okul 2010 tarihinde kurulmuş ve şuanda 3. eğitim yılı döneminde yolun başında çabalıyor.
dünyada bir dini kurumun yada yapının siz cemaat yada tarikat da diyebilirsiniz üniversite okul yada başka bir eğitim kurumu kurması oldukça normal ve hiç garipsenmiyor, hatta olmaması anormal karşılanıyor fakat ülkemizde ise durumlar yakın zamana kadar biraz daha karışık malum çağımızı(çağı takip etmekte sorgulanabilir aslında buda büyük bir karmaşa diyebilirsiniz) 15-20 yıl geriden takip ettiğimiz için bize bazı normal şeyler anormal gibi gelebilmekte yada en azından kavrayıncaya kadar yada yerleşip bir zemine oturuncaya kadar her zaman yapay sıkıntılar doğurmuştur. ilginç olan ise türkiye de yarı devletçi gözüken bir yapının yada gelir kaynağı halk ama zihniyet ve mantalite dedikleri bakış açısı ve idare şekli malesef ki devletçi ideoloji yada görüşlü denilen bir yapı ile bu güne kadar gelmiş bir vakıf olan türkiye diyanet vakfı tarafından kurulan bir üniversite olması aslında tdv nin bu üniversiteyi kurması bile ne kadar normalleşmeye yaklaştığımızın bir yansıması olarak da kabul edebiliriz, ilginç bir tezahür olarak karşımıza çıkıyor.
üniversitenin ülkemizde ne manaya geldiği; açıkcası çok anlamlı kelimeler noktasında kısır olan türkçemize oldukça geniş bir arşiv kattığı içinde teşekkür etmemiz gerekir, yada ne kastedildiği noktasında her kesimden bir ses çıktığı için oldukça geniş ve farklı manalar tezahür ettirmektedir. herkes üniversiteyi kendi ideoloji ve
fikriyatınca yön vermeye çalıştığı için her üniversite zihin dünyamızda ayrı ayrı fişlenmiştir ve burum normalleşme dediğimiz evreler için biraz gariptir ama şuanda daha iyisine geçmeyi hak ediyor muyuz orası da başka bir soru?
modern çağda bireyin yada fikirlerin en çok sorduğu sorulardan biride üniversite artık 21 yy dediğimiz bu asırda ne işlev görmekte yada hangi konuda bize yardımcı olmaktadır. bireylerin uzun yıllar boyunca istihdama geçici olarak katılmasını engelleyip suni bir ortam oluşturup günümüzün en büyük sorunu olarak gözüken işsizliğe mi geçici bir çözüm bulmakta yada gençlerin erken yaşta bazı tabu yada zamanı geçmiş yahut vakti saati geldiği için pılını pırtısını toplayıp ayrılmış günümüz ihtiyaçlarına cevap ve ihtiyaç verebilmekten uzak her türlü olguyu görmemizi mi sağlamakta yada devletlerin demokrasisinin bile yapamadığı bir arada yaşayabilme farklılığa tahammül edip saygı göstermeyi mi öğretmekte yada bir ayrıştırıcı aracı olarak mı kullanılmaktadır?
cevabı da sanırım her üniversite kendi içerisinde verdiği için ve ayrıca günümüzde global bir köy olarak bir tıkla parmağımızın altında olan dünyamızda bizi çok fazla uzağa gitmeye gerek bırakmadığı için sanırım işimiz daha kolay olsa gerek.
Gelelim bu bizim diyanetin kurmuş olduğu üniversiteye, ilk duyduğumda açıkcası biraz şaşırmıştım ama şaşkınlığım çok fazla sürmedi nede olsa normalleşme yolunda yaşayan bir toplumda ve normalleşmeyi isteyen bir hükümet tarafından sevk ve idare olunuyorduk. Üniversite misyon olarak kendine vakıf üniversitesi mantığını da benimsediği için kuruluş metnine vakfın imkanları el verdiği sürece öğrencilerinden ücret alınmayacağı gibi bizim geçmişimizde örnekleri olup artık pek rastlayamadığımız takdir edilesi bir anlayış da benimsemiş bulunmaktadır. Buraya kadar işler gayet güzel ve hoş gitmekte fakat kafalardaki sorular hemen öyle arzı endam edip çekilmemektedir, diyanet camiasının geçirmiş olduğu evrelere ve devlet tarafından maalesef ki rejimin bazı noktalarda oyuncağı ve iş yapıcılığında kolaylaştırıcı yol üstlenmiş olan diyanet camiası biraz sabıkalıdır, o yüzden diyanet in yeri özellikle kurumda çok fazla suistimal ve kayırmaya şahit olmuş(açıkcası gençliğinde yada mesleğinin baharında bu gibi olumsuzlukları yaşamamış personelin sayısı ne kadardır hakikaten merak edilen bir konudur) personel yada işi bir vesileyle diyanetle birleşmiş kişiler tarafından diyanet kurumu , başındaki ilk harfi alfabemizin degerli bir üyesi ile değiştirilerek söylenmekte ve halk arasında bazı espirilere bile konu olmaktadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder