Bir ezberi bozmak
Biliyorum, birileri “Şimdi yazma bu yazıyı, adamlar zaten ötekini bile vermiyorlar, kaldı ki bu alanda verilenden yana olanlar bile daha ilerisine itiraz ederler” diyecek.
Ama yazmak lazım.
En azından bu “özgürlük işi”nin, birilerinin vermesine bağlı olmadığını, temel bir insanlık hakkı olduğunu ifade etmek için yazmak lazım.
“Özgürlük işi” deyince Türkiye’de akla ilk gelecek şeyin “Başörtüsü” olması bile ne kadar anlamlı.
Evet, “Başörtüsüne özgürlük” konusunda bir ezberi bozmak lazım, buna bütün kalbimle inanıyorum.
Ezber şu:
-Üniversite çağına gelmiş olan bir genç kız artık kendi tercihlerini yapacak durumdadır. Onun için ona giyim kuşam konusunda bir yasak uygulamak olmaz. Özgür iradesiyle başörtüsü takmak istiyorsa takabilmelidir. Ayrıca üniversite öğrencisi bir “hizmet alan” durumundadır, Devlet “hizmet alan”ın kılık kıyafetini tanzim edememelidir. Çünkü bu alandaki bir kısıtlama, mantıki olarak, toplumun her kesimine yasak uygulamayı getirir.
Ezber bu, ama, bunun ekleri var.
-Üniversiteye gelmemiş öğrenciler başörtüsü takamaz. Çünkü onlar üzerinde ebeveynlerin baskısı vardır.
-Kamu görevlileri başörtüsü takamaz. Çünkü bu, “hizmet veren” olarak ideolojik bir simgeyi devlet tavrı olarak benimsemek anlamına gelir. Bundan başı örtüsüz olanlar rahatsız olur.
Gelelim bu “ezber”in düşünce planındaki dayanaklarına:
Sümbül Ebrusu
28 Aralık 2010 Salı
Kaçmak isterken vuruldu ismet özel
ismet özel in fikirlerini kendime yakın hissetmem ama şiirlerindeki ironi ve ahkam katıksız derecede hoşuma gitmektedir..
Kaçmak isterken vuruldu
gök gürledi
canı sarsılmadı şimşek çakışından
ve yağışlar dilinden döküleni epritemedi
sert esen poyrazın dayattığı siliklik
ağustos sıcağı gerekçesiyle pelteleşme
dilsizlik sağırlık çolaklık körlük
mızrak değdiremediler güzelim gövdesine
değiştirilsin aniden coğrafya dersinde konu
kaçmak isterken vuruldu.
burukluk enginine düşsek kalfadır aradığımız
yücelik katlarına çıksak gözleri yakan yazıt
kıt
vurulduğunu bilmesek
daha da kıt kalırdı hakkında malumatımız
oydu dalgınlık arastamızdan belli belirsiz
belli belirsiz belki utangaç geçiveren karaltı
göz göze geldiğimizde bize düşen yutkunuş
paydoslar çalkantısından yara almamış çehre
türkçe konuşmasıyla hayranlık uyandıran
duruşu çocuklara örnek olur diye korktuğumuz
kanamayı durdurmak için gerek duyduklarımızın ilki
neye acıktığımızı tek fark eden oydu
kaçmak isterken vuruldu.
tarihten kopmuş yaprakları sığaya çeken hançer
denk getirilmiş bütün şeylerin kırbası
kırbacı kötülükten zevk çıkaranların
neyi ihmal ettiysek utanmamıza sebep
bize bundan böyle onu hep
yakınımızda peyda olan hışırtı
yakınlık yakınmalarımızda kopan tel
bize bundan böyle hep onu hatırlatacak
çalılar aşk acısı çingeneler
ondan aldıkları komutla
tecavüz tadı yaydılar ortalığa
vitrinlere mitralyöz
kaldıysa inek fışkısı neonlu lambalara
işini tek koluyla görürdü
tek koluyla eziyet ederdi sakız çiğneyen erkeklere
çiğ renkleri tek koluyla canından bıktırtırdı
boştaydı, bizi kollamak üzere boştaydı öbür kolu
kaçmak isterken vuruldu.
Kaçmak isterken vuruldu
gök gürledi
canı sarsılmadı şimşek çakışından
ve yağışlar dilinden döküleni epritemedi
sert esen poyrazın dayattığı siliklik
ağustos sıcağı gerekçesiyle pelteleşme
dilsizlik sağırlık çolaklık körlük
mızrak değdiremediler güzelim gövdesine
değiştirilsin aniden coğrafya dersinde konu
kaçmak isterken vuruldu.
burukluk enginine düşsek kalfadır aradığımız
yücelik katlarına çıksak gözleri yakan yazıt
kıt
vurulduğunu bilmesek
daha da kıt kalırdı hakkında malumatımız
oydu dalgınlık arastamızdan belli belirsiz
belli belirsiz belki utangaç geçiveren karaltı
göz göze geldiğimizde bize düşen yutkunuş
paydoslar çalkantısından yara almamış çehre
türkçe konuşmasıyla hayranlık uyandıran
duruşu çocuklara örnek olur diye korktuğumuz
kanamayı durdurmak için gerek duyduklarımızın ilki
neye acıktığımızı tek fark eden oydu
kaçmak isterken vuruldu.
tarihten kopmuş yaprakları sığaya çeken hançer
denk getirilmiş bütün şeylerin kırbası
kırbacı kötülükten zevk çıkaranların
neyi ihmal ettiysek utanmamıza sebep
bize bundan böyle onu hep
yakınımızda peyda olan hışırtı
yakınlık yakınmalarımızda kopan tel
bize bundan böyle hep onu hatırlatacak
çalılar aşk acısı çingeneler
ondan aldıkları komutla
tecavüz tadı yaydılar ortalığa
vitrinlere mitralyöz
kaldıysa inek fışkısı neonlu lambalara
işini tek koluyla görürdü
tek koluyla eziyet ederdi sakız çiğneyen erkeklere
çiğ renkleri tek koluyla canından bıktırtırdı
boştaydı, bizi kollamak üzere boştaydı öbür kolu
kaçmak isterken vuruldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)