3. yılımı dolduruyorum istanbulda,
Çeşitli nimetler ve külfetler hep peşi sıra.
Değerini bilmediğim nimetleri ne zaman aramaya başlayacağım emin değilim
Sınav haftası öğrenci milletinin telaşesi bayağı kendine has oluyor ama bazen bunu kırmak gerekiyor
ya da bende artık 100 ün üzerinde final ve bütü geride bıraktığım için resmen bağışıklık kazandığım için olsa gerek
artık eskisi gibi gelmiyor.
helede bu satırları
9 günde 21 sınavı verdikten sonraki saat yazan birisi olarak...
Formaya niyet SultanAhmet'e de Kısmet
Hayyam hocam ile beraber salı günü öğleden sonra birazıcık işimiz vardı karşıda yollandık yollara
işimizi Beyazıt'ta hallettikten sonra, marmaray sirkeci tren istasyonunun babıali girişine doğru salınarak devam ediyorduk.
Yeniçeriler caddesinde yaşadığımız üsküdar dan gerçek istanbulu hem ibretle hem hayretle temaşa ederek geçiyoruz ve gözlüyoruz...
İstanbul hakikaten, beyazıt, sultanahmet, fatih, taksim, beşiktaş,
üsküdar biraz beride,
işimizi halletmenin rahatlığına biraz ertesi günkü sınavların telaşesi ya da telaşe etmemizi gerektiren bir acelecilik sinmiş ama Allahtan fazla sirayet etmemiş...
Aramızda ibretlik bir muhabbet dönmekte
Hayyam 4. yılını doldurdu ve inşallah bu cuma mezuniyet törenimiz var
benim ise nasibim yarınlarda gizli.
Sultan Ahmet'in kıyısındayız.
O ulu Mabedin kıyısında
diyorum ki
- hazırlıktan beri (yani 2 sene önce) buraya gelemedim.
Allah'tan ay başında bir sabah namazına abinin birisi götürdü de gelebildim.
Hayyam hocam cevaplıyor 1,5 yıldır uğrayamamış bu mekana
Aff Allahım.
Bazı nimetlerin kıymeti kaybolunca anlaşılacak biliyoruz ama nasıl bir atalet ki diyeceğim kesinlikle ikimizde zerre gram tembel değiliz olsa olsa ikimizde ertelemişiz hep, bugünü yarına erteleyenlerden olmuşuz...
ey ulu mabed nasıl bir özür dilemeliyiz bilemedik senden ama en azından bir kaç dakika, mekanında soluklanıp vakti eda etmek nasip oldu.
Affa layık olmasak'da affedildiğimizi namazın ardından kalbimize doğan huzur ve sukunetten anladık
ey Ulu Mabed..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder