Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

11 Kasım 2011 Cuma

medyen kavmi neden helak edilmişti , dürüst ticaret neden yapılmıyor

kemal özer beyin 2008 yılında kalem adlığı bir yazı olan medyen kavmi neden helak edilmişti adlı yasını günümüze tekrar hitap ettiği için yeniden yayınlıyoruz.



Tüccar bir arkadaşım satın aldığı yağların tarttığını çoğunun ambalajında yazan miktardan az geldiğini belirterek 'ne yapmalıyım' diye sordu? Konunun sorumlusunun Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü olduğunu belirtip, tespit yaptırmasını istemiştim. Bu pahalı yağın ambalajlarında bir ile üç litre arasında eksik olduğu resmi tutanakla da tespit edilmişti.

Bilirsiniz 'Meyden kavmi' sadece ölçü ve tartıda hile yaptıkları için helak edilmişlerdi. Bugün adına pazarlama numaraları ile tüketime sunulan ürünlerden 'çalmak' çok moda bir davranıştır. Dürüst olanları tenzih ettikten sonra şunu belirtmeliyiz. Ürün ambalajlarında artı/eksi ibareleri görürüz. Bunun anlamı ambalajın içerisinde şu kadar fazla yahut eksik olabilir. Bunu yasal bir zorunluluk olduğu için yazılıyor. Bazen bu tolerans aralığı (kasten) tüketici aleyhine ihlal edilebilir mi? Elbette edilebilir. Ediliyor mu? Hiç kuşkunuz olmasın. Teknolojisinin bu kadar ileri olduğu ve her türlü hassas tartımın mümkün olduğu bir çağda net ağırlıklar neden mümkün kılınmaz?

Ambalajlardaki litre ve kilogram farkları ile net-brüt farkları tüketiciler açısından genellikle yanıltıcıdır. Örneğin dondurma (diye satın aldığınız ancak süt içermeyen gerçekte ise buzlu yiyecek olarak tanımlanan bir ürünün) ambalajında 1 litre ibaresi bu ürünün 1 kğ olduğu hissi uyandırırGerçekte bu ürün 570 gr'dır.

Tereyağının içine margarin eklemek ve tereyağının ağırlığını artırmak ve tuzu yağ fiyatına satmak için tuzu gerektiğinden fazla eklemekte aynı hile yöntemlerinden biridir.

Meyden, Akabe Körfezi'nin doğundan Sina Yarımadası'nın bir bölümüne kadar uzanan ve Kızıldeniz kıyısındaki bölgeye/şehre tarihte verilen addır. Hz Şuayb a.s. peygamber olarak gönderildiği ve burada yaşayan bu kavme, 'Meyden kavmi' diyoruz.

Medyenliler büyük oranda ticaretle meşguldüler. Bu kavmin en önemli özelliği pek çok farklı yöntem kullanarak ticarette hile yapmaları ve ölçüye tartıya riayet etmemeleridir. Altını satarken bir kısmını çalarak tam diye satar, alırken ise tartarak alırlarmış. Alış verişte hile o kadar ilerlemişler ki bu onların helakine neden olur.

Kur'ân-ı Kerim'de ibret alınması için anlatılan ilginç örneklerden biridir Medyen Kavmi. Hz. Şuayb a.s. onlara Allah'a kulluk etmeleri, ahrete inanmaları, bozgunculuk yapmamalarını, ölçüye-tartıya dikkat etmeleri, inananları yoldan çıkarmamaları ve helâl kâra kanaat etmelerini bildirir. Medyen halkı ise Hz Şuayb s.a.'ın söylediklerini anlayamadıklarını ileri sürüp, küçümserler. Ardında da tehdit ederler.

Hz. Şuayb a.s. onlara; 'Allah'tan daha mı üstünsünüz ki onu unuttunuz?' diye sorar. Dünyalık, Medyen halkı için artık bir vazgeçilmez puta dönüşmüştür. Sabrının sonuna gelen Hz Şuayb s.a. onları 'Rabbine havale eder ve başlarına gelecek felaketi beklemelerini' söyler. Ardından çıkan büyük uğultu alışverişte haddi aşan Meyden'i helak eder.

Kur'an Kerim bu süreci şu şekilde özetliyor. ?Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. O'da onlara şöyle dedi: 'Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ölçüyü ve tartıyı tam yapın, insanların eşyasını/haklarını eksik vermeyin?? (Araf 85) ?Medyen'e de kardeşleri Şuayb, Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Şüphesiz ben, sizi kuşatacak bir günün azabından korkuyorum.' (Hud 84)

Azmış bir toplum için beklenen oldu ve helâkleri mukadder oldu. ?Medyen halkının ve alt-üst olmuş kasabaların haberi gelmedi mi? Allah, onlara zulmetmiş değildi, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.? (Tevbe 70)


Allah c.c. Medyen üzerinden verdiği mesaja ilave olarak insanlara şu çağrıyı yapıyor: ?Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline! Onlar insanlardan ölçüp aldıkları zaman, tastamam alırlar. Onlara ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik yaparlar. Sahiden bunlar büyük bir günde diriltileceklerini sanmıyorlar mı? O gün insanlar, âlemlerin Rabbi'nin hükmü için uzun yıllar bekleyip duracaklardır! Hileye sapmaktan ve hesaba inanmamaktan sakının! Çünkü facirlerin kitabı muhakkak ki 'siccin'dedir. Siccin'in ne olduğunu sen nereden bileceksin? Bilemezsin.? (Mustafa İslamoğlu hoca ciddini 'balçıktan taş' olarak tanımlıyor) (Mütaffifin  1-8) ?Ölçü ve tartıyı tam ve doğru yapın. Biz hiç bir kimseye gücünün yettiğinden fazlasını yüklemeyiz? (Enam 152) 'Ölçeği tam ölçün de, eksik ölçen ve hak yiyenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın. İnsanlara eşyalarını (haklarını) eksik vermeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkartmayın. Sizi ve önceki nesilleri yaratan Allah'ın azabından sakınıp emirlerine uyun.' (Şuara 181-183)

İslâm dini, insanları ahlâka ve muamelelerinde dürüst olmaya çağırır. İslam Müslüman'ı dürüst olmağa çağırdığına göre Müslümanlık iddiasındaki insana ne olur da dünyalık için kul hakkına tecavüze yelteniyor. Eksik tartmak da, eksik tartana göz yumarak müsaade etmek de kuşkusuz bir kul hakkı ve dolayısıyla insan hakları ihlalidir.

Geçen gün evden şeker ve mercimeğinde içinde olduğu bir ihtiyaç listesi verildi. Malum bu nimetin fiyat uçuşu sürüyor. Ünlü bir markete girdim. İki mercimek markası var rafta.
A marka mercimek      1.000 gr           4,90 YTL
B marka mercimek          900 gr           4,55 YTL
Sadece fiyata dikkat eden bir tüketici için 1000 gramlık ürün pahalı gözüküyor. Gerçekte ise 900 gramlık ürün pahalı gibi duran ürüne göre yüzde 3,2 oranında daha pahalıdır.

A marka küp şeker      1.000 gr/360 ad           2.60 YTL
A marka küp şeker         750 gr/360 ad           2.15 YTL
Bu üründe de fiyat mukayesesi ne kadar zor. Üstelik çarpım tablosunu bilen unutan bir toplum için durum hiç de iç açıcı değil. 1 kğ şekerin fiyatı 2,6 YTL iken aynı marka diğer şekerin kğ fiyatı 2,87 YTL'ye ulaşarak yüzde 10 daha pahalı.

Yukarı da bahsettiğimiz yağ üreticimiz günde bin teneke yağ üretse ve her tenekeden yüzde on çalsa (affedersiniz yasal anlamıyla artı/eksi yapsa) yılda 1.971.000.- YTL (2 trilyonhaksız Medyen kazancıortaya çıkar. Bu tespit karşısında ne yapılmış diye merak ediyorsanız hemen söyleyeyim. Bir yılı aşkın süredir tek kuruş ceza bile kesilmemiş.

Belediye Başkanlarının ezici bir kısmı çok ağır(!) iş yükleri arasından bugünlerde bizim için Ramazan denetimine çıkmışlar ve 300 gr alt sınırında olması gereken ekmeğin birçok fırında 260-270 gr olduğunu ve ekmek üretim alanlarının çoğunun pislikten geçilmediğini tespit etmişler. Bu fırınlara nasıl bir muamele yapılmış dersiniz? Para cezası. Para cezası bu işletmeler için ödüldür. Günde 10 bin ekmek üreten bir fırında ekmekten yüzde on çalsa yılda 365 bin ekmek çalmış olur. Bunun bedeli ise 182.500.- YTL (Yüz seksen iki milyar) haksız Medyen kazancı demektir. Belediye eksik gramajlı ekmek üreten bu fırına kaç lira ceza kesmiştir. 1.000 YTL. Allah korkusundan mahrum kalmış, dünyaperest bu hırsız/larımız dünyalık cezası da caydırıcı olmayan bu suçtan neden vazgeçsin?

Medyen kavminin yaşadığı bölge ile ilgili İslamoğlu hoca şu notları belirtiyor; ?Bugün bu bölgede bolca yanmış sülfür taşları ilahin afetin canlı şahidi olarak varlıklarını muhafaza etmektedir. Helakin bir yanardağ püskürmesi ile gerçekleştiğinin kanıtı budur. Bölgenin jeolojik yapısı geçmişte volkanik depremlere maruz kaldığını gösteriyor. Bölge 'harre' adı verilen granit (volkanik kayalık) zenginidir. Medyen halkı da bugünün insanı gibi akıllı olduğu iddiasında ve iş bitiriciliği ile övünmekte idi.?

Tüketiciyi korumakla görevli 'devlet'in bunu dert edinmediğini artık çok iyi biliyoruz. Gramından çalarak yahut pazarlama hilelerine başvurarak Medyen'e benzeyenlerin ürünlerini satın alarak pirim veren biz tüketiciler masum muyuz?

Bizler bu aradaki nüansı fark etmeyerek dürüst ile olmayan arasında bir tercihte bulunamaz isek haklı olarak dürüst tüccarı cezalandırmış oluruz. Ürünün satamaz hale gelen tüccar bizim elimizle füccarlaşır.Efendimiz s.a.v. tüccar bir kavim arasından çıkmış kendisi de ticaret yapmıştır. O s.a.v. her konuda olduğu gibi ticaret konusunda ki dürüstlüğü nedeniyle de Muhammed'-ül Emin olarak vasıflandırılmasını sağlamıştır.

Peygamber s.a.v.'de Yesrib'e hicret eder etmez. Yesrib'i medenileştirme ve Medineleşmesi için ilk icraat olarak kuşkusuz Mescid'in ardından Medine Pazarı'nı inşa etmiştir. Medine Pazar'ının kuralları Müslüman tüccarın ticari anayasasıdır. O'nun ilk kuralı 'Aldatan bizden/Müslüman değildir.'

O güne kadar füccar olarak nitelenen insanların tüccarlaştırmıştır. İslam her alanda olduğu üzere piyasalarda da dürüstlüğü ön koşul olarak ortaya koyar. Pazarın ve ticaretin dürüst, ahlaklı ve ilkeli olabilmesi için üreticiye, satıcıya, tüketiciye ve 'devlet'e ortak roller düşmektedir. Biri ifsat oldu mu, hepsi ifsat olur.

Galiba 2004'lü yıllardı. Nakliyecilerin başkanı olan ünlü iş adamımız ?Bir iki kişi öldü diye Irak yolu kapanamaz? diyor. Kendisine ?Peki siz şoför olsanız Irak'a gider miydiniz?? sorusuna, 'Ben aç da kalsam Irak'a gitmezdim' diye itiraf ediyor. Bu yaklaşıma gelmiş bir ticaretin vay haline. Şimdide tersaneler için benzer sözler söyleniyor. Neymiş efendim. Tersaneler çok önemliymiş. Birkaç kişi öldü diye konu abartılmamalıymış? 

Dün sadece tartı yüzünden gazabın ve helakin hedefine oturtulan bir kavmin akıbetine uğramamak için Allah c.c. ile Kalûbelâ'da imzaladığımız sözleşmemizi bari ramazan vesilesiyle yenileyelim ve ona sadık kalalım. Helakin zararı sadece kendimize dokunmaz. Ve bu helakin şekli illa Medyen gibi olacak da değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder