Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

31 Ekim 2010 Pazar

Konya Şekerspor Tokatspor

2.lig kırmızı gruptakiTemsilcimiz konya torku şekerspor tokatsporu deplamanda 2-1 mağlup ederk konumunu güçlendirdi. Bank asya 1 lig yolunda emin adımlarla ilerleen temsilcimizin gollerini 64dk da erman 79 da cafercan atarken ev sahibinde 68 dk da muharremin attığı gol ile umutlansada temsilcimiz sahadan galip ayrılmasını bildi..

maç hakkında ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız: konhaber

27 Ekim 2010 Çarşamba

Konya Şekerspor Ziraat Türkiye Kupası

Temsilcimiz Konya Torku Şekerspor Bank Asya 1. Lig ekiplerinden güçlü rakibi kayseri erciyessporu deplasmanda 61 dk Samet Mavişin ,77. dakikada Erman Özcanın ,, ve  86. dakikada İshak Çakmak attığı gollerle 3-1 mağlup ederek gruplara kalmayı başardı.


Gruplarda kura çekimi 29.10.2010 cuma günü çekilecek


Diğer temsilcimiz konyaspor ise bu akşam 19:00 da Konyada bucasporu kendi evinde ağırlıyor, ayrıca maçı kon tv ekranlarından , intenetten yada tivi bu üzerinden kon tv ye bağlanarak izleyebilirsiniz.

Konya Şekerspor Kayseri Erciyesspor

Konya T. Şekerspor Ziraat T.Kupasında Kayseri erciyessporu deplasmanda 3-1 yenerek grupalara kalmayı başardı... Temsilcimizin gollerini 61 dk Samet Maviş,77. dakikada Erman Özcan,, 86. dakikada İshak Çakmak attı
 Konya Torku Şekersporun rakipleri cuma günü belli olacak.


Maç özeti:



Ziraat Türkiye Kupası play-off maçında, Kayseri Erciyespor ile karşılaşan Konya Torku Şekerspor tur atladı.
İLK YARI 
 
Karşılaşmanın 2. dakikasında Mehmet Türkmehmet'in kullandığı korner atışında, Aytek kafa vuruşuyla meşin yuvarlağı Konya Torku Şekerspor ağlarıyla buluşturdu.

15. dakikada Yusuf'un uzaktan sert şutunda kaleci Yavuz uçarak topu yakaladı.

20. dakikada Mehmet Türkmehmehmet'in yaptığı ortaya Kemal kafa ile vurdu ama top az farkla auta gitti.

23. dakikada Emrah'ın yerden yaptığı sert vuruşta top kaleci Ali Melih'te kaldı.

Karşılaşmanın ilk yarısı 1-0 Kayseri Erciyesspor'un üstünlüğü ile son buldu.

İKİNCİ YARI
 
Maçın ikinci yarısında Konya Torku Şekerspor Samet Maviş'in 61. dakikada kaydettiği golle skoru 1-1 yaptı.
 
77. dakikada Erman Özcan'ın attığı golle 2-1 öne geçen Konya ekibi, 86. dakikada İshak Çakmak'ın golüyle de farkı ikiye çıkardı.
 
Karşılaşma Konya Torku Şekerspor'un 3-1'lik üstünlüğü ile sona erdi.
 


Stad: Kadir Has Dışsaha

Hakemler: Mete Kalkavan, Baki Yiğit, Esat Sancaktar

Kayseri Erciyesspor: Yavuz, Fatih, Kemal Dulda, Mahmut, Emrah, Mehmet Türkmehmet, Aytek, Ömer, Taner, Yusuf, Mehmet Ayaz

Konya Torku Şekerspor: Ali Melih, Kadir, Hasan, Erman, Onur, Samed, Turgay, İshak, Yusuf, Rıdvan, Ahmet

Goller: Dk. 2 Aytek (Kayseri Erciyesspor)

Sarı kart:Dk.27 Samet (Konya Torku Şekerspor)

21 Ekim 2010 Perşembe

Eski Mahalle Maçları

Güzel bir yazı hoşuma gitti ; insanı eski günlerine çocukluğuna götüren bir yazı...


1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.


2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.

4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

5. Uç korner bir penaltıydı.

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.

8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı.

17. Bel üstü gol sayılmazdı.

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olum, teknik vuracam."

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.

32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.

33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

41. Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.

