Gezinin Amacı:
Osmanlı İstanbul’unun
önde gelen mesire yerlerinden biri olan Küçüksu Çayırı’nı ve çayırın öne çıkan
yapılarından birisi olan Mihrişah Valide Sultan Çeşmesi’ni, yanındaki küçük
namazgâhı, daha sonraki dönemde inşa edilen Küçüksu Kasrı’nı ve yakın zamanda
ihya edilen Mihrişah Valide Sultan Camii’ni ziyaret etmek.
Neden Küçüksu?
Küçüksu Çayırı nefs-i
İstanbul’a yakın sayılabilecek mesire alanlarından birisi olması ve latif
tabiatı hasebiyle rağbet gören eğlence yerlerden birisi olmuştur. Küçüksu
deresi ile Göksu deresi çevresinde oluşmuş doğal ve hoş bir gezinti yeridir.
Arkasında uzanan tepeler ve önündeki boğaz ile pek havadar bir noktadadır.
Ayrıca Rumeli Hisarı’nın karşısındadır ve birçok kıymetli sahilsaraya nâzırdır.
Bu özellikleri ile Küçüksu, Boğaziçi’nin en önemli noktalarından bir tanesidir.
Yanındaki ufak namazgâhı ile çayırda boy
gösteren Mihrişah Valide Sultan Çeşmesi de müstesna bir su eseridir. Bu
çeşmenin önemi, burayı resmeden gravürlerin hemen hepsinde ön plana çıkarılmış
olmasından da bellidir. Bu çeşme, III Selim’in Suzidilara peşrevinin adeta
tahaccür ile tecessüm etmiş halidir.
Küçüksu Kasrı ise
çeşmenin hemen yanı başına kondurulmuştur. Küçüksu deresinin denize döküldüğü
yerde inşa edilen bu kâgir yapı daha sonraki dönemlerde çayırın kendisinden
daha fazla bilinir olmuştur. Ayrıca kasrın deniz tarafındaki müstesna
süslemeler, içerideki duvar ve tavan süslemeleri, ahşap zem in desenleri, şömineler,
orijinal mobilyalar ve özellikle II. Abdülhamid’in elinden çıkma ahşap oyma
masa ve Sultan Abdulaziz’in bilek güreşi masası mutlaka görülmesi gereken
eserlerdendir.