Sümbül Ebrusu

Sümbül Ebrusu

27 Mayıs 2014 Salı

Pastoral Senfoni Andre Gide takdim ve özet yazısı


Pastoral Senfoni


Kitabın arka kapağı dini bütün bir papazın himayesine aldığı kör ve yetim bir kızın terbiyesiyle uğraşırken
farkına varmadan yaşamış olduğu sevgi buhranı ve çektiği günahın acısından söz etmektedir.


Rahip Efendinin evine getirdiği ufak yavru kör olmasının yanı sıra ilgisiz de bırakılınca gelişimini ya da hayatını idame ettirecek karın doyurma melekesi dışında hiç bir şeyi idrak edemeyecek seviyede bir insan yavrusu hüviviyetindedir.

Üstlenmiş olduğu misyonun etkisiyle kendisine bir görev addeden papazımız, bu ama genç kız ile ilgilenmeye ve yetiştirmeye çalışır. Boş ama parlak bir dimağ yahut bu dünyanın hiç bir kötülüğünden haberdar olmamış ya da kötülük tanımlamasının dahi var olduğunu bilmeyecek kadar bihaber bir insan evladıdır; GERTRUDE. 

Bu kadar nadide şartların getirmiş olduğu mümkinat ama kızın henüz emekleme seviyesinden birazıcık ilgilenme ile direkt koşmaya varacak bir terakki ile taçlanmıştır.

İnsanoğlunun terakkisi aynı zamanda, sahip olduğu bütün ruhi hislerinin de gelişmesiyle orantılıdır. İlgiler hiç bir zaman karşılıksız kalmamaktadır. 
Kör genç kız Gertrude'nin hayatı seslerden ve dokunmalardan tanıması, sahip olduğu insani hissiyatına engel olmamaktadır.


İlk başlarda sadece merhamet ve görev telakkisiyle başlayan bu yardım etme durumunun, bir sevdaya dönüştüğünün en son farkına varacak kişi rahip efendidir.
Hemde çevresindekilerin başta eşi ve kendisi gibi papaz olan oğlu olmak üzere yaptıkları uyarıları fark edemeyecek kadar safiyane bir durum içerisindedir.

günahtan önceki insanın kendini son safiyane aldatma durumu.

Gerçeğin farkına vardıktan sonra ise ruhani kimliğinin onu insanoğlunun sahip olduğu zaaflardan ve hatalardan ve ileride ki günahlardan koruyacak bir zırh içerisinde olduğunu düşünmesinin bedelini, işlemiş olduğu günahın sonucunu örtemeyecek kadar ağır bir bedelle ödeyecektir.



Bir ameliyat neticesine gözleri dünya ile tanışan Gertrude ise, İncil'de ki " Nimet alayım derken İsa'nn uğruna öldüğü kimsenin helakına sebep olma sakın (Romalılar XIV. 15)" düsturun da ki gerçeği apaçık bir şekilde fark edecek bu dünya ya kendi elleriyle veda etmek ister, bu emeli o anda gerçekleşmese de dileği çok kısa bir süre sonra isteğine kavuşacaktır.
Son sözlerinden birisi de "Eskiden şeriat olmadığı için yaşıyordum, ama vakta ki emirlerin nazil oldu, günah canlandı ve ben öldüm" olur.

Aziz pederin yaşadığı ıstırabı ile biten son sözüyle bizde bitirelim: "Ağlamayı çok isterdim ama kalbimi bir çölden daha çorak hssettim"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder