Doç Dr Bekir Biçer Hocamızın Alicenaplığı ve Talebeye Kitap Hediye Etme Geleneği 2
Kitap okuyan talebenin karşısına bereketin nereden çıkacağı belli olmadığı gibi, Kitap aşıklarının da sevgilileriyle nerede karşılaşacağı da biraz da büyük bir sırrın içine gizlenmiş gibi.
Bundan yaklaşık 2 ay önce de buna benzer bir başlık ile çıkmıştık. Tekirdağlı Mütekaid Muallim Hüseyin Çakan Hocayla tanışmamız ve Talebeye Kitap Hediye Etme Geleneği diyerek dergah yayınlarında bize Nurettin topçu hocanın kitaplarını hediye eden Muallim Hüseyin Hocamızdan bahsetmiştik.
Ol vakitte 29mayıslı dört arkadaşa hocamızın yapmış olduğu alicenaplığı hala hatırladığımda hissederken, bir büyük cömertlikle daha memleketim Konyada karşılaşacağım demek ki nasibimizde yazılı imiş.
Yaklaşık 4-5 ay önce 29 mayıs Felsefenin göz ağrılarından Khayyam, Doç. Dr. Bekir Hocamızın bir kaç videosunu izlemesine, arkasından hocamızın kitaplarından birini kendisine vererek aradaki bağın daha da kuvvetlenmesine vesile olmuştuk. İlerleyen süreçte mesafelere aldırmadan kurulan bu bağlar sayesinde hoca ve öğrencinin arasından bizde çekilmiş olay doğal seyrinde akmıştı.
Khayyam ile mayısın ikinci haftasında Konya gelişimizde, Bekir Hocamızı da ziyaret edelim istemiş ve hocamızda müspet bir cevap verince Konyada kitap denince akla gelen mekanlardan Çizgi kitabevinde buluşuyorduk.
Ufak bir nükte ve arkasından gelen gündeme ve aktüele dair değerlendirmelerle yaklaşık 1 saatin üzerinde çok hoş ve istifadeli bir sohbetin içinde buluyorduk kendimizi.
Neler konuşmuyorduk ki, eğitim, üniversiteler,
akademik hayat, ermeni meselesi, kürtler, türkler, araplar, ortadoğu, diktatörler, azerbaycan, istanbul, konya ve yaşam, konyamızın yemek kültürü ve goca gonyalılar, ve geleceğe dair planlarımız ile dolu dolu ve müstefit olduğumuz bir vakti daha doldurmuş oluyorduk.
Sohbetin sonlarına doğru Bekir hocamızın misafirimizi aç bırakmama uyarısı ile bu sarıp gitmiş sohbete veda edip gitmeye hazırlanıyorken, günün bombası geliveriyordu.
Bekir hocamız, misafirimize;
- bizim felsefe grubumuzu gördün mü bir bak bakalım işinize yarayacak kitaplar olabilir diyor,
ardından bana:
Bizler hocamızın burada olması hasebiyle, sanırsam %50-60 gibi büyük bir indirim şansını nail olacağımızı düşünüyor ve talih kuşu kondu başımıza diye birbirimize bakışlarımızla
yaşasın çığlıklarını gönderiyorduk.
Hayatta nasibin nereden çıkacağını insan bilemiyor.
Nasipli insanlarmışız hasılı kelam
Khayyam rafları büyük bir itina ile geziyor ve tek tek etüt ediyordu.
İçimizde tatlı bir merak ve biraz da şaşkınlıkla
birbirimize kitapları bir alıp bir gösteriyorduk.
Her kitabın önce kapağı, ardından içeriği(Inhalt) dikkatlice gözden geçiriveriyorduk.
O en baştaki önünde khayyam'ın mutlu ve bir o kadar da pişkin pişkin sırıttığı tüm rafları neredeyse tek tek yerinden ediyorduk.
Kitaplarla iç içe olmanın doruk noktasına bir kez daha çıkıldığı anlardan birisiydi.
Elimizden bir anda onlarca kitap büyük bir titizlikle geçiyor ve hepsinin arkasından insanoğluna bahşedilen hiç tükenmeyen merak hissinden bir parçacık da peşinden gidiyor ama hiç eksilmiyordu:)
Bir sonraki kitabın arkasından da o merak aynı hızla ve yoğunlukla hatta bazen artarakda olsa akıveriyordu.
Fani İnsanız sonuçta sonsuz herşeyin peşinde özlemlerimiz hiç bitmiyor...
Takriben 10 dakikayı aşan sürede Khayyam felsefe külliyatından 4-5 kitabı elinde tutmuş,
- tamam ben bunları seçtim; diye duruyordu.
o arada bende 2 kitabı seçmiş
bana da bunlar uyar şekilde
hazır olduğumuzu lisani hal ile hissettirip
Bekir hocamıza yöneliyorduk.
Bekir hocamız elimizdeki kitapları görünce
- Bu kadar mı, gidin biraz daha seçin, deyip bizi geri gönderiyor
bakın bir daha böyle bir fırsat bulamazsınız.
Khayyam eline geçen bu açık çekle bir kez daha geri dönüyor, bende ona eşlik etmekten geri kalmıyordum.
Raflar bir kez daha bizimle cedelleşmekle yüzleşiyordu.
Khayyam bu sefer ilk seferde eleme yaptığı kitaplara yöneldiği gibi benim gösterdiğim raflara bu sefer bakmamazlık yapmıyordu.
Hasılı kelam bu sefer ikimizde ceplerimizdeki son nakit'e kadar kıyıp bu indirim lütfunu kaçırmamanın hesabını içimizden en ince ayrıntısına kadar yaparken arada her ikimizde sesli sesli düşünüyor olsa gereğiz ki,
her ikimizde bu sesli düşüncelerimizi duyup birbirimize gülüyorduk.
En sonunda artık taşıyabileceğimiz ve de cebimizdeki nakit miktarının son sınırlarına kadar geliyor ve tamam burada duralım diyorduk.
Khayyam 10 kitap bendeniz ise 6 kitapla hocamızın karşısına geçiyorduk.
Bekir hocamız bir kez daha soruyor.
Emin misiniz, daha fazla alacağınız varsa alın bak diyordu,
biz ise hocam yeterli diyor
ve hep beraber kasaya doğru yöneliyorduk.
Hocamız, kasaya süper indirim olsun diyor,
görevli arkadaş;peki hocam diyor
tam hesaplamayı bitirirken hocamız
günün bombasını patlatıyordu.
Kitaplar benim hesabıma eklensin.. ... ..
Biz şaşkın ve ve büyük bir taaccüp içinde kala kalıyorduk.
Dil çaresiz kalıyor, sessizliğe gömülürken,
İnsanın asla yalan söyleyemeyen iki organından biri olan gözler
ise konuşmadan da her şeyi anlatabiliyordu.
Bekir hocamız bakışlarımızdan mevzuyu anlıyor,
ve bizleri tuttuğu gibi geri çeviriyordu,
-Hadi çocuklar çıkalım.
Çıkıncaya kadar bakışlarımız dışında hiç bir kelimeyi ağzımızdan çıkarmaya cesaret edemiyorduk.
Mahcubiyet, heyecan, şaşkınlık ve minnettarlığın iç içe geçtiği bu enteresan ve büyük alicenaplık karşısında aciz kalıyorduk.
Belli belirsiz bir teşekkür ifadesi ağzımızdan çıkıyor gibiydi sanki ama bu büyük cömertliğe karşılık ne ifade edebilirdi emin değiliz.
Tekrar Teşekkürler
Bekir Biçer ve Hüseyin Çakan Hocalarım
Bizlere gösterdiğiniz bu hem çok özel hem de çok cömert davranışlarınız ile
bizler öğrencileriniz olarak
Hocalık makamının ne olduğunu
ve
nasıl olması gerektiğini
büyük bir incelikle gösterdiğinizi
için
sizlere bir kez daha minnettarız.
Umuyoruz sizin gibi hocalarımız sayesinde bu ümmetin evlatları geçmişi hayırla yad ettikleri gibi, geleceğe de nice ahsen fiilleriyle örnek olabileceklerdir.
Bu aşağıda ki iki resim ise bizim bahtımıza düşen nasiplerimiz:)
Bekir Biçer Hocamızın Khayyam'a hediyeleri
Bekir Hocamın şahsıma hediye kitapları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder