Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

9 Haziran 2014 Pazartesi

Om Shanti Om film değerlendirme yazısı


Om Shanti Om filmi değerlendirme yazısı

Klasik bir hint filmi tadında değil aslında
Sharukh Khan'ın bollywood'da yıllardır rol alan on binlerce ufak rol oyuncularından birisinin hayallerine dem vurduğu bir hikaye aslında.
biraz müzikal tadında ve hintlerin reankarnasyon inancı şeklinde şekillenmiş
ve bizde ki türk filmlerinde de geçerli olan yeşil çam tadı denilen
klasik öykü
zengin fakir aşk ve intikam üçgenine kurulmuş.

 küçük rol oyuncusu olan Sharukh khan'ın sıradan oyuncu rolünde dünya da ömrü film setlerinde aşık olduğu artist kız Priya  ile bir sebeple tanışması ve içinde bir umut kıvılcımının doğması ile sürüklenen film
 gerçekler acıdır metaforu ile bizi bile şaşırtacak karmaşık bir senaryo döngüsünde devam ediyor
ve asıl kızımızın öldürülmesine kadar tanıklık ediyoruz.
bu ölüme seyirci olan sharukh un ise buna karşı koyma çabasını bu dünya da rolünün sona ermesi ile bitiriliyor.
oha len en oldu şimdi derken
hint inanç dünyasındak ki ruh tenasülü ortaya çıkarak bizim oğlanı zengin artist oğlununda yeniden hayat bulduruyor
ve sonrasında gelen hayat ve bir gün kafaya düşen saksı neticesinde geçmişin hatra gelmesi ve bir intikam heyacanı ile bezelenmiş bir senaryo.

filmi aslında sadece Dastaan adlı parça için izlemiştim, (filmi izleyince fark ettim ki şarkı bütün filmi özetliyor aslında sadece son sahnesi hariç)

oyunculuk biraz sanatsal kalmış ve çok fazla sinematik o yüzden beni biraz sıktı..
şarkılar ortalamanın üzerindeydi ve kliplerin çoğu idare ederdi sanırım bir iki şarkı hariç lahmül ebyaz dediğimiz kadın etine fazla başvurmamışlar. (o şarkılarda yalnız bayağı aşmışlardı hele o oryantal müzik eşliğinde ki şarkı bayağı uçuktu, fantezi sınırlarını bile zorlamış)

Bertolt Brecht Cehennemdeki Günahkarlar şiiri


Cehennemdeki Günahkarlar

Cehennemdeki günahkarlar
Sandığınızdan daha çok yanarlar
Onlardan biri için ağlarsanız eğer
Gözyaşlarınız usulca başına damlar

Kavrulup iyice kararlar
Kimseden bir damla bile alamazlar
Bu yüzden izin günlerinde
Çıkarlar gözyaşı dilenmeye

Görünmez durular üçü beşi
Vücutları geçirir güneşi
Vücutları geçirir rüzgarı
İmkansızdır göze çarpmaları

İşte bizim Müllerreisert geliyor
Ölmüştü Amerika'da
Gelini hneüz bunu bilmiyor
Bu yüzden su gelmiyor ona da

İşte şu da Kaspar Neher
Hep gün doğarken gelir
Bir Tanrı bilir neden
Ona da gözyaşı dökülmemiştir

Walter Benjamin Brecht'i Anlamak kitap eleştirisi takdim ve özet


Brecht'i Anlamak

II. Dünya savaşı esnasında Hitler Almanyasından kaçarken yolda ölen, Yahudi, sosyalist ve bir arlar siyonizme bulaşmış Walter Benjamin tarafından, Bertolt Brecht hakkında bir tanımlama kitabı diyebiliriz.

Bu ikili çok uzun yıllar çok iyi arkadaştırlar. Benjamin'de tıpkı Brecht gibi sosyalizm için çabalamıştır ama Brecht'ten farkı zaman zaman kraldan çok kralcı olması ve siyonizmle çok yakın ilişkisi onun kendisiyle çelişmesine neden olmuştur.

Kitap'ta Brecht'in vermiş olduğu eserler ile ilgili açıklayıcı deneme yazıları mevcuttur. Özellikle Brecht'in tiyatro ve epik tiyatro üzerine kaleme aldığı eserler bir bütün içerisinde ve sosyalizm nazarında değinilmiştir.

Bence Walter Benjamin'in, Brecht'ten en büyük eksiği olaylara kendini çok fazla kaptırıyor olması ve anladığım kadarıyla hemen oluşçu bir tavırla hareket etmesi, bu olmadığında vazgeçip umutsuz olmasıdır. Nitekim intihar ettiği Fransa-İspanya sınırında da yaşadığı bunalımı ben okuduğum kadarıyla böyle yorumluyorum.

Bertolt Brecht'i  DW'de ki almanca dersleri esnasında tanımıştım, özellikle Sustalı Mc hikayesi diye kafamda yer edinen 3 kuruşluk opera (dreigroschenoper) merakımı celbetmişti

Kütüphane rafları içerisinde dolanırken W. Benjamin'in bu eserine rastlayınca bayağı meraklandım doğrusu. Eserin dili biraz sorunlu geldi özellikle ilk 3 yazı olan Brecht'in epik tiyatro üzerine yorumlamaları neredeyse anlayamadım ama 3-5 kırıntı kalmıştır diye düşünüyorum.

Daha sonra Brecht hakkında genel değerlendirmeler yapan W. Benjamin benim Brecht'i ikinci gözden daha rahat tanımamı sağlayacak bir kolaylaştırıcı rolünü görmüştür.