12 Uluslarararı Konya Mistik Müzik Festivali 2. günü Ensemble Thami Al-Harraq Şazeli Derviş Zikirleri
Mistik Müzik Festivalin ikinci günkü konukları Mağrip(Fas) ten gelen Şazeli dervişleriydi.
Arefe gününün gecesindeki programa katılım hem bilipte gelenler hemde bilmeden gelenler sayesinde bayağı doluydu. ama yer yer boşluklarda yok değildi.
Gene her zamanki gibi ikinci katın en ön koltuklarındaki yerimizi aldıktan sonra beklemeye başlıyorduk. Bugün geçen sene festivali takip ettiğimiz abdullah abinin de gelecek olması nedeniyle eski hatıralar canlanıyordu.
Konser öncesi dervişler arasında yer alan profesör yapacakları zikre dair biraz açıklamalar yapıyor
hemen arkasından
Kuranı kerim tilaveti ile başlıyordu.
Biraz konser havasında başlayıp arkasından zikir faslıyla şenlenen gecede insanın içi kıpır kıpır oluyordu. Ehli tarik birisi olmama rağmen özellikle zikir safhasında söylenen tesbihlere insanın eşlik etmemesi için biraz zorlaması gerekiyordu.
Ses nağmeleriyle çok güzel parçaların icra edildiği, kulaklarımızın ve kalbimizin pasının silindiği bir gece olarak mistik müzik festivalinin ikinci gecesini de geride bırakmış oluyorduk.
Arkasından gelen parçalar ile zikir meclisi öncesinde biraz konser havasında gidiyordu.
İlk bölüm ilahilerin müzik eşliğinde icrasından oluşuyordu
Festival tanıtım ekinden alıntılanmıştır.
Ensemble Thami Al-Harraq Semâ’ ve Tasavvuf Müziği
Arapça’da “işitmek, duymak (özenle dinlemek)” anlamlarına gelen semâ’ sözcüğü, aynı zamanda zâviyelerde mutasavvıfların duygularının idrâkine varmak ve Allah’a olan aşklarını paylaşmak amacıyla bir araya gelip şiirler okudukları ve müzik yaptıkları törenlerin adıdır.
Fas’ta yapılan semâ’ törenlerinde, Ömer İbnü’l-Fârıd, Ebu’l-Hasan Şuştârî, Muhyiddîn İbnü’l-Arâbî, Ali el-Vefâ, Ebu'l-Hasan eş-Şâzelî ve Muhammed el-Harrâk gibi büyük mutasavvıfların Allâh’ın yüceliğinden ve Hz. Muhammed (S.A.V.)’in cemâlinden bahseden sözlerinden ilhâm alınır.
Semâ’ töreni Kurân-ı Kerim’den birkaç âyet okunarak başlar. Daha sonra müzik topluluğunun eşlik ettiği, ilâhî aşkı anlatan kısım başlar. Bu bölümü sazların eşlik etmediği yalnızca okuyucuların âhenkli bir şekilde ilâhî okudukları ‘hûlâl’ adı verilen kısım tâkip eder. Zikir ve Hûlâl insan sesinin gücünü gösterir. Fas’ın kendine özgü tasavvufî dansı ‘Al İmarâ, semâ’ törenine katılan herkesin ayağa kalkarak bir halka oluşturduğu ve bu esnada raks ederek yüksek sesle zikir hâline büründükleri bir Şâzelî geleneğidir. Zikir esnâsında mânevî yoğunluk en üst seviyeye ulaşınca törene katılan herkes zikrin büyüsüne kapılır ve Allah’ın lûtfunu hisseder.
Ouzzan şehrinden Mohamed Thami Harraq (Muhammed Sâmi el-Harrâk) Topluluğu
Muhammed Sâmi al-Harrâk, Şâzelî tarikatının, dört yüz yıl önce Ouzzan şehrinde Şeyh Abdullah Şerîf tarafından kurulmuş Ouzzaniye koluna mensuptur. Bu zâviyede oldukça zengin ve özenli bir eğitim görmüştür.
Daha sonraları kurduğu, tasavvufî şiirler ve ilâhîler icrâ eden Thami al-Harraq Topluluğu ile festivaller ve konserler yoluyla yaşayan bu özgün geleneği tanıtmayı hedeflemiştir.
Festival tanıtım ekinden alıntılanmıştır.
Konser faslı bittikten sonra sıra zikre geliyordu.Enstrümanlar bir kenara bırakılıyordu. Öncesinde koro halinde okunan fatiha ve ihlas sureleri ve hemen arkasından getirilen salavatlar çok güzel bir tat veriyordu insana.
Çok güzel tekbir ve salavatlar mevcut.
Dervişlerin zikir için ayağa kalkıyorlar. Bundan sonraki iki parçada ayakta icra edilen zikirlerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder