Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

14 Kasım 2010 Pazar

Türkiyede en çok cami Bulunan İller ve ilçeler


Türkiyede en çok cami Bulunan Şehirler 2007 yılı verilerine göre.

Not: 2007 yılı ile 2010 yılı arasında yapılan her iki araştırmada bağımsız 2 farklı kurum ve kişiler tarafından yapıldığı için arada bazı  sayısal farklar bulunmaktadır. resmi olarak bu bilgiler doğrulanmamıştır

Türkiyede en çok cami Bulunan Şehirler 2010 yılı verilerine göre.


Doç. Dr. Ahmet Onay, çıktığı yurt gezisinde eşi ve kızları camilerde namaz kılamayınca sorunun tezini hazırladı. Türkiye'nin cami profilini rakamlarla ortaya koyan Onay, camilerin yüzde 90'ında kadınlar için abdest alma yeri bulunmadığını, camilerin şehir hayatına uygun planlanmadığını söyledi.
Rakamlarla camiler
Kişi başına düşen cami sayısı: 2002 yılında bir araştırmaya göre Türkiye'de ortalama 882 kişiye bir cami veya mescit düşüyor.
Kadrolu cami sayısı: 2008 yılı verilerine göre Türkiye'de 67.624 kadrolu, 12.008'i kadrosuz cami bulunuyor.
Bölgelere göre cami sayısı: Türkiye'de camilerin yüzde 27'si Karadeniz Bölgesi'nde, yüzde 17'si İç Anadolu, yüzde 14 Marmara, yüzde 12'si Ege, yüzde 9'u Güneydoğu Anadolu'da.
Türkiye'de en çok cami olan ilk 5 il: Konya (2.831), İstanbul (2.791), Ankara (2.545), Samsun (2.545) ve Kastamonu (2.454).
En çok mescit olan iller: Ankara (421), İstanbul (291), Kastamonu (120), İzmir (114).
İbadet durumuna göre camiler: Tamamen ibadete açık 65.439 (yüzde 85), zaman zaman ibadete açılan camiler 3.548 (yüzde 5), görevlisi olmadığı için kapalı camiler 4.431 (yüzde 6), tamamen ibadete kapalı 14.94 (yüzde 2).
Yaptıranlara göre cami dağılımları: Doğrudan yöre halkı 51.134 (yüzde 67), cami dernekleri 9.938 (yüzde 13), şahıslar 8.282 (yüzde 11).
Cami giderlerini kim karşılıyor? Doğrudan cemaat yüzde 78, cami dernekleri yüzde 15, vakıflar yüzde 1, diğer yüzde 6.
Tuvalet sayıları: Camilerin yüzde 66'sında sadece erkeklere tuvalet bulunurken, yüzde 18'inde hiç tuvalet yer almıyor. Kadın tuvaleti bulunan camilerin oranı ise yüzde 16.
Camilerin yüzde 90'ında bayanlara abdest alma yeri bulunmuyor.
İbadet alanı 500 m² olan ve iki imamın görev yaptığı camilerin ortalamaları şöyle: Sabah namazı 40 kişi, öğle, ikindi, akşam, yatsı 110, cuma namazı 1.005 kişi.
TÜRKİYE'NİN CAMİ PROFİLİ
Kadınlar camilerde ibadet ederken birçok sorunla karşı karşıya kalıyor. Bazı camilerde kadınlara ait namaz kılma ve abdest alma yeri bulunmaması kadınların camilere gitmelerinin önündeki en büyük engel. Kadınların camilerde yaşadığı sorunlar bir akademik araştırmayla da ispatlandı. Doç. Dr. Ahmet Onay'ın, Türkiye'nin bütün camilerini kapsayan araştırması camilerin yüzde 90'ında kadınlara ait abdest alma yeri olmadığını ortaya koyuyor. Onay, "Ülkemizdeki 77 bin camiden 66 bininde kadınlar için abdest alma yeri ve tuvalet yok. Namazı kılabilmek için abdest almak farz olduğuna göre, camilerin yüzde 90'ında kadınlar için abdest alacak yer olmaması düşündürücü." diyor.
Onay'ın hazırladığı tezi "Türkiye'nin Cami Profili" adıyla da kitap haline getirildi. Ahmet Onay, camilerin mimari ve işlevsellik açısından kadınların kullanımına uygun inşa edilmemesinin sosyolojik nedenleri olduğunu belirtiyor. Camilerin şehir hayatına göre tasarlanmadığının altını çizen Onay, "Camiler küçük yerleşim yerlerine göre inşa ediliyor. Halbuki şehir hayatında kadınlar evlerinin dışında ibadetlerini yapmak durumundalar. Onların camilerde istedikleri zaman ibadet etme hakkı olduğunu unutmamak gerekir." diyor. Camilerin sosyal hayatımızın merkezinde yer alması gerektiğini belirten Onay, "Peygamber Efendimiz (sas) döneminde camiler hem mescit hem de sosyal hayatın bir parçasıydı. Camiler, Ashab-ı Suffa gibi eğitim merkezleri, yoksullar için barınma yerleri olarak kullanılıyordu. Toplumumuzun camiyle ilgili algısı değişmeli." şeklinde konuşuyor. Toplumun cami sayısını artırmada gösterdiği gayretin takdire şayan olduğunu belirten Onay, "Camilerin özgün bir cami mimarisiyle inşa edilmesi için mimarların, şehir planlamacılarının ve inşaat mühendislerinin de katkıları gerekiyor. Ayrıca ilahiyat eğitiminde camilerle ilgili yalnızca 3 ders alındığı biliniyor. İlahiyat fakültelerinde, cami mimarisi ve cami anlayışıyla ilgili bu 3 dersin içeriği yetersiz kalabiliyor. Cami kavramının tarihsellikten kurtarılarak pratik ve güncel olarak ele alınması gerekir. Böylece 'bize ait bizim şehir hayatımıza ait' bir cami anlayışı ortaya konmalı." diyor. Camilerdeki eksikliklerin yerel yönetimler, Diyanet İşleri Başkanlığı ve vakıfların işbirliğiyle çözülebileceğini dile getiren Onay, "Bu sorun yalnızca bir kurumun sorumluluk alanında değil. Camiler inşa edilirken kadınların, çocukların ve engellilerin de ibadet etme hakları göz önünde bulundurulmalı. Bunun için yerel yönetimler ve vakıflar camilerin şehir hayatına uygun şekilde biçimlendirilmesi için desteklerine devam etmeli." diye konuşuyor.
Eşi ve kızları namaz kılmakta zorlanınca tezini yazdı
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da kadınların ibadetlerinde yaşadıkları sıkıntılarla ilgili farkındalık oluşturan araştırmanının hikâyesi ise şöyle: Ailesiyle birlikte 3 haftalık bir yurtiçi turuna çıkan Ahmet Onay, 3 kızı ve eşinin namaz kılarken yaşadığı sıkıntılara şahit olur. Kendisi gittikleri her yerde abdesti alıp namaz kılar fakat ailesi her gittikleri ilde ibadet edebilmek için yeni yöntemler aramak zorunda kalır. Onay, "Bir şehir merkezine geldiğimizde büyük bir camiyle karşılaşınca çok seviniyorduk. Camiye girince durum değişiyordu, gittiğimiz çoğu camide eşim ve kızlarım abdest alacak yer, hatta bazen kadınlara ait namaz kılma yeri bile bulamadı. Onların yaşadığı bu sıkıntı beni bu konu hakkında detaylı bir araştırma yapmaya yöneltti." diyor. Onay, "Kızlarımın ve eşimin yaşadığı sıkıntılar zaten bildiğim bir sorunun üstüne gitmemi sağladı. Umarım camilerde yaşanan sorunlar kurumların ve toplumun ortak duyarlılığıyla çözülsün." diyor.