Bir Kucak Dolusu Tablolu Güzeller ve Çerçevelenmiş Çift Katlı Ebrular 25
Yaklaşık 1,5 yıldır (çapıma göre işe yarar) ebrularımı çerçeveletip hediye etmiyordum. Bu devre tatilinde bir kaç hediye vermem artık zaruri hale gelince, kendi yetkinliğim içerisinde güzel olan bir kaç ebrumu tablo yaptırtıp bu hediye zahmetinden bir an önce kurtulmak hemde evimizin boş kalan duvarlarını da biraz daha güzelleştirmek için harekete geçmenin zamanı geldiğine karar veriyor ve icraata geçiyorduk...
Salonumuzu süsleyen Seher Hocamın sümbüllerinin yanına denk olmasada bir kaç arkadaş gerekiyordu.
Bu seferki hikayemizin geçmişi 2009 güzünden kalma çerçevelerimiz sayesinde oluşuyordu.
Taa Ebruya ilk başladığım acemilik zamanlarından kalma ama o zamanlar bana güzel gelen ebrularımı sergilediğim çerçevelerdendi.
Çift katlı ebrulardan oluşan tablolar
Yaklaşık 3 yıldır beğenmeyip bir kenara atmışken, aklıma gelen çılgın fikir neticesinde bambaşka bir hüviyete dönüşüyordu. Hazır cam var, çerçevede var, idare edecek şekilde, birde bunlara çift katlı güzelleri sığdırsak nasıl olur düşüncesi kafamda parladıktan sadece bir kaç saat sonra elime, çekiç, çivi, pense, kerpeten gibi takım çantasını kapıp işe koyuluyor ve çift katlı ebrular tabloların içine bir anda yerleştiriveriyordum.
Derken bu iş böyle gitmez, bir kaç tanede normal ebru yapalım derken 6 tane çift katlı, 1 tane karanfil, 8 tanede battal ve türevlerinden oluşan toplam 15 adet ebrumu çerçevenin içine alıveriyor; ve seyreyleyin güzelleri..
Artık Hocalarım gördüğü zaman beni linç mi ederler, asarlar mı keserler mi, dikip biçerler mi hiç bilmiyom, bütün riskleri almış bulunuyordum:)
Gerçi talebesinin talebesinin yaptıklarından haberi olsa alparslan hocanın hocamıza neler diyebileceğini tahmin bile edemesem de, hocanın son zamanlarda yaptığı kaplan gözü çalışmalarından -haddim olmayarak- azıcık cesaret alarak bende biraz görselliğe hitap etmesi için bu çift katlı ebrularımı ortaya sunuyordum.
Umarım en az zayiatla atlatabilirim.
Bunlar normal ebrularımın ön numuneleri; devamı hemen aşağıda
Bu kadar yazı yazmışız, müziksiz gidermi hiç; farsçanın muhteşem büyüsü ile sami yusuf'un sei buluşunca ortaya bu güzellik çıkıyor "Jaaneh Jaanaan"