Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

28 Ocak 2014 Salı

Borç verme zarafeti ve dost - Oğuzhan Dursun

Bu yazı münferitvakalar.com sitesinden alıntılanmıştır, yazının orjinaline ulaşmak için tıklayınız.

Borç alıp-vermek başlıbaşına incelenmesi gereken uzun bir mesele. Bu konuda dinlerin kuralları, insan kaynaklı yasalar ve illegal oluşumların raconları var. Yahudi tefecilerden Bakara 282’ye uzanan geniş bir spektrum söz konusu. Girmek istemiyorum, girersem toplayamam endişesi taşıyorum. Bu sebeple bunu spesifik bir konuda yoğunlaştırıp arkadaştan borç alma meselesine indirgiyorum.
Bir arkadaşınızın gerçekten samimi olup olmadığını ölçmek isteyenler, avami tabirle harbi adam olduğunu anlamak isteyenler onun borç istenip istenemeyecek kişi olup olmadığına bakmalı. Sözkonusu kişinin borç verecek güçte olup olmaması değil mesele. Sadece arkadaşlarınızı gözden geçirirken eğer olsaydı/varsa verir gibi şartlı cümlelerin olumlu yanıt doğuran faili olabiliyorsa o sizin sağlam arkadaşınızdır. Bunları tefekkür sürecinde, aslında hayatınızda ne kadar boş insanla tanış olduğunuzu da fark ediyorsunuz, o da başka bir muamma. Fakat bu aslında akılsız bilinçaltınızca malum olanın ilamı oluyor, somutlaşıyor sadece. Gözlemlediğim kadarıyla borç isteme eyleminde bulunmadan evvel aklınıza birkaç kişi geliyor. Zihne ilk çöreklenenler genellikle gerçekten maddi gücü buna elverenler oluyor. Bunu onlara açtığınızda verilen yanıtlar şu başlıklarda toplanıyor.
Ne kadar istiyorsun? Bu sorunun manalandırılması ve sonrasındaki hayali diyaloglar şu şekilde:
a)      Ne kadar istiyorsan canım feda. Bu adamlar çok az bulunur. Birincisi hem size güvenecek hem de maddi gücü elverecek. Dost dedikleriniz arasındadırlar ve cömerttirler.
b)     Senin istediğin miktarı çıkartamasam da gücüm yettiğince sana yardım ederim. İkinci gruptaki kişi, ilkinden neredeyse farksızdır.
c)      Bir miktar verebilirim şu an. Bu kişi verebilecek gücü olsa da vermeyebilen kişi olabilir. Sizi başından savmak gibi bir niyeti de olabilir. Arkadaşınız olabilir, ama dost olması zordur. Kendisinin umursamayacağı miktarın üstüne çıkmak yasaktır. Sınırları zorlamak demektir.
d)     Ne kadardı? (=Miktarı öğrenip kıvırma payı bırakıyorum.) Bu gruptakinin ne olduğu belli değildir. Önce miktarı öğrenir, sonra bunu verecek kadar bir birikimi olmadığını söyler. Sizin vereceğiniz miktar önemli değildir, o bir yolunu bulup durumu yokuşa sürebilir. Bu tip adamlarla yola çıkılmaz. Sizinle çıkarları için birliktedirler. Herhangi bir durumda kendilerini size çok kolaylıkla tercih edebilirler, hatta yaptıkları sadece o olabilir.
e)      Vereyim.Bu gruptaki insan, beklemediğiniz birisidir. Aslında belki de çok samimi değilsinizdir ama sizin zor durumda kaldığınızı anlayıp size el uzatır. Dost kara günde belli olur atasözü biraz da bu grup için söylenmiştir. Halbuki siz onu sıradan birisi olarak görmüşsünüzdür o güne değin.
Hacım ben de bu aralar kesatım ya. Bu net bir yanıttır. Borç alamayacaksınızdır. Fakat ses tonundan, yaptığı açıklama/açımlamalardan gerçekten durumu analiz etmeniz de mümkün. Bunun için de üç tespit söz konusu.
a) Gerçekten maddi gücüm buna yetmiyor. İstiyorum, ama yapamıyorum.Size uzun uzun durumunu  anlatır, fakat şöyle bir farkı vardır. Bu tip, istediğiniz borcu bulmak için elini taşın altına koyar, düşünür, nasıl bir çare bulabileceğiNİZİ mütalaa eder. Hiçbir şey yapamayacak olsa da on numara adamdır. Bu grubun adamı sağlamdır. Dostunuzdur, sizin iyiliğinizi düşünür. Eğer elinde avucunda bir şeyler olsa kesinlikle sizinle paylaşır.
b)     Nerden bana bulaştın.Bu, açık bir şekilde konuşmayı bir an önce sonlandırmak ve sizden kurtulmak istemenin tercümesidir. Hayatınızın sonuna kadar devam edecek ve gizli bir olumsuzlamayla artık birbirinize bakarsınız. Bu tip, ilk kategorinin son grubundaki gibi size pek de faydası olmayan pragmatist birisidir. Asla sizin için kendisini tehlikeye atmaz. Hoşça vakit geçirdiği bir filmin verdiği hazdan ötesi değilsinizdir.
Bunların dışında bir de düşündüğünüz, ama aramadıklarınız var. Onları da şöyle sıralayayım:
Falancaya arayıp istesem...
a)      Kesin verirdi.Birisi hakkında böyle düşünmüşseniz o da büyük ihtimalle sizin dostlarınız arasındadır. Cebinde beş kuruş olup olmaması önemli değildir, sizin zihninizde öyle yer etmiştir ki kesinlikle onu diğerlerinden ayırırsınız.
b)     Günahını vermez.Haklarında böyle düşündüğünüz kişiler de olacaktır. Aslında zaten içten içe bildiğiniz, ama belki de kendinize o güne kadar itiraf etmediğiniz bir boş adamla muhabbet durumu söz konusudur. Varlıkları yoklukları pek önemli değildir, hatta muhtemelen sizin için zaman israfından ötesi değillerdir.
Aslında bence herkes hayatının bir döneminde sırf denemek için etrafından borç istese kimin ne olduğunu üç aşağı beş yukarı daha iyi anlardı. Çok arabesk kaçıyor belki, ama maalesef paranın kalbin merkezine saltanat kurduğu günümüzde arabesk bazen en güzel tespitleri sunabiliyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder