Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

14 Aralık 2010 Salı

Başörtüsüyle Türkiye’ye dönmeye korkuyor

Başörtüsüyle Türkiye’ye dönmeye korkuyor

Halise Özdemir, Türkiye’de inancından dolayı baskı ve ayrımcılığa tabi tutulan on binlerce öğrenciden biri

Halise Özdemir başörtülü olduğu için baskı ve hakaretlere maruz kalan, başörtüsüyle okula girilmesine izin verilmeyen Türkiye’deki on binlerce öğrenciden biri. 13 yaşında kendi isteğiyle başörtüsü giymeye başlayan Özdemir, İzmir İmam Hatip Lisesi’nde okudu. Katsayı adaletsizliğinden dolayı üniversiteye girme endişesi taşıyan Özdemir, birçok öğrenci gibi düz liseye devam etti ve kabus dolu günler başladı. “Yeni lisemde başörtümün problem olabileceği hiç aklıma gelmemişti” diyen Özdemir, lisede başına gelenleri şöyle anlatıyor: “Okulda başörtüsü giymek yasaktı. Bu yüzden okula kadar başörtülü geliyor, okulun giriş kapısında eşarbımı çıkarıyordum. Bunu yapan birkaç öğrenciden biriydim. Okul yolunda başörtüsü takmam kısa süre sonra okul idaresi tarafından uyarılmama neden oldu. Bir sabah okul müdürünün kapıda beklediğini gördüm. Bana okula gelirken eşarp takmamamı söyledi. Başörtümün okulun üniformasına karşı bir saygısızlık olduğunu ve verilen eğitimle bağdaşmayan bir tarz olduğunu söyledi.”

OKUL MÜDÜRÜ MÜSTAHDEME ‘ÖRTÜLÜ GÖRÜRSEN ALMA’ DEMİŞ
Okulda başörtüsü giymediği halde baskıya maruz kalan Özdemir sadece okul müdüründen değil, diğer öğretmenlerinden de tepki görmüş: “Okul dışında beni eşarplı gören coğrafya ve beden eğitimi hocalarım da bana karşı tavır aldılar. Okul müdürünün, müstahdeme beni kapalı görmesi halinde okula almamasını tembihlediğini duydum. Yaşadıklarımdan derin bir üzüntü duyuyordum. Bir karar vermem gerekiyordu.

‘İnancın mı eğitimin mi? Birini seç’ diyorlardı sanki. Ailemle bu konuyu konuştum ve kararım ne olursa olsun destek olacaklarını söylediler. Ben de eğitimime devam ettim ve iyi bir eğitimle önyargıların yıkılmasında, başörtünün özgür bırakılmasında rol oynayabileceğimi düşündüm.”
BAŞÖRTÜLÜ ARKADAŞLARI OLDUĞU İÇİN UYARILMIŞ
Halise Özdemir 1997 yılında çok istediği ODTÜ Felsefe bölümünü kazandığı zaman, lisede yaşadığı baskıların burada devam edebileceğini hiç düşünmemişti. “Çünkü bir özgürlük ortamı olan üniversitelerde düşünce, inanç ve ifadelere müdahale edilmeyeceğini, bilim çevresinde kılık kıyafetlere, inanç ve ideolojik tercihlere karışılmayacağını düşünüyordum” diyen Özdemir, hem lisans hem de lisans üstü eğitimini yaptığı ODTÜ’de akıl almaz baskı ve hakaretler gördü. Özdemir, ODTÜ’de sınıf arkadaşları önünde İngilizce hocası tarafından uyarı almış: “İlk yılımda mescide gittiğim, uzun etek giydiğim ve kapalı kız arkadaşlarım olması gerekçesiyle İngilizce öğretmenim tarafından sınıftaki diğer arkadaşlarımın önünde uyarı aldım. İngilizce hocam ‘Kapalı kızlarla konuşuyorsun, uzun etek giyiyorsun. Korkarım yakında başını da örtersin. Bir daha mescidin yakınında olduğunu duymayayım’ diyerek beni arkadaşlarımın önünde azarladı. Sadece giyim tarzıma değil, arkadaş tercihlerime de hiç çekinmeden müdahale ediliyordu.”
DOKTORA ÖĞRENCİSİ HAKARET GÖRDÜ
Özdemir, arkadaşlarına yapılan baskıları gördüğünde kendisine yapılanların çok daha hafif kaldığını söylüyor: “Tabii ki bu kısıtlamalar bana özel değildi. Benden çok daha ağır müdahalelere maruz kalan arkadaşlarımı hatırlıyorum. Mesela doktora öğrencisi bir arkadaşımın kafeteryada başörtüsü taktığı için profesörler tarafından nasıl hakaretlerle binadan atıldığına şahit oldum. Eğitimin zirvesine çıkmış kişilerin bu denli acımasız ve kaba davranışları karşısında hayrete düşüyor, arkadaşımın Rosa Parks misali onurlu dimdik duruşu ve sonrasında döktüğü birkaç damla gözyaşının aslında özgürlük için sessiz bir direniş olduğuna şahit oluyordum.”
YÜKSEK LİSANS YAPARKEN BİLE BASKI GÖRDÜ
4 yıllık Felsefe lisans eğitimini tamamlayan Özdemir aynı üniversitede bu kez yüksek lisansa başladı. “Bu süre zarfında ODTÜ kampüsünde şahit olduklarım başımı açsam da üzerimdeki baskıların bitmeyeceğini, dini ve sosyal kimliğimi gizli tutmam gerektiğini öğretmişti bana. Bir İmam Hatip’li olduğumu, dindar bir aileden geldiğimi, babamın bir ilahiyatçı olduğunu kimseyle paylaşamamıştım” diyen Özdemir, bir Felsefe öğrencisi olarak kendisine yapılan bu baskılara anlam veremediğini söylüyor.
Amerika’daki University of Saint Thomas Felsefe Bölümü’nden aldığı bursla bu ülkeye gelen Özdemir 1 yıl boyunca İslam Felsefesi üzerinde çalışmalarda bulunmuş. Daha sonra kiliseye bağlı Luther Seminary’de İslam Çalışmaları ve İslam-Hıristiyanlık İlişkileri yüksek lisansı yapan Özdemir, Luther Seminary’deki tek Müslüman öğrenci olduğu için bu durumun dikkat çektiğini ve tüm gözlerin kendisine döndüğünü belirtiyor: “Bölüm başkanının ‘Halise’nin başörtüsü takmasındaki asıl sebep Batı’yı protesto etmesidir’ demesi, başörtüsüne karşı önyargıların mekan ve zaman tanımadığını gösterdi bana. Neden başörtüsü taktığıma dair sorularla çok sık karşılaştım ama kimse benden başörtümü çıkarmamı istemedi. Bu sorular kim olduğumu, nereden geldiğimi, nereye gitmek istediğimi bana hatırlattı ve dinimi ve kendimi daha iyi anlamamda bana yardımcı oldu.”
YAHUDİ HAHAMA KİPPASINI HATIRLATTI
Özdemir, Amerika’da bir Müslüman olduğu için olayları ise şu şekilde anlatıyor: “Bir gün Yahudi bir haham neden başörtüsü taktığımı sorunca ben de ona başındaki kippayı işaret ederek ‘Siz bu kippayı neden takıyorsunuz?’ sorusuyla karşılık verdim. Haham bu soru üzerine ne demek istediğimi anladı.”
ÜNİVERSİTENİN AÇILIŞINDA KUR’AN OKUDU
5 yıldan beri Amerika’nın Minnesota eyaletinde bulunan Özdemir, üniversitenin açılışında Müslüman bir öğrenci olarak Kur’an okuduğunu belirterek, böyle bir durumun Türkiye’de yaşanmasının imkansız olduğunu, bunun da Türkiye’deki üniversitelere hâkim olan dogmatik bilim düşüncesi olduğunu söylüyor: “Türkiye’de üniversiteye girerken kafamdaki üniversite idealinin burada, idealimdeki gibi olmasa da fiilen yaşanmakta olduğunu gördüm. 11000 öğrencisi olan bir üniversitenin rektörü ile yan yana okulun açılışlarında başörtüme ve Müslüman kişiliğime rağmen Kur’an okudum. Güzel ülkemden, vatanımdan ve insanlarımdan uzak bir şekilde yabancı bir kültürde, dilde ve çevrede ekonomik zorluklar içinde büyük fedakârlıklarla eğitimimi tamamlamaya çalışıyorum. Columbia Üniversitesi’ne burs bulamadığım için devam edemedim. Benim ve benzerlerimin yaşadığı haksızlıkları, ayrımcılığı kaldırmak üzere ABD’de sürdürdüğüm mücadelede tek başımayım. Hayatımı ve düşüncelerimi, kendisine adadığım ülkemin, devletimin ve insanlarımın desteğini hissetmeyi ne kadar isterdim.”
TÜRKİYE’YE DÖNMEK İSTİYOR AMA ENDİŞELERİ VAR
Doktora eğitimi süren Özdemir, 5 yıldır uzak kaldığı Türkiye’ye dönmek istediğini de söylüyor ancak üniversite yıllarında yaşadığı olaylardan dolayı endişeleri olduğunu belirtiyor: “Şimdi geldiğim noktadan bakınca Türkiye’ye döndüğümde beni neyin beklediğini bilmiyorum. Başörtümle eğitim hayatıma devam edebilecek miyim, istediğim bir işte çalışabilecek miyim? Yoksa bir tercih yapmaya mı zorlanacağımı bilmiyorum. Türkiye’ye dönmeyi ne kadar istesem de başörtümden dolayı bir iş bulup bulamayacağımı bilemiyorum.”
Yeni Akit

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder