Yazar Mustafa Ulusoy'un İsrail'in Gazzede yaptıkları karşısında vicdanından dökülen haykırışı...
Sen, o ince çizgide duran bir şehirsin Gazze.
Herkesin kolay kolay başaramadığı, ya bir tarafa ya diğer tarafa kaydığı bir noktada, milim eğilmeden dimdik duruyorsun.
Sen, derin acılara gark olurken, hüzün bağrını delik deşik ederken, isyana düşmeyen mümtaz bir şehirsin.
Bilirsin ki Gazze, insanı zehirleyen acılar değildir.
Yine bilirsin ki güzel kent.
Bağrında sızısı eksik olmayan yaralı kent.
Bilirsin ki, İsrail'in bombaları da seni zehirleyemez.
İsrail'in bombaları senin evlatlarını sadece öldürebilir adı gibi kendi de güzel kent.
İnsanı zehirleyen, ne zehirli gazlardır, ne mermiler, ne namluların ucundan çıkan o koyu is ve sis.
İnsanın ruhunu zehirleyen isyandır.
Tevekkülsüzlüktür.
Kaderi senin kaderini andıran Adam var ya Gazze, hani şu Zamanın Bedii.
Hani der ya o: ''İman, Şems-i Ezelî’den vicdan-ı beşere ihsan edilen bir nur ve şua’dır ki…..İnsanın kalbinde öyle bir kuvve-i maneviyye husûle gelir ki, insan, o kuvvetle her musibete, her hâdiseye karşı mukavemet edebilir.''
Sanki senin de bir kalbin var da imanla dolu Gazze.
İşte bu yüzdendir ki sen isyansız bir şehirsin ve tertemizsin.
Evlatların zalimlerin kurşunlarıyla bir bir ölürken, senin gözlerinden akan yaşta Kevser kokusu var.
Mahallelerini döven, evlerini yıkan, taş üstünde taş bırakmayan sahra topları, senin imanına, inancına, tevekkül ve teslimiyetine zerre kadar zarar veremiyor.
Senin hüznün başkalarının hüznüne benzemiyor işte bu yüzden Gazze.
Sen isyansız, tertemiz bir hüzünden müteşekkil nadide bir şehirsin.
Bilirsin ki, dünya fanidir Gazze.
Bilirsin ki, dünyanın acılı şehri olarak sen de fanisin.
Zalimler de fani.
Kainatta fani.
Gazze, senin ve evlatlarının acıları da geçici ve fani.
Şu ayeti de biliyor olmalısın: ''Kullu şey’in hâlikun illâ vechehu.''
Her şey helak olur, gider, kaybolur Gazze.
O'na bakan veçhi dışında.
Senin de güzel şehir, O'na bakan bir yüzün var.
Sen de tecelli eden Sonsuz İsimler var.
İşte, onlar baki kalacak Rabbin güzel kenti.
Her şey ölüyor, her şey gün gelecek ölecek.
Her nefis ölümü tadacak.
Senin evlatların ölmüyor Gazze.
Senin evlatların şehadet mertebesine yükseliyor.
Senin evlatlarının ölümü başka ölümlere de benzemiyor.
Senin evlatlarının ölümü başka ölümlere de benzemiyor.
Herhangi bir savaşta ölür gibi ölmüyorlar.
Alçakça bir savaşla ölüyorlar.
Senin ölen evlatlarının çoğu asker bile değil Gazze.
Çocuklar, yaşlılar ve kadınlar.
Masum evlatların ahiret alemlerine zalimlerin kurşunlarıyla gidiyor.
Zalimler, senin evlatlarını ebedi ahiret alemlerine taşıyorlar sırtlarında.
Zerre kadar haberleri yok bu aptalların bundan Gazze.
Baksana, Allah'ın işine akıl sır ermiyor.
Baksana, Allah'ın işine akıl sır ermiyor.
Senin masum evlatlarına inkar ehli zalimleri hizmetkar yapıyor.