7 Ekim 2010 Perşembe

Konya Elkart İnternet ulaşım

 Konya Büyükşehir Belediyesi web sitesinde bulunan http://www.konya.bel.tr/elkart.php#
adresinde bulunan hiç bir bağlantı çalışmamaktadır. Belediye yetkililerine duyrulur. Sadece süsü için web sayfasını işgal etmeye gerek yok.

Elkart ile ilgili bilgi almak isteyen hemşerilerimizin ve misafirlerin belediye binasındaki elkart şubesinden bizzat bilgi alması önerilir
iletişim Konya Büyükşehir Belediyesi santralinden elkarta yönlendirmesini isteyebilirsiniz.
Konya Büyükşehir Belediyesi telefonu: + 90 332 221 14 00

Sabit Telefon abonelerini çoğaltmak için yapılması gerekenler

Türk Telekomun 2004 yılında başlayan özelleştirme süreci sonunda yaklaşık 4 milyon abone kaybettiği bir gerçek. buna karşık mobil telfonlar 2000 yılından sonra yaklaşık 26 milyon abone kazanmış. Bugün  adsl kullanmak için telefon şartı kaldırılsın en az 4-4.5 milyon abonenin daha sabit hattını iptal ettireceği konuşuluyor. Artık şirketler aylık 12 tl olan sabit hat yüzünden 2. ve 3. telefon hatlarını iptal ettiriyorlar aileler ilkokul çağındaki çocuklara dahi cep telefonu alıp sabit hatlatını kapattırıyorlar. Gurbetçilerin evinde artık sabit telefon yok. Ben 10-12 yaşlarındaylen hollandalı bir akrabamızın evinden ayda 2-3 kere onları(yurt dışını) yada başka kişileri (şehir dışını)arardık toplasanız 20-25 dk etmezdi ama sabit ücret diye bir tüketiciyi kandıran bir uygulama yoktu ay sonunda gelen fatura 6-7 tl idi. 2000- 2004 yılları arasında 4-5 sene boyunca bizim eve(hergün kullandığımız halde-cep de dahil-) ayda 10 tl ücretin geldiği 1 elin parmakları kadar azdır. ozaman 7 tl diye bir şey vardı kaç dk süresü vardı bilmiyorum ama bizim ev senenin en az 8-9 ayı 7 tl öderdik, konuştuğumuz halde. Bugün ayda 100 dk sabit hat 30-40 dk şehir dışı15-20 dk yurt dışı ve  50-60 dk cep telefonunu arasanız gelecek ücreti ben size söyleyeyim 35- 40 tl. Geçen ay bize 19 tl fatura gelmiş toplam 9 kere cep telefonunu 2 kerede şehir dışını toplam 17 dk arama yapmamışız. gelen faura insaf dedirtiyor.  Türk telekom çok fazla beddua alıyor bu sabit hattan dolayı..

Gelelim çözüm önerilerine Türk telekom sabit ücretini değiştirmesine gerek yok yapması gereken 11 tl ye ayda 200 dk sabit hatlarla şehir içi ve dışı cep lede ayda 50 dk ücretsiz konuşma süresi vermesi gerekir. Yoksa devir tüketici devri tüketici artık kazıklandığı anda sizi değiştiriyor. dua etsin ttelekom adsl ile milletti kandırıyor. şimdi dersiniz 19 tl verene akşam 7 den sabah 7ye kadar bedeva konuşturyor diye . yakardeşim o dk larını münasib bir zamanda millete verseler. Banane ya 20 tl verip geceleri kiminle konuşacağım ben bana gündüz gözüyle 300 dk versinler geceki 3000 dk dan daha fazla hora geçer.

Siz diyeceksiniz koskoca ttelekom bunu hiç mi düşünemedi. Mutlaka bundan daha iyisinide düşünmüştür ama bu insanlar sadece tek dünya için çalıştıkları için ne koparırsak kar mantığıyla baktıkları için uygulamaya sokmuyorlar. Bizden söylemesi icraat ttelekomdan.. söylemedi demesinler

6 Ekim 2010 Çarşamba

2010 Din Kültürü ek yerleştirmede yeni açılan fakülteler

2010 Din Kültürü ek yerleştirmede yeni açılan fakülteler


Artvin Çoruh  (Ek yerleştirmede açıldı Tüm adaylar tercih edebilirler)
Din Kültürü Öğr  :40
Din Kültürü Öğr  İÖ:40

Marmara Üniversitesi
Din Kültürü Öğr  İÖ:110 (Sadece İkinci Öğretim ek yerleştirmede açıldı Tüm adaylar tercih edebilirler)

40 Birinci öğretim, 150 ikinci öğretim olmak üzere toplam 190 İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği ek yerleştirmede açılmıştır.Bu kontenjanları Tüm adaylar tercih edebilirler

2010 Din Kültürü ek yerleştirme kontenjanları

2010 İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği ek yerleştirme kontenjanları

Ağrı İbrahim  Çeçen
Din Kültürü Öğr :5
Din Kültürü Öğr  İÖ:6

Ankara Üniversitesi
Din Kültürü Öğr  :3

Artvin Çoruh  (Ek yerleştirmede açıldı Tüm adaylar tercih edebilirler)
Din Kültürü Öğr  :40
Din Kültürü Öğr  İÖ:40

Erzurum
Din Kültürü Öğr  :2
Din Kültürü Öğr  İÖ:4

Bayburt
Din Kültürü Öğr  :3
Din Kültürü Öğr  İÖ:4

Adana Çukurova
Din Kültürü Öğr  :3

Diyarbakır dicle
Din Kültürü Öğr  :5
Din Kültürü Öğr  İÖ:3

İzmir 9eylül
Din Kültürü Öğr  :1

Kayseri erciyes
Din Kültürü Öğr  :2
Din Kültürü Öğr  İÖ:3

Eskişehir osmangazi
Din Kültürü Öğr  :2

Elazığ fırat
Din Kültürü Öğr  :2
Din Kültürü Öğr  İÖ:3

Hakkari
Din Kültürü Öğr  :3
Din Kültürü Öğr  İÖ:6

Urfa Harran
Din Kültürü Öğr  :1

Malatya
Din Kültürü Öğr  :4
Din Kültürü Öğr  İÖ:5

İstanbul üniv
Din Kültürü Öğr  :2

Kilis7 aralık
Din Kültürü Öğr  :3
Din Kültürü Öğr  İÖ:8

Marmara
Din Kültürü Öğr  :2
Din Kültürü Öğr  İÖ:110 (Sadece İkinci Öğretim ek yerleştirmede açıldı Tüm adaylar tercih edebilirler)

Muş alparslan
Din Kültürü Öğr  :1
Din Kültürü Öğr  İÖ:3

Samsun 19 mayıs
Din Kültürü Öğr  :6
Din Kültürü Öğr  İÖ:2

Rize
Din Kültürü Öğr  :2
Din Kültürü Öğr  İÖ:2

Sakarya
Din Kültürü Öğr  :1

Selçuk konya
Din Kültürü Öğr  :4
Din Kültürü Öğr  İÖ:4

Bursa uludağ
Din Kültürü Öğr  :2

Toplamda ise 99 birinci öğretim (40 yeni açıldı)--  203 ikinci öğretim (150 yeni kontenjan) toplam302 

İÖ: İkinci Öğretim Demek

Not: Lütfen link vermeden alıntı yapmayalım , lütfen 
emeğe saygı............

5 Ekim 2010 Salı

2010 ilahiyat ek yerleştirmede yeni açılan fakülteler

2010 ilahiyat ek yerleştirmede yeni açılan İlahiyat fakülteleri


Erzincan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi


80 Birinci Öğretim ve 80 İkinci öğretim

Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi


100 İkinci öğretim

Yeni açılan kontenjanlar. Bu kontenjanlar için taban puan mevcut olmayıp tüm adaylar tercih edebilirler.

ilahiyat ek kontenjanları 2010

194 birinci öğretim
361 İkinci Öğretim
6 İngilizce
3 Yaygın Din Ö. U.
olmak üzere toplam 564 kontenjan verildi


Üniversitelere göre ne kadar kontenjan kaldığını öğrenmek için bu linkten daha ayrıntılı olarak bakabilirsiniz.


2010 ilahiyat üniversiteler göre ek yerleştirme kontenjanları

2010 ilahiyat ek yerleştirme kontenjanları

Ankara Üniversitesi
İlahiyat : 5
İlahiyat İngilizce : 2
Yaygın Din Öğretimi ve Uygulamaları : 3

Erzurum
İlahiyat : 12
İlahiyat İÖ : 14 

Sivas cumhuriyet:
İlahiyat : 5
İlahiyat İÖ : 10

Çanakkale 18 mart
İlahiyat : 2
İlahiyat İÖ : 8

Adana Çukurova
İlahiyat : 2

Diyarbakır Dicle
İlahiyat : 7
İlahiyat İÖ : 21

İzmir 9 Eylül
İlahiyat : 8
İlahiyat İÖ : 21

Kayseri Erciyes
İlahiyat : 4
İlahiyat İÖ : 7

Erzincan Üniversitesi (Ek yerleştirmede açıldı Tüm adaylar tercih edebilirler)
İlahiyat :80
İlahiyat İÖ: 80

Eskişehir Osmangazi
İlahiyat İÖ: 10

Elazığ Fırat
İlahiyat : 3
İlahiyat İÖ: 4

Şanlıurfa Harran
İlahiyat : 8
İlahiyat İÖ: 13

Çorum Hitit
İlahiyat : 9
İlahiyat İÖ: 8

Iğdır 
İlahiyat : 6
İlahiyat İÖ: 100 (Ek yerleştirmede açıldı Tüm adaylar tercih edebilirler)

Malatya Darende
İlahiyat : 7
İlahiyat İÖ: 6  

İstanbul Üniversitesi
İlahiyat : 2
İlahiyat İngilizce: 2
İlahiyat İÖ : 8

Maraş Sütçü İmam
İlahiyat : 5

Marmara Üniversitesi
İlahiyat İngilizce: 2
İlahiyat İÖ: 7

Samsun 19 mayıs
İlahiyat : 5
İlahiyat İÖ: 11

Rize
İlahiyat : 3
İlahiyat İÖ: 4

Sakarya
İlahiyat : 1
İlahiyat İÖ: 6

Selçuk Konya
İlahiyat : 1
İlahiyat İÖ: 3

Isparta SDÜ
İlahiyat : 3
İlahiyat İÖ: 5

Şırnak
İlahiyat : 6

Bursa Uludağ
İlahiyat : 6
İlahiyat İÖ: 13

Van YY
İlahiyat : 2
İlahiyat İÖ: 8

Not: Lütfen link vermeden alıntı yapmayalım , lütfen 
emeğe saygı............

4 Ekim 2010 Pazartesi

Zorunlu Askerliği İstemiyoruz

Derindusunce.org da yer alan zorunlu askerlikle ilgili mehmet yılmaz ın yazmış olduğu ve şu sıralar en çok okunan ve yorumlanan yazısını sizlerle paylaşıyoruz. yazıyı orjinalinden okuyup yorum yapmak için sayfanın sonundaki bağlantıya tıklayınız.

Genel seçimlere kadar hem yeterince vakit var hem de gündem hükümete baskı yapmak için müsait: Tek tip askerlik projeleri tökezledi, yeni bir anayasa gündemde, terörün askerî önlemlerle çözülmeyeceğini herkes anladı. Hangi partiye oy verdiğinizi, referandumu filan bir kenara bırakın, zorunlu askerlik yükünden kurtulmak istiyorsanız bunu konuşmanın tam zamanı.
Elbette Türkiye yabancı bir ordunun saldırısına uğrasa “bırak ya, sen mi kurtaracaksın memleketi” demenin alemi yok, kadın-erkek, genç-yaşlı demeden herkes vatanı savunmalıdır. Ama mesele bu değil. Mesele yeteneğine, zekâsına, fiziksel ve psikolojik direncine bakmadan belli bir yaşa gelen bütün erkeklerin askere alınması. Böylesine adeta sokaktan toplanmışbir grup insana en önemli şeyi emanet ediyoruz: Vatanımızın güvenliğini, hayatımızı, sevdiklerimizin hayatını…
Zorunlu askerlik hizmeti aslında askerlik mesleğine yapılmış bir hakarettir. Neden? Mühendis olmak için 4 sene okumak gerekiyor. Herkes polis, manken ya da basketbolcu olamaz Bir seçme var başta. Herkes bu meslekleri yapamıyor. Seçildiniz, yetmiyor, yıllar süren eğitimi var. Ama asker? Sanki çok önemsiz ve kolay bir meslek. Herkes asker olabiliyor. Uzun-kısa, akıllı-aptal, çevik-hantal, istekli-isteksiz fark etmez.
Herkes asker olamaz!
Kimi insanlar acil durumlara çabuk ayak uydururlar. Korkmazlar, paniğe kapılmazlar. Çabuk ve doğru karar verirler. Tartışacak vakit olmayan bir durumda da her şeyi bilmeden, anlamadan emirlere uyarak ekipteki disiplini korurlar. Bir ambülans içindeki hemşireler, yangına giden itfaiyeciler ve savaş alanındaki askerler böyle davranmalıdır.
Başka bazı meslekler vardır, uzun uzun düşünmeyi tartışmayı, plan ve hesap yapmayı gerektirir. Bu ikinci grup mesleğe uygun olan insanları ne kadar eğitirseniz eğitin iyi bir asker yapamazsınız.
Bizim ülkemizi ise zorla asker yapılmış insanlar savunuyor. Hem de 40 günde eğitilmiş, tek mermi atmadan asker(!) olmuşlar. Gerçekte diş doktoru, öğretmen, tesisatçı çaycı veya simitçi olan insanlara bir üniforma giydiriyorsunuz ve hop 600.000 asker! “Dünyanın en büyük ordusu” diye övünüyoruz ama dinozorlar da çok büyüktü, unutmayalım, artık soyları tükendi. Çünkü uyum sağlama kabiliyeti büyüklükten, kaba kuvvetten üstündür.
İstemeden asker olunmaz!
Anneniz ameliyat masasında, doktor yanınıza yaklaşıyor, maskesinin arkasından boğuk bir sesle “beyefendi beni zorla doktor yaptılar, aslında bu işten nefret ediyorum, okulda okumadım doğru dürüst, zaten beni kan tutar” diyor. Kâbusu düşünebiliyor musunuz?
Türkiye yabancı bir ordunun saldırısına uğramış olsa nasıl bir ordu tarafından savunulmak istersiniz? Eviniz, işyeriniz, hayatınız ve ülkenizin bağımsızlığı söz konusu. Anneniz için tecrübeli ve mesleğini seven bir doktor isteyen siz ülkeniz için tecrübeli ve askerliği seven bir ordu istemiyor musunuz?
Gençliğimde balıkçılık yapmıştım. Şimdi bir insanın sandalda ayakta duruşundan anlarım denizci olup olmadığını. Sizin mesleğinizde böyle değil midir? “Adamın eline yakışmadı bu iş” derler. Doğrudur. Bir kaportacının çekici nasıl tuttuğunu gördünüz mü? Arabanın sağlam tarafını okşayarak zihnine kaydeder, sonra gider vuruk tarafını tamir eder.
Bende balıkçılık bitti. 10 seneyi aşkın bir süredir bilgisayar mühendisiyim. Danışmanlık yapıyorum. Kimi zaman muhataplarımız dergilerden kaptıkları bir kaç teknik kelimeyi peşpeşe dizip olduklarından daha bilgili görünmeye çalışır.Meslekten olmayan biri böyle ukalalık yaptığında bir kaç dakika sürmez anlaşılması.
Şimdi bir düşünün, 40 günlük eğitimle dağlara yolladığımız gencecik çocuklar acaba 10 senedir Hakkâri’de, Şırnak’ta pusu kuran, roket atan, mayın döşeyen bir eşkıyanın gözünde nasıl görünüyor?
Kurbanlık koyun gibi sıranın size ve evlatlarınıza gelmesini beklemeyin artık. Zorunlu askerliğin kaldırılması ve yerine adam gibi %100 profesyonel bir ordunun kurulması vakti geldi artık. Başta Türkiye’nin güvenliği için atılması gereken bir adım bu. “Ben ne yapabilirim ki?” demeyin. Mail ile dostlarınıza ulaştırın bu sayfayı. FaceBook’ta, sözlüklerde, sitenizde paylaşın. Tanıdığınız gazetecilere, milletvekillerine, derneklere… Bu konu açık açık tartışılmalı. Ülkemizin savunmasını ve evlatlarımızın hayatını garantiye almak bizim hem hakkımız hem de ödevimiz.

Derin Düşünce.org



Çeşitli fikirlerin tartışıldığı bir platform. şu günlerde zorunlu askerlikle ilgili tartışmalar kamuoyunun dikkatini çekmiş durumda. Yaklaşık 4 yıldır faaliyette olan site, okuyucularından gelen yorumlarla da takipçilerinin siteye bağlılıklarını ve ismine layık olduğunu gösteriyor

siteye erişmek için tıklayınız: