Neden bu kadar acı veriyorsun ki
bazen bilmek istiyorum
lakin bilmenin getirisi olan acıyı taşıyacağımdan
çok emin değilim
O kadar zayıf kalıyorum, zayıfım, acizim...
ve çaresizliğini iliklerine kadar hisseden bir gulam.
Sorgulamadan kabul etmenin acısına, gönül rızasını da
eklemenin getirdiği ağır o yükün ne olduğunu
biliyor musun...
Karanlık gecede, sessizce donuklaşmış bakışlardaki
ızdıraptan hiç haberin dahi olmayacak
Susuşlarım, çaresizce çocuksu davranışlarım,
yakıcı hatıraların özlemini taşıyan bir et ve kemik yığını üzerindeki bedenim
,
maddi manevi tüm özetim...
,
birde çok kötü yazım
bana dair kısa bir hülasa
ne noksan nede bir fazla
az kalsın unutuyordum
kötü bir tarihçi paresi ve kapitalizm kıskacında arafa itilmiş
bir liberalcilik oyunu oynamış görünen
köklü geçmişin manevi ağırlığına rağmen
bile bile lades demeyi hala oyun zanneden
dik başlı hocalık kırpıntısı bulaşmış bulanık bir zihin...
kendini bilmeden sürüklenmeyi kabul etmiş
bir odun parçasından daha cüretkar şekilde haykırıyorum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder