Heinrich Böll - Ve O Hiç Bir Şey Demedi
4-5 gündür her sabah iskandinav bölgesinden yazarların eserlerini okuyorum ve üzerimde XIX.yüzyılın naif bir tabiatçılığı sinmiş bulunmaktaydı.
Birden XX.yüzyıl alman edebiyatına ve sert bir realizme dönünce zihnim bayağı ters tepti.
Heinrich Böll ile ilk defa karşılaşıyorum. "ve o hiç bir şey demedi" gibi çok sıradan bir cümle gibi duran ama insanı bayağı düşündürten bir başlıkla giriş yapınca bayağı duraksadım.
Kitap ikinci dünya savaşının hemen akabinde Alaman toplumuna göz attırıyor.
Savaş sonrası yenik bir devletin insanlarının yaşamış olduğu ruh hali ve içtimai hayat olduğu gibi verilmiş.
Frea ve Kaete üzerinden savaşın ve yenilginin en bariz hissedildiği yoksul kesimin yaşantısı aktarılmış. Yoksulluğun yanı sıra ruhi bunalım ve inancın dünya üzerinde en zayıf olduğu tarihlerde ki kopuşlarda eserin temellerinden biri.
sanırım yazarın dünyevi görüşü biraz inançsızlığa kaydığından olsa gerek.
Hayat acımasız, kilise içi boş ama gürültülü laflarla hayatın tam ortasında görünüyor gibi yapıyor,
gençliğini çoktan yitirmiş bir kadın ve bakmakta olduğu 3 çocuğu,
perde gerisinde sorumsuz görünen bir koca tipi olarak Fred
ama onunda içerisinde fırtınaların koptuğu dumanlı bir hayat