Yurdumuzun önünde bir kedimiz var miskin mi miskin, sevimli mi sevimli, sıradan mı sıradan bir kedi...
Ama biz on çok seviyoruz...
hayattaki tek derdi yatmak haline gelmiş bir canlıya örnek olarak gösterebileceğimiz bir
mahluk; ki ne mahluk...
kendisiyle
neredeyse her gün konuştuğumuz ve hatta bazen dertleştiğimiz ve bizi çok iyi dinleyen bir canlı...
İnsan yurtta kalınca bazı şeyler gerçekten çok güzel oluyor... Tabi 153 kişilik yurdumuzun bir güzelliği de her gün kapımızda tüneyen bir kediye sahip olmamız.
Yurdumuzun kapısına kapılanalı beri sanırım 2 ay ancak oluyor ya da biraz geçti... Resmen birbirimizi kanıksadığımız bir canlı haline geldi...
onu görmeden bir günü bitirmeyi ya da güne başladığımı uzun zamandır hatırlamıyorum...
çünkü her gün kapımızın önündeki tütün koltuğunda tünemekle meşgul...
diyebilirsiniz tünemek kuşlara ve tavuklara mahsus değil midir?
bizde öyle biliyorduk ama buna istisnalarda çıkabiliyormuş...
bu arada aklınıza mutlaka takılmıştır; tütün koltuğu ne demek diye?
sizi daha fazla meraklandırmadan açıklayayım, aşağıda ki resimlerde göreceğiniz sırt tarafı kırılmış koltuk ama sıradan bir koltuk değildir... bu koltuk bizim yurdumuzun en çok kullanılan amme mallarının başında gelmektedir...
Her gün ve özellikle akşam ve geceleyin rahat rahat ciğerlerini zehirleyerek havalandırmak isteyen arkadaşlarımız, yurtta bizim gibi mübarek tütünden uzak duran arkadaşlarına saygılarından dolayı!!!(:D) mecburen sigaralarını dışarıda tellendirmektedirler.
Bu tellendirmeler aslında ne hikayelere gebedir bir bilseniz; 5dk tellendirmeye çıkılıpta bir anda 8-10 bazen 15 kişiye kadar çıkılan ve bazen saatlerce sürebilen sohbetlerin tadı bir başka oluyor; hayatında ağzına tek dal dahi almamış birisi olarak şayet sigara olmasaydı bu muhabbetlerin olabilmesi acaba ne ile mümkün olur du diye düşünüyor değilimmm....
bir gün hiç unutmuyorum; bizim tütün üreticilerine en büyük desteği sağlamada en önde giden ilahiyatçılardan bir arkadaş efkarlı efkarlı oturuyordu; gay hele deyip yanına bizde otumuştuk; tabii bizii de al dı bir efkar o kadar dumanı yiyince, açtık telefondan bir ali kınık dinliyoruz,(desende bir demesende bir de olabilir yada yaktı beni olabilir şu anda tam emin değilim),, usta da helal olsun sazı iyi çalıyor bir anda etrafımıza yurtta ne kadar efkarlanmaya bahane arayan millet varsa damlamaya başlamasınlar mı...