık gel çarşıya biraz oturalım" diye. O da eyvallah hacı gelecem az sonra demiş mevzu kapanmıştı.
Neyse Ahmet'in her zamanki mekanlarından en müstesna yeri olan Mevlana Çay ocağında buluştuk.
Gerçi genelde hep çoğunlukla neredeyse istisnasız son zamanlarda bildim bileli orada buluşuyoruz.

Neden çünkü çay ocağı yazmasına rağmen ortam çok süper, istediğimiz gibi yayılabiliyoruz, oturabiliyoruz, uyuyabiliyoruz, namaz kılabiliyoruz, yanımızda belediyenin ücretsiz helasını akşam 21:30'a kadar kullanabiliyoruz, karnımız acıkınca zebzeli tostlardan ya da dışardan getirdiğimiz döner poaça, ev yapımı kekleri çıkartıp yiyebiliyoruz... bir kafede asla böyle rahat olamazsın ve de bulamazsın.. Bazı kış günleri öğlen 12'de gelip akşam 10'a(22.00) kadar oturduğumuz koltuktan kalkmadan kalakaldığımız vakitlerde pek çoktur burada.
Sanırım biz burada(Mevlana çay ocağı) buluşmayı seviyoruz..
buluşunca ne mi yapıyoruz.

Ahmet çay cigara, face, twitter, arada yüzüme bakar.
Ben hep sorarım abi doğal ot çayların dan var mı diye!
Halbusem bilirim ki hep ada çayı vardır, arada ıhlamur da kaynar onun dışında hepsi toz'dur, içersen.
bende içmeyince akşama kadar lak lak lak lak.
birde ahmet'in akıllı telefon mecrası ile benim ne zaman facebook'a gireceğim hakkında konuşulur, gün zaten akşam olur, gece başlar, muhabbet aynı yirde gezer durur.

İşte dünde o günlerden birisi gibi başlamıştı.

yukarda bahsettiğim gibi ahmet hepimizden önce mekana gelmiş, zaten orada bir grup her zaman hazır ve nazır olarak bulunmaktadır. Merkez ihl'nin msraihl'nin konyada kalan, ya da ne zaman tatilde bir fırsatta konya ya gelen tayfasının buluşma mekanlarındandır.

bende geldim, arkadan bir kaç yarım saat geçince kaynarcada gelince.
bizim ekip'in büyük kısmı tamam oldu.
Msraihl 2008 11/A'nın kapıdan sınıfa girince sol köşede, kapıya yüzünü dönünce sağ köşede 
kalan, oturan birbirinden tipitip 5 üyesi mevcuttur.

Bu üyelerden en arka ikilide okulla çok muhteşem bir bağ kurduğunu inandığımız Suat ve yarar ikilisi onların önünde, Ahmet ve Kaynarca, onların önünde boş bir oturak daha da önünde ben yalnız ve müstesna benim önümde de bir zamanlar aöf sınavına kadar kalan arkadaki sıranın masası olmak üzere iki masadan oluşan ve sınıfın en acayip topluluğunu oluşturan arada namazlarını sekteye uğratsa da hepsi ilahiyat okumuş, y. lisans yapmakta olan inançlı müslüman topluluğundan bir kesit.
hatta muhteşem bir taplo, inanın Michelangelo Merisi da Caravaggio  gelse bundan daha müthiş betimlenecek sınıf ahalisini çok zor bulurdu. ama toprağı bol olasıca yaklaşık 400 yıl önce ölünce bugünleri görememiş.

Hasılı kelam öğlen 4 gibi başlayan muhabbetimiz yaklaşık 4 saat  boyunca hiç sekteye uğratmadan masamızın iki üç defa dolup boşaltacak şekilde bitti. Bu arada masaya kimler gelip geçmedi ki, konya dikap 4'ten mücahit, çay ocağının eski gediklilerinden Nurullah, bizim 3-5 dönem alt dönemlerimizden m.emin, isimlerini bilmediğim niceleri ve de masaya kafasını uzatıp geri çekilen onlarcası.
Her neyse bir günü daha ikindiden alıp yatsı sonuna kadar getirdikten sonra artık kahvaltıyla duran midemizi yediğimiz tostların kandıramadığını fark edince dışarıya çıkma vaktimizin geldiğini anladık. 
Ahmetin adaşım olan biladeri gelmeden önceki planımız, soslu döner yemek üzerineydi.
Lakin ahmet'in bilader elinde araç anahtarıyla çıkıp gelince bize buralar dar gelir deyip yollandık hemen.
Yolda mekan seçmekte o kadar zorlandık ki anlatamam, 10-15 dk araba içinde şunu yiyelim, yok bunu yiyelim, oraya değil, buraya gidelim anlatamam...
Her neyse en sonunda şöför bey bizi Cemo'nun önüne atıverdi.
neyse çıktık mekan girdik, ama girer girmez golü yedik.
tam bahçeden girdik iç kapıya gireceğiz, yaz bahçesinde bir yaşlı hacıemmi oturuyor
dedi ki:
gençler nere gidersiniz, içeri dolu, seğirtin şöyle.
baktık şöyle hakkaten dolu bizde iki nefeslenelim hazar birileri boşaltınca biz de yerine geçeriz dedik.
neyse biz bekleyelim dedik. bekliyoruz, arada bir içeri bakıyoruz, hiç kimse kalkmıyor. en son üçümüzünde tepesi attı, kalkın gidelim dedik çıktık.
biz çıkınca arkamızdan birisi yetişti beyefendi buyrun yemek yediniz mi dedi:
lafı yapıştırdık, yer yokmuş dediniz bizde gidiyoruz.
Olur mu efendim biz size hemen bir masa ayarlarız diyordu ki.

Biz çoktan arabaya atlayıvermiştik. Başladık bir muhabbete daha nere gidelim ne yiyelim.
Paranın gözü kör olsun, altı üstü bir yemek yiyeceğiz, cebimizde para biraz şişkince duruyor herhalde, mekan beğenmiyoruz. beğendiğimiz mekanları da şoföre beğendiremiyoruz.

26 Eylül 2014 Cuma

Yunus ve Kaynarcanın ardından

Yunus ve Kaynarcanın ardından

Dile kolay 10 yıldır bir çok duyguyu beraber paylaştığınız ve kader birliği yaptığınız insanlar var.

Onların sevinci de sizin sevinciniz oluyor, hüznü de sizin hüznünüz oluyor.

Geçen hafta ayın 19'u saat 18:30 sıralarında 11/A sınıfı olarak yeni bir sevince daha şahit olduk.
İki 11/a mensubunu daha MEB'in öğretmenler kervanına dahil etmenin sevinci ve gururunu.



Kaynarca'yı Ağrı'ya, Yunus Emre'yi Şanlı Urfa'ya yolladık.

Hayat bu bazen 25 yıldır tek adım dahi atmadınız memleketinizden bir anda koparıveriyor,
yada 10 gün öncesinde Türkiye'nin en batısında iken bir anda en doğusunda buluveriyorsunuz 
kendinizi.
Hepsi birer kader...
ve 
Nasip...

Konyadan ayrılmadan bir önceki akşamı hep beraber Medrese Kahvede tatlı bir hüzün ve sevincin eşiğinde geçirdik.
Kimler yoktu ki
11/A'dan
Emin Bedri
yıllardır kesmediği sakalını örtmen olunca kesen A. Biçer
iki yıldır öğretmenlik yapıp içimizdeki en tecrübeli öğretmen adayı Salih
M. Büyükköse
Semazen
Hafız İslam abi
ve bu sefer fotoğraf karelerine girmeyi başaran Ben
ve de 
11/A sınıfından olmasalarda 
Kaynarca ve Yunus'un bu sevincine iştirak eden tüm dostlarımız

10 yıldır kader birliği yaptığım bu iki arkadaşıma yeni görevlerinde başarılar diliyor,
Allah muvaffak eylesin inşallah.
Darısı sizin peşinizden gelen başta biçer, salih olmak üzere tüm 11/a üyelerine olsun diyelim.

10 Eylül 2014 Çarşamba

MSRAİHL 2008 11/A sınıfı Maklube Yemeği

11/A sınıfı Maklube Yemeği

Msraihl 2008 11/A mezunlarıyız.
4 yılı beraber geçirdiğimiz bir ekip,
Acısından tatlısına, sevincinden hüznüne kadar ortak pek çok şeyi paylaştığımız
2004 eylülünde 30 kişi başlayıp 2008 haziran ayında 22 kişiyle sadece aynı mekanı hafta içi 5 gün paylaşma zorunluluğunun bittiği
ama ebedi dostluk ve arkadaşlığın devam edeceği bir yeni başlangıcın tohumlarının atıldığı 
bir ortamdan mezun olmuş bir ekip MSRAİHL 2008 11/A.

dün akşamda(09.09.2014) Ahmet Nuri'nin evinde yediğimiz Maklube yemeğiyle önce midelerimize hitap edip ardından
o unutulmayacak Msraihl yıllarına uzanarak geçmişi yad ederek,
hem bizim o tatlı anılarımıza ve bugün bile gözlerimizde farklı bir özlemle yad ettiğimiz o delikanlı çağımızın en güzide günlerindeki o hatıralara ve hocalarımızla girdiğimiz hala hatırlamaktan ve gülmekten kendimizi alamadığımız diyaloglarla neşemizi ve muhabbetimize bir bağ daha eklerken hem de birbirimizle ev ortamında ki sohbetin tadına vararak tekrar beraber olmanın keyfini yaşadık.

Yıllar ayrılıkları da beraber getiriyor,
bir hediye mi yoksa bir imtihan mı?
Hayat meşgalesinden dolayı akşamki programımıza katılamayan 11/A sınıfının geri kalan tüm mensuplarına tekrar buradan selam gönderiyoruz,
emin olun sizin hakkınızda dün sizi düşünerek yedik:D)

Yemekte bizi ağırlayan ev sahibimiz Ahmet Nuri Demirci Kardeşimize tekrar teşekkür ediyoruz
Ahmet Biçer
Emin Bedri Dinçer
Salih Torun
Hasan Şimşek
Mehmet Kaynarca
Yunus Emre Koyuncu
ve
bütün bu fotoğrafları çekmek için hiç bir fotoğraf karesine giremeyen Ben
hepinize en deruni muhabbetlerimizi iletiyoruz.


4 Nisan 2014 Cuma

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi Mensupları 2013 Ramazan Bayramı Buluşması



Selamun Aleykum

" Konya'mızın medar-ı iftiharı olan okulumuzun değerli mensupları;
sizleri Ramazan Bayramının 3. günü (10 Ağustos Cumartesi) okulumuz camisinde kılınacak ikindi namazının ardından bayramlaşmak için okulumuzda bir araya gelmeye davet ediyoruz.

Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi Mensupları Platformu "

Not: Bayramlaşmamızın daha geniş bir katılımla toplanabilmesi için bu mesajı çevrenizde bulanan okulumuz mensubu arkadaşlara göndermenizi rica ediyoruz 
Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesinin Mezunları ve Mensupları Platformu


etkinlik daveti...


Mahmud Sami Ramazanoğlu A.İ.H.L. Mezun Kayıt Sistemi