yazıyı alıntılamadan önce lütfen 3 dk vakit ayırıp okunması gereken derleyenin notu:
öncelikle ileride başınıza yasal bir sıkıntı gelmemesini istiyorsanız kişisel notlarımı okuyun ki başınız derde girmesin......
normalde hiç yapmam böyle şeyleri, hele yaptığım ödevleri internet ortamında paylaşmayı ama insan bir deryada bir şeyler arar ama kendi dilinde bir şeyler bulamadığı zamanki yaşadığı umutsuzluk hissinin giderilebilmesi için birilerinin bir şeyleri başlatması gerektiğine de artık kani olmaya başladım, sanırım bundan sonra ki bütün ödevlerimi paylaşıp bir (kopya) yol göstermek gerekiyor.
öncelikle ileride başınıza yasal bir sıkıntı gelmemesini istiyorsanız kişisel notlarımı okuyun ki başınız derde girmesin......
normalde hiç yapmam böyle şeyleri, hele yaptığım ödevleri internet ortamında paylaşmayı ama insan bir deryada bir şeyler arar ama kendi dilinde bir şeyler bulamadığı zamanki yaşadığı umutsuzluk hissinin giderilebilmesi için birilerinin bir şeyleri başlatması gerektiğine de artık kani olmaya başladım, sanırım bundan sonra ki bütün ödevlerimi paylaşıp bir (kopya) yol göstermek gerekiyor.
normalde elimdeki her türlü dünyevi metayı paylaşırım ama çektiğim zahmetten sonra lede ettiğim bir bilgiyi değerini bilmeyecek kimselerle paylaşmak kadar ağrımı giden bir şey yoktur... o yüzden lütfen alıntı yapacak arkadaşlardan en azından ufak bir teşekkürü (içlerinden tabi) Allah razı olsunu esirgerler ise hakkımı öteki tarafta almak kaydıyla mahfuz tutuyorum.
Not: ödev yapılırken gramer hatalarını kendiniz düzeltmeniz gerekmektedir. ayrıca kaynakçada verilen kitaplar temin edilip okunabilirse sizi bu konu noktasında daha ayrıntılı ve doyurucu bilgilere ulaştırabilir.
ayrıca ödevde tam anlamıyla akademik kurallara uyulamamıştır. cümlelerimin yarısı direkt alıntıdır, internete aktarırken alıntı yapma kuralına çok fazla dikkat edilmemiştir. o yüzden eserdeki anlam vb her türlü düşüklük bulunan cümleler hariç direkt copy paste yapıldığını o yüzden telif hakkına dikkat eden insanların bunu da dikkate almasını isterim.
yaptığım iş sadece bir derleme çalışmasıdır bununda bilinmesini isterim. yoksa mtgahllat42 (benim) 'nin özel uğraş gerektiren bir öznel çalışması olmamıştır; derlem yaparken harcadığım bireysel enerjim ve vakit ayırışım dışında.
Ders: Medeniyet Tarihi
Ödev Konusu: Bodhisattvalar nedir ?
Budanın sormuş olduğu “Bir insanın yaşam
süresi ne kadardır” sorusuna verilen cevap “tek bir nefes alma zamanı kadardır”
şeklinde verilmiştir. Rivayet odur ki bu cevabı veren bir Bodhisattva’dır.
Bodhisattva; Sidharta Guatama’nın Buddha (aydınlanmış kişi)’lıktan önceki
evresine verilen addır.[1]
Budist
kaynaklarından öğrendiğimize göre Hindistan’ın Biher yöresinde bugün Nepal
sınırları içerisinde kalmaktadır, Buda (Buddha) ya da “Aydınlanmış bir kişi”
çıkmış ve çok eski çağların unutulan bilgelik öğretisini aşağı yukarı MÖ. 600
ila 400 yılları arasında yeniden ortaya koymuştu. Yeni bir solukla dile gelen
bu çok eski ve kalıcı öğreti “üç kötülük’ü” bildirerek “Kurtuluş’un yolunu” göstermiştir.
Ama bu yeni yol “üç zehir’e” karşı bir panzehir önermemiş ya da katı bir inanç
yahut öğreti ortaya koymamış, izdeşlerine güvenmiş onların “üç öğüt’ü” tutarak
doğru yolu kendiliklerinden bulacaklarına inanmıştır.[2]
Budizm
iki bin beş yüz yıldan beri varlığını sürdürüyor olsa da, günümüze kadar uzanan
yaklaşık son bin yıl haricinde Budizm üç defa büyük değişimlere uğramışsa da
Miladi 1000’lerden beri büyük yapılsa değişimler geçirmemiştir.[3]
Geçirdiği
bu evrelerde Budizm ilk başta psikoloji yani daha çok kişisel kurtuluş üzerinde
durma, ikinci döneminde ontoloji (varlık bilimi) ile konu varlığının gerçekliği
ve olduğu gibi oluşu (svabhava) üzerinde durmuştur. Üçüncü ve son döneminde ise
kozmolojinin (evren bilimi) yani evrenle (kozmos) uyum içerisinde olması,
aydınlanmanın anahtarı sayılmıştır.[4]
Budizmde
insanın gerçek doğasına kavuşması kurtuluş için yeterli görülmüştür. Bunun için
ermiş kişiliğin ön plana çıktığı bir yapı ortaya konmuştur. Bu ermiş kişiler
kendisini dünyaya bağlayan bağları koparmış, tutkularını, isteklerini yenmiş ve
bir daha dünyaya geri gelmeyecek, yeniden doğmayacak olan kurtulmuş kişilerdir.
Bu kişilere ilk zamanlar “Arhat” denmiş, ardından “Bodhisattva” denilmiş ve
ondan kendisini bütün canlıları kurtarmaya adayan ve ancak bundan sonra her
şeyi bilen ve gören bir Buda olmayı uman bir kimse rolü biçilmiş, daha sonra
ise “Siddha” denilmiş ki bu evrede, siddha evreni yöneten güçleri hem kendi
içinde hem de dışında kullanabilme yeteneğini elde ederek olağanüstü güçlere
sahip olmuştur.[5]
Bodhisattva
bir Mahayana idealidir. Kendi özgürleşmesini diğer varlıkların özgürleşmesine
bağlar. Bunun nedeni tüm varlıklarda aynı Buda doğasının olduğunu kavramasıdır.[6]
Bodhisattva aynı zamanda “Budist sığınağının” üç kat mücevheri oluşturan
katmandan birisidir.[7] Daha
basit bir anlatımla Nirvanaya girmek için yalnızca bir kez doğmaları gereken
azizler sınıfıdır.[8]
Yada kendi metinlerinde geçen ibare ile “Doğru konuşacak olursa, her hangi bir
kişiden şöyle bahsedilebilirdi: ‘Feragat etmeye tabi olmayan bir varlık,
ilahların ve insanların iyiliği, refahı ve mutluluğu için dünyaya duyulan
merhamet sayesinde bir çok kişinin refahı ve mutluluğu için dünyada belirmişti
(Manasihanada Sutta, 63, Buda)’ işte aslında buna göre doğru
konuşulacak olursa söylenmesi gereken şey budur.[9]”
Buda
“Tam Aydınlanma’ya” ermiş olduğu için gerçeği bulduğundan, öğretisinin doğru
olduğundan kuşku duyulmayan Budizm’in kurucusudur. Gelenekler Buda’yı çağlar
boyunca dünyaya gelmiş olan bir sürü Buda’dan yalnızca biri olarak görür ve öylelikle
tarihte yaşamış olan Buda’yı aşmaya çalışır. Zamanla bu Budalar ki tarihsel
kişilikleri şüphelide olsa 24’e kadar çıkarılmışlardır.[10]
Zamanla yenilenen Budizm Mahayanın öğretiye
kattığı yenilikler sayesinde ermişlikten “Arhatlıktan” “Bodhisattvalığa” doğru
bir değişim görülmüştür[11].
Bodhi;
“aydınlanmış”, sattva ise “öyle oluş” yada “doğa” anlamına gelen kelimelerin
birleşiminden doğmuş bir kavramdır, Bodhisattvalık[12].
Bodhisattva,
Buda’nın “tam ve eksiksiz” aydınlığına ulaşmak isteyen kişidir, aynı oranda
etkili iki ayrı erdemle “acıma” ve “bilgelik’le” dolacaktır. En yüce amaca,
yalın gerçeğe ulaşmaktan vazgeçmeden, sıradan insanlarla ilişki kurabilmektedir
fakat bu ilişkisi Bodhisattva’yı asla sıradan insanlar gibi baştan çıkartıp
kirletmemektedir[13].
Bodhisattvalık’ın
ilk dönemlerinde kendini kurtaran bilgelik ön planda iken zamanla bu kendini
düşünmeden başkalarına yardım etme ve onları mutlu etme yoluna dönüşerek bir
nevi fedakârlık kavramı oluşmuştur[14].
Bodhisattvalık
da sabır çok önemlidir. O da sonuçta bir Buda olmak ister ama yüce Buda’nın
eksiksizliğiyle kendisi arasında aşılması güç büyük bir ayrım vardır. Bu ayrım
tek bir yaşam ile kapatılamaz bunun için sayısız kere yaşanıp ölmesi
gerekmektedir. Ayrıca bu amacı için çağlar boyu beklemeyi de göze almalıdır.
Bütün bu aşamaları tamamlayan bir Bodhisattva’nın Buda mertebesine ulaşmasına
sadece ufak bir engel kalmıştır. Bu engel onun kendi kişiliğidir, kendini ayrı
bir kişilik sanmasından “ben benim” demek yanılgısından bir türlü kurtulamamasındandır.[15]
Kendi kendini aşmak için Bodhisattva’nın
önünde iki yol vardır ya “gerçek bir özveri ve kendi çıkarını düşünmeden
göreceği işlerle” ya da “ayrı bir benliğin, kişiliğin varlığının olmadığını
bunların boş olduğunu anlamaya, sezmeye çalışarak kendi kendisini aşmalıdır.”
Bu iki yolun çıkış noktası ise birincide “acıma duygusu” ile ikincisinde
“bilgelik” ile başarılır.[16]
Bir Bodhisattvanın yolunda ilerleyebilmesi
için acıyla bilginin el ele vermesi gerektiğine inanılırdı. Böylelikle “altı
olgunlaştırıcı” (6 paramitas) gerçekleştirilirdi. Bunlar 1) eli açıklık; 2)
sabır; 3) erdemli olmak; 4) çaba, gayret; 5) meditasyon ve 6) bilgelik’tir.[17] Bu 6
Paramitas’ı bitiren Bodhisattva en üst noktada tek ve son gerçek olarak
“Boşluğa”, “Hiçliğe” ulaşmaktadır. ‘Hiçliğe’ ulaşan Bodhisattva “acı” ve “yalın
gerçekle” yüzyüze gelecektir, bu aşamada dünyanın tüm üzüntü ve kaygılarından
sıyrılmayı başaracak ve isterse “Nirvana”ya bile ulaşabilecektir. Fakat “acıma
duygusu” ağır basarsa hiçliğe erme “Nirvana”ya ulaşma seçeneğini geri çevirecek
bunun yerine uzun bir süre dünyada kalarak dünyadakilere yardım eli uzatma
seçeneğine yükselecektir. Bodhisattva hala dünyadadır ama artık o bir dünyalı
değildir.[18]
Önde
gelen Bodhisattvalar ise “Avalokitesvara”, Manjusri, Maitreya, Kshitigarbha,
Samantabhadra’dır.[19]
Kaynakça
Bodhidharma, Bodhidharmanın
Zen Öğretisi. İstanbul: Okyanus Yayınları, 2003
Carus,Paul, Buda’nın
Öğretisi. İstanbul: Ruh ve Madde Yayınları, 1984
Conze,Edward, Kısa
Budizm Tarihi. İstanbul: Yol Yayınları, 2005
Sankrityan,Rahul, Budizm
ve Felsefe.İstanbul: Süreç Yayıncılık, 1985
Thompson,Mel, Budizmin
Bilgeliği. İstanbul: Dharma Yayınları, 2004
[1] Rahul Sankrityan, Budizm ve Felsefe (İstanbul, Süreç
Yayıncılık, 1985), S. 129
[2] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 3-4
[3] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 7
[4] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 7-8
[5] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 8
[6] Bodhidharma, Bodhidharmanın Zen Öğretisi (İstanbul,
Okyanus Yayınları, 2003), S. 43
[7] Bodhidharma, Bodhidharmanın Zen Öğretisi (İstanbul,
Okyanus Yayınları, 2003), S. 44
[8] Paul Carus, Buda’nın Öğretisi (İstanbul, Ruh ve Madde Yayınları, 1984), S. 20
[9] Mel Thompson, Budizmin Bilgeliği (İstanbul, Dharma
Yayınları, 2004), S. 10
[10] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 28-29-30
[11] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 62
[12] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 63
[13] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 63
[14] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 64
[15] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 64
[16] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 64-65
[17] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 65
[18] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 66-67
[19] Edward Conze, Kısa Budizm Tarihi (İstanbul, Yol
Yayınları, 2005 ), S. 67
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